İçinde hav olan 5 harfli 14 kelime var. İçerisinde HAV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında hav olan kelimeler listesine ya da Sonu hav ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HAV, VAH
2 Harfli Kelimeler
AH, AV, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAVUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Su biriktirme, yüzme, çevreyi güzelleştirme vb. amaçlarla altı ve yanları mermer, beton vb. şeylerden yapılarak içine su doldurulan, genellikle üstü açık yer
- "Asıl binanın iki yanındaki kuru havuzlara ve havuzların hemen yanı başındaki kameriyelere doğru daha seyrek, daha bol çiçekli bitkiler yayılıyor." (Atilla İlhan)
-
Kum, asit vb. konulan çukur yer
- "Kum havuzu."
-
Büyük gemilerin onarılmak için çekildikleri yer
-
Bir amaç güdülerek farklı kaynaklardan gelen paranın ilgililere daha sonra paylaştırılmak üzere toplandığı belirli bir yer
-
[isim]
Su biriktirme, yüzme, çevreyi güzelleştirme vb. amaçlarla altı ve yanları mermer, beton vb. şeylerden yapılarak içine su doldurulan, genellikle üstü açık yer
- HAVİT
- ...
- HAVSA
- ...
- HAVAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nitelikler, özellikler
-
Kendilerini halktan ayrı ve üstün sayan, kendilerinde bir çeşit ayrıcalık gören kimseler, avam karşıtı
-
[isim]
Nitelikler, özellikler
- HAVLI
-
-
[sıfat]
Havı olan
- "Havlı kumaş."
-
[sıfat]
Havı olan
- HAVVA
- ...
- HAVUT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Deve semeri
-
[isim]
Deve semeri
- HAVZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bölge, mıntıka
- "Zonguldak kömür havzası."
-
Dağ veya tepelerle sınırlanmış, suları aynı denize, göle veya ırmağa akan bölge
- "Kızılırmak havzası."
-
Yer kabuğundaki kıvrımların çukur, alçak yeri, tekne
-
Tekne
-
[isim]
Bölge, mıntıka
- HAVUÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Maydanozgillerden, koni biçimindeki etli kökü için sebze olarak yetiştirilen iki yıllık otsu bir kültür bitkisi, yeregeçen (Daucus carota)
-
[isim]
Maydanozgillerden, koni biçimindeki etli kökü için sebze olarak yetiştirilen iki yıllık otsu bir kültür bitkisi, yeregeçen (Daucus carota)
- HAVLU
-
-
[isim]
Vücudun çeşitli yerlerinin kurulanmasına yarar dokuma bez
- "Yüz havlusu. Hamam havlusu."
-
[isim]
Vücudun çeşitli yerlerinin kurulanmasına yarar dokuma bez
- HAVAİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hava ile ilgili, havada bulunan
-
[isim]
Açık mavi renk
-
Bu renkte olan
- "Havai gözlük camlarının arkasından insana tatlı tatlı bakan iri kara gözleri vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Ciddi olmayan, ciddi işlerle uğraşmayan, ciddi işler yapmayan, dilediği gibi davranan, uçarı, hoppa, yeleme
-
Değersiz, boş
- "Ne yapıp yapmış bu havai konuşmayı bir röportaj şekline sokmak yolunu bulmuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Hava ile ilgili, havada bulunan
- HAVYA
-
-
[isim]
Madenlerle yapılan kaynak işlerinde lehimi eritmek için ateşle veya elektrikle kızdırılarak kullanılan, çoğunlukla çekiç biçiminde ucu bakır alet
-
[isim]
Madenlerle yapılan kaynak işlerinde lehimi eritmek için ateşle veya elektrikle kızdırılarak kullanılan, çoğunlukla çekiç biçiminde ucu bakır alet
- HAVRA
-
Kelime Kökeni : İbranice
-
[isim]
Sinagog
-
Çok gürültülü yer
- "Madrid'de kahvehaneyi gördüm ki havradır / Bir yerdeyiz ki söz denilen şey palavradır." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Sinagog
- HAVAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İçinde bir şey dövüp ufalamaya yarayan, tahta, taş, maden veya plastikten yapılan kap
-
Havan topu
-
Tütün kıyma makinesi
-
[isim]
İçinde bir şey dövüp ufalamaya yarayan, tahta, taş, maden veya plastikten yapılan kap