İçinde h olan 3 harfli 68 kelime var. İçerisinde H harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında h harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu h harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HOL

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Sofa
    • "Çantalarım holde duruyordu." (Refik Halit Karay)

HUY

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İnsanın yaradılış ve ruh özelliklerinin bütünü, mizaç, tabiat
    • "Can çıktıktan sonra da huy, adamı kolay kolay terk etmiyor." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Alışkanlık

HAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Adalet
    • "Haktan ayrılmamalı."
    • "Mutlu, başarılı, kendine güvenmeyi hak etmiş birisi." (Tarık Buğra)
    • "İki yıl sonra emekliliğe hak kazanacak."
    • "Onun hakkında söylediğin şeyler için sana pek çok hak verdim." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Adaletin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı şey, kazanç
    • "Üstelik adli tatil olduğu için hak sahipleri bekleşirler." (Burhan Felek)
    • "Hemen hanım teyzemin elini öpmeye gideyim dedim... Az hakkı mı geçmiştir bana?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Anlaşılan Cemal Paşa'nın bu işe yarar bir adamı yok, bize bıraksın, haklarından gelelim dediler." (Falih Rıfkı Atay)
    • "O öğretmen, öğrencilerin her zaman hakkını verir."
  3. Dava veya iddiada gerçeğe uygunluk, doğruluk
    • "Bu davada hak görmüyorum."
  4. Geçmiş ve harcanmış emek
    • "Ana hakkı ödenmez."
  5. Pay
    • "Makas hakkı. Komşu hakkı."
  6. Emek karşılığı ücret
  7. [sıfat] Doğru, gerçek
    • "Karacaoğlan der ki sözüm haktır." (Karacaoğlan)

ŞAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İran veya Afgan hükümdarı
  2. Satranç oyununda her yönde tek hane gidebilen en önemli taş
    • "Sonra şahını bir hane geri aldı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Alevilik, Bektaşilikte pir
  4. [sıfat] Benzerlerine oranla en üstün, en güzel, en iyi

TÜH

  1. [ünlem] "Vah vah" anlamında pişmanlık bildiren bir seslenme sözü, tü
  2. "Yazıklar olsun" anlamında bir seslenme sözü

HAÇ

Kelime Kökeni : Ermenice

  1. [isim] Hristiyanlığın sembolü sayılan ve birbirini dikey olarak kesen iki çizgiden oluşan biçim, istavroz, put (I), salip
    • "Beraber eski kilise harabesine girdiler, kadın burada haç çıkardı." (Refik Halit Karay)

VAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İlenme, beddua
    • "Ah kime, vah kime, kızarmış gözler kime ... aittir?" (Peyami Safa)

MAH
...
HAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Çözme, çözülme
  2. Eritme
  3. Karışık bir sorunun içinden çıkma, sonuca varma

HEY

  1. [ünlem] Seslenmek veya ilgi ve dikkat çekmek için söylenen bir söz
    • "Hey, çocuklar! Gelin bakalım. Hey arkadaş! Ayağıma basıyorsun."
    • "Hey gidi gençlik hey! Unutulmaz günlerdi onlar, Yenikapı'ya, meyhanelere indik mi şöyle bir." (Atilla İlhan)
  2. Sitem, yakınma, azar, beğenme vb. çeşitli duyguları anlatan cümlelerde kullanılan bir söz
    • "Hey talih! Böyle mi olacaktı? Hey akılsız çocuk! Ateşi ne diye ellersin? Hey Allah'ım! Bu ne güzellik."

HAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çizgi
  2. Yazı
  3. Ulaşım sağlayan bir taşıtın uğradığı yerlerin bütünü, yol, geçek
    • "Demir yolu hattı. Otobüs hattı."
  4. Elektrik akımı taşıyan tel veya kablo sistemi
    • "Bir kablodan muhtelif hatlar çıkar." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. Telefon, telgraf, televizyon vb. araçlarla iletişim sağlayan yol, kanal
  6. Sınır
    • "Dalga dalga ilerleyen hücum hatlarımız birinci düşman siperlerine girdi." (Aka Gündüz)
  7. Yüzü biçimlendiren çizgi veya kırışıklık
    • "Yüz hatları bütün bu rivayetleri doğruluyor." (Haldun Taner)
  8. Vücut biçimi
    • "Vücut hatlarını korumak lazım."

LEH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyden veya bir kimseden yana olma, aleyh karşıtı
    • "Ben oldum olası ihtiyarlığın ve ihtiyarlamanın lehindeyim." (Burhan Felek)
  2. Bir şeyden veya bir kimseden yana olma
    • "Babanın fikri, her zaman için senin lehinedir." (Aka Gündüz)

HAB

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Uyku

SİH
...
GAH
...
HAY

  1. [ünlem] İyi dilek, azarlama, şaşma ve sevinç bildirmede kullanılan bir söz
    • "Hay çok yaşayasınız sizler!" (Reşat Nuri Güntekin)

ZIH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Giysilerin kol, yaka, etek vb. kenarlarına dikilen şerit veya kaytan
    • "Pantolon zıhı."
  2. Marangoz işlerinde ince kenar pervazı
  3. Sayfa çevresine çekilen çizgi

HIZ

  1. [isim] Çabukluk, sürat
    • "Hikâyede baştan sona kadar hareket ve hız olmalıdır." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Fırtına hızını aldı."
    • "Güneş hızını kaybedince bu yapışkan su donar, yapraklar ellenebilir, toplanabilir duruma gelir." (Necati Cumalı)
  2. Bir hareketten doğan güç, şiddet
    • "Yağmur şimdi hızını daha da arttırmıştı." (Haldun Taner)
    • "Münakaşa tekrar eski hızını alamayarak biraz sonra söndü." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Çaba, güç, gayret, takat
  4. Alınan yolun harcanan zamana oranı, sürat

DEH

  1. [ünlem] Binek veya koşum hayvanlarını yürütmek için söylenen bir söz, dah

HAC

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle tek tanrılı dinlerde kutsal olarak tanınan yerlerin, o dinden olanlarca yılın belli aylarında ziyaret edilmesi
  2. İslam'ın beş şartından biri olan, Müslümanlarca zilhicce ayında Mekke'de yapılan Kâbe'yi ziyaret ve tavaf ibadeti

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü