İçinde har olan 6 harfli 29 kelime var. İçerisinde HAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında har olan kelimeler listesine ya da Sonu har ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A H R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

HAR

2 Harfli Kelimeler

AH, AR, HA, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

NEHARİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Gündüzlü
    • "En arka sırada, derslerde nadiren gözüken bir nehari talebe yalnız başına oturuyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [zarf] Gündüzlü olarak

HARAŞO

Kelime Kökeni : Rusça

  1. [isim] Bir tür yün örgüsü

HARABİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Meyhaneye giden, âlemci
    • "Ne harabiyim ne harabatiyim / Kökü mazide olan atiyim." (Yahya Kemal Beyatlı)

HARİTA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Coğrafya, tarih, dil, nüfus vb. konularla ilgili yeryüzünün veya bir parçasının, belli bir orana göre küçültülerek düzlem üzerine çizilen taslağı
    • "Koca Rumeli, Edirne'si, Selanik'i, Manastır'ı, Yanya'sı, Kosova'sı, İşkodra'sı ile imparatorluk haritasından silinmişti." (Yusuf Ziya Ortaç)

ZİNHAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [zarf] Kesinlikle
    • "Fakat adını zinhar benden öğrenemeyeceksin." (Reşat Nuri Güntekin)

AHARLI

  1. [sıfat] Üzerine ahar sürülmüş olan
    • "Aharlı kâğıt."

HARÇLI

  1. [sıfat] Yapılması için harç ödenen
  2. Harç ile örülmüş
    • "Harçlı duvar."
  3. Süslerle bezenmiş (giysi)

HAREKİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Hareket durumunda, devinim durumunda olan, devinimsel

HARİKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yaradılışın ve imkânların üstünde nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran
    • "Türk tarihi harikalarla doludur."
  2. Çok büyük bir hayranlık uyandıran, eksiksiz, kusursuz, tam, mükemmel
    • "Harika fikir doğrusu, kim akıl ettiyse iyi akıl etmiş." (Atilla İlhan)
  3. [ünlem] "Güzel" anlamında kullanılan bir söz

HARİCİ
...
HARELİ

  1. [sıfat] Haresi olan
    • "Elinde şampanya bardağı, dişlerinin arasında bir sap karanfil, hareli gözleri süzgün." (Atilla İlhan)

HARAZA

  1. [isim] Kavga, gürültü, karışıklık
    • "Yine mi kavga erenler? Yine mi haraza?" (Aka Gündüz)
  2. Öfke, sinir

HARNUP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Keçiboynuzu

HARMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Biçildikten sonra tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi
    • "Akşam vakti ırgatlarla beraber harman savururum." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Harmanı kaldırmaktan başka bir şey düşünmüyordu." (Sevinç Çokum)
  2. Bu işin yapıldığı yer veya mevsim
    • "Çocuğum başka çocuklarla beraber harmanda düvene binmiş dönüyor." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Birçok çeşitten birer parça alıp yeni birleşim oluşturma işi
    • "Çay harmanı. Tütün harmanı."
  4. Selüloz açılması aşamasından başlayıp kâğıt veya karton sayfasının meydana gelmesine kadar kullanılan bir veya birkaç kâğıt hamuru ile diğer malzemelerin meydana getirdiği sulu süspansiyon

HARTUÇ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kartuş

HARAMİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hırsız, haydut, eşkıya
    • "Olur mu canım, bu kudurmuş, şehirde, bunca haraminin ortasında nasıl yalnız kalır Suat, nasıl bensiz yaşar!" (Atilla İlhan)

HARDAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Turpgillerden, 100-150 cm yükseklikte, sarı çiçekli, deriyi yakıcı nitelikte olan ve tohumu hekimlikte kullanılan, tadı acı ve bir yıllık bir bitki (Brassica nigra)
  2. Bu tohumun toz durumuna getirilmiş veya sirke ile karıştırılarak yapılmış macunu
    • "Sofra hardalı."

KAHHAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kahredici, kahreden, yok edici
    • "İsviçre Alpleri'nde geceleri kahhar bir karanlık bastırıyor." (Atilla İlhan)
  2. Her şeyi yok eden (Tanrı)

HARABE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, kalıntı
    • "Harabeyi dolaşırken ara sıra perişan kalabalıklara rast geliyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş yapı, yıkı
    • "Bu harabenin bir değirmen olduğunu hatırladım." (Sait Faik Abasıyanık)

HARRAN
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü