İçinde gı olan 6 harfli 44 kelime var. İçerisinde GI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında gı olan kelimeler listesine ya da Sonu gı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DARGIN
-
-
[sıfat]
Darılmış olan, küskün
- "Hasan Ağa büyük oğlu ile dargındı." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bu olaydan sonra benimle aylarca dargın durdu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Soğuk, ilgisiz
- "Annem, bahçe kapısında beni iki dargın kelime ile karşıladı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Darılmış olan, küskün
- KILGIN
-
-
[sıfat]
Kılgı durumuna geçirilebilen, amelî, pratik
-
[sıfat]
Kılgı durumuna geçirilebilen, amelî, pratik
- SINGIN
-
-
[sıfat]
Gözü korkmuş, sinmiş (kimse)
-
Çekingen, ürkek
-
Üzgün, düşünceli
-
[sıfat]
Gözü korkmuş, sinmiş (kimse)
- YARGIÇ
-
-
[isim]
Millet adına, yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışlarda veya uyuşulmayan işlerde yasayı yerine getirmekle, adaleti gerçekleştirmekle görevli kimse, hâkim
-
[isim]
Millet adına, yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışlarda veya uyuşulmayan işlerde yasayı yerine getirmekle, adaleti gerçekleştirmekle görevli kimse, hâkim
- CAYGIN
-
-
[sıfat]
Vazgeçip işin ardını bırakan
-
Dönek
-
[sıfat]
Vazgeçip işin ardını bırakan
- KIRGIZ
- ...
- ÇALGIN
-
-
[isim]
Sıcak veya soğuktan gelişemeyerek cılız kalan ekin
-
Uzun zaman bakır kapta kalan tadı bozulmuş yemek, çalık
-
[sıfat]
Kötürüm, inmeli, sakat
-
[isim]
Sıcak veya soğuktan gelişemeyerek cılız kalan ekin
- DALGIN
-
-
[sıfat]
Çevresinde olup bitenleri fark edemeyecek kadar düşünceye dalan
- "Kendi kendine mırıldanır gibiydi, dalgındı." (Tarık Buğra)
-
Dikkatini belirli bir konu üstünde toplayamayan
-
[zarf]
Kendinden geçmiş bir durumda
- "Hasta dalgın uyuyor."
-
[sıfat]
Çevresinde olup bitenleri fark edemeyecek kadar düşünceye dalan
- ÇALGIÇ
-
-
[isim]
Mızrap
-
Bahçe süpürgesi, çalkı
-
[isim]
Mızrap
- SIZGIT
-
-
[isim]
Kavrulmuş et, kavurma
-
[isim]
Kavrulmuş et, kavurma
- GIYGIY
-
-
[isim]
Herhangi bir tür yaylı saz
- "Yalıda eline bir gıygıy almayan tek kişi Ahmet Midhat Efendi'dir." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Herhangi bir tür yaylı saz
- GIYABİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir kimse bulunmadığı sırada yapılan, verilen
- "Gıyabi hüküm."
-
Uzaktan, görüşmeden olan
- "Birbirine benzer yaşayanlar arasındaki gıyabi dostluk alakasını içimizde taşıyoruz." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Bir kimse bulunmadığı sırada yapılan, verilen
- KIRGIN
-
-
[sıfat]
Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan
-
[isim]
Toplu ölümlere yol açan bulaşıcı hastalık
-
[sıfat]
Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan
- CANGIL
-
-
[isim]
Cengel
-
Karışıklık, kargaşa
-
[isim]
Cengel
- KIYGIN
-
-
[sıfat]
Mağdur
-
[sıfat]
Mağdur
- CAZGIR
-
-
[isim]
Güreşecek olan pehlivanları yüksek sesle izleyicilere tanıtan ve dua okuyarak onları alana süren kimse
-
Fitneci
-
[isim]
Güreşecek olan pehlivanları yüksek sesle izleyicilere tanıtan ve dua okuyarak onları alana süren kimse
- ÇIVGIN
-
-
[isim]
Rüzgâr ve karla karışık yağan yağmur
-
Ağaç sürgünü, filiz
-
Şıvgın
-
[isim]
Rüzgâr ve karla karışık yağan yağmur
- MANGIR
-
-
[isim]
Bakırdan yapılmış, iki buçuk para değerinde sikke
-
Nargile lülesine konulmak için kömür tozundan yapılan, çabuk tutuşur, tavla pulu biçiminde bir çeşit yakacak
-
Para
- "Muhakkak işin ucunda mangır olmalı amca yoksa içeriye giremezsin." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Bakırdan yapılmış, iki buçuk para değerinde sikke
- YAYGIN
-
-
[sıfat]
Çoğu kimselerce duyulmuş, öğrenilmiş, kullanılmış veya benimsenmiş olan
- "Yaygın bir söz. Yaygın bir inanç."
-
Pek çok kimsede görülen ve beğenilen
- "Yaygın bir kültürü ve her çeşit insanı kavrayacak bir sunuş tarzı vardı." (Haldun Taner)
-
Sınırı genişlemiş
- "Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir." (Anayasa)
-
[sıfat]
Çoğu kimselerce duyulmuş, öğrenilmiş, kullanılmış veya benimsenmiş olan
- SAYGIN
-
-
[sıfat]
Saygı gören, sayılan, hatırlı, itibarlı, muteber
- "A. Ş. Hisar, Türk romanında saygın yerini haklı olarak almıştır." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Saygı gören, sayılan, hatırlı, itibarlı, muteber