İçinde h olan 3 harfli 68 kelime var. İçerisinde H harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında h harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu h harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PEH
...
HUŞ

  1. [isim] Gürgengillerden, kerestelik bir ağaç cinsi (Betula)

HEY

  1. [ünlem] Seslenmek veya ilgi ve dikkat çekmek için söylenen bir söz
    • "Hey, çocuklar! Gelin bakalım. Hey arkadaş! Ayağıma basıyorsun."
    • "Hey gidi gençlik hey! Unutulmaz günlerdi onlar, Yenikapı'ya, meyhanelere indik mi şöyle bir." (Atilla İlhan)
  2. Sitem, yakınma, azar, beğenme vb. çeşitli duyguları anlatan cümlelerde kullanılan bir söz
    • "Hey talih! Böyle mi olacaktı? Hey akılsız çocuk! Ateşi ne diye ellersin? Hey Allah'ım! Bu ne güzellik."

YUH

  1. [ünlem] Birine karşı beğenilmeyen veya öfke duyulan bir durumda haykırılan söz, yuha
    • "Bu yeni kişilik artık Beşiktaş tribününden hakeme yuh çekemez." (Haldun Taner)

HİT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Liste başı
    • "Her şarkı hit oluyordu."

HOL

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Sofa
    • "Çantalarım holde duruyordu." (Refik Halit Karay)

MEH
...
HAM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Yenecek kadar olgun olmayan (meyve)
    • "Ham elma."
  2. İşlenmemiş (madde)
    • "Ham petrol."
  3. İdmansız
    • "Ham vücutla ancak bu kadar koşabilirim."
  4. Gerçekleşme kolaylığı veya imkânı olmayan
    • "Ham hayal. Ham teklif."
  5. Kaba, toplum kurallarını bilmeyen, incelmemiş
    • "Ne ham adam!"

SİH
...
NAH
...
SAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyin doğru olduğunu belirtmek için yapılan işaret

HAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kolayca yutulabilmesi için toparlak durumuna getirilmiş ilaç
    • "Doktorlar hap, banyo ve perhiz tavsiye etmiş." (Burhan Felek)
    • "Gideceğimiz kasabada iki yazlık sinema varsa hapı yutmuşuzdur." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir içimlik afyon

HAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Özgü, öze, mahsus
    • "Anadolu'nun yüksek yaylalarına has, sessiz, pussuz, boz renkli gecelerden biriydi." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Katışıksız, en iyi cinsten, saf
    • "Has gümüş."
  3. Hükümdara özgü olan
    • "Has ahır. Has bahçe."
  4. İyi nitelikleri kendinde toplamış olan (kimse)
  5. [isim] Başmaklık

HAÇ

Kelime Kökeni : Ermenice

  1. [isim] Hristiyanlığın sembolü sayılan ve birbirini dikey olarak kesen iki çizgiden oluşan biçim, istavroz, put (I), salip
    • "Beraber eski kilise harabesine girdiler, kadın burada haç çıkardı." (Refik Halit Karay)

HİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kurnaz, cin fikirli kimse
  2. Zaman, zamane

ZIH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Giysilerin kol, yaka, etek vb. kenarlarına dikilen şerit veya kaytan
    • "Pantolon zıhı."
  2. Marangoz işlerinde ince kenar pervazı
  3. Sayfa çevresine çekilen çizgi

HAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hoşa giden duygulanma, hoşlanma, zevk
    • "Bunların hiçbirisinden haz almazdı, bu âlemde bir güzellik olmak lazım gelse bir başka biçimde lazım geleceğini düşünüyordu." (Halit Ziya Uşaklıgil)
    • "O, ... kullanmaya alışık olduğu bu şartlı eşyasını gördükçe ve elledikçe bir haz duyardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Göze bu kadar samimi ve sıcak haz veren bir mahluk çok zamandır görmemiştim." (Halide Edip Adıvar)
    • "Günün bu son hazzını çıkarmadan ondan niçin vazgeçeriz?" (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bir şeyden duyusal veya manevi sevinç duyma
  3. Ezgi
  4. Sürdürülmesi istenen ılımlı ve doygunluk veren coşku
    • "Ömrünün en öfkeli veya buhranlı anlarında bile yaşamak hazzının parıltısı gözlerinden eksik olmazdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)

AHİ

  1. [sıfat] Cömert

HEM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [bağlaç] Bir kimseyi uyarmak, bir şeyi açıklamak veya anlamı güçlendirmek için "özellikle, zaten, bir de, şurası da var ki" anlamlarında kullanılan bir söz
    • "Hem ne lüzum var? Hem siz karışamazsınız."
    • "Ankara'yı sever misin? -Hem de nasıl."
  2. Açıklayıcı nitelikte olan ikinci cümleyi birinciye bağlayan bir söz
    • "Gidiyor hem koşarak gidiyor. Güzel hem pek güzel! Sıcak hem ne sıcak!"

HUY

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İnsanın yaradılış ve ruh özelliklerinin bütünü, mizaç, tabiat
    • "Can çıktıktan sonra da huy, adamı kolay kolay terk etmiyor." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Alışkanlık

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü