İçinde has olan 5 harfli 15 kelime var. İçerisinde HAS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında has olan kelimeler listesine ya da Sonu has ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A H S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

HAS, SAH

2 Harfli Kelimeler

AH, AS, HA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HASIM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Düşman, yağı
  2. Bir oyun, dava veya yarışta karşı taraf
    • "O yalnız hasmıyla değil, bütün sirk halkıyla güreşiyor." (Halide Edip Adıvar)

HASTA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Sağlığı bozuk olan, esenliği yerinde olmayan, hastalanmış, rahatsız
    • "Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Aşırı düşkün, tutkun
    • "Maç hastası."
  3. Parasız, züğürt
  4. Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan

HASET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kıskançlık, çekemezlik, günü
    • "Gözlerinde bir fena haset kıvılcımı, bir bayağılık yakalıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

EŞHAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kişiler, şahıslar
    • "Memleket'in Rahmi Bey gibi eşhasa şiddetle ihtiyacı vardır." (Tarık Buğra)
  2. Bir olayda veya edebî bir eserde yer alan kişiler

HASPA

  1. [isim] Kızlara, kadınlara söylenen söz
    • "Haspa orada rahat durmamış." (Refik Halit Karay)

HASUT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kıskanç
    • "Bu hasutların dedikodularına inanmak caiz mi?" (Peyami Safa)

HASIL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Olan, ortaya çıkan, görünen
    • "Beklediği havanın hasıl olmadığını görerek yine sopasını sakladı." (Reşat Nuri Güntekin)

HASAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ürün kaldırma, ekin biçme işi
  2. Bu yolla elde edilen ürün

HASAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Herhangi bir olayın yol açtığı kırılma, dökülme, yıkılma gibi zarar
    • "Yağmur yollarda hasara yol açtı. Deprem çok hasar yaptı."
    • "Bir lokomotifle iki vagon hasara uğramışlar." (Atilla İlhan)

HASEP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kişisel özellik, nitelik

HASBİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Gönüllü ve karşılıksız yapılan
    • "Hasbi çalışma."
    • "Aslına bakarsanız karı bana yıllar yılı güler, işaret ederdi de arkadaş karısı diye hasbi geçerdim." (Orhan Kemal)
  2. Sebepsiz
    • "Hasbi azar işitti."

HASİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Cimri
    • "Hasis kadın tozu dumana katar, kıyameti koparır." (Peyami Safa)
  2. Bayağı, insanı küçülten, değersiz
    • "Hasis menfaatler."

HASSE

  1. [isim] Patiska

HASIR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saz, kabuk, yaprak vb. bir bitki maddesiyle örülmüş taban veya tavan örtüsü
  2. [sıfat] Tamamı veya bir bölümü böyle bir örgüden yapılmış olan
    • "Kuş tüyü yastıklı hasır sandalyelere oturdular." (Refik Halit Karay)

HASSA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Özgülük, özellik, hasiyet
    • "Geçmişi incelerken de eleştiri hassamızı uyanık tutalım." (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü