İçinde gı olan 6 harfli 44 kelime var. İçerisinde GI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında gı olan kelimeler listesine ya da Sonu gı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GIYBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çekiştirme, yerme, kötüleme, kov
-
[isim]
Çekiştirme, yerme, kötüleme, kov
- ÇINGIL
-
-
[isim]
Ufak ve seyrek taneli üzüm salkımı
- "Bağ bozumundan sonra kütüklerde kalan tek taneli, güneşten ısınmış üzüm çıngılının tadını hiçbir salkımda bulamazsınız." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Ufak ve seyrek taneli üzüm salkımı
- KIRGIZ
- ...
- KIYGIN
-
-
[sıfat]
Mağdur
-
[sıfat]
Mağdur
- SALGIN
-
-
[sıfat]
Kısa zamanda çevredeki insan, hayvan veya bitkilerin büyük bir bölümüne bulaşan, müstevli
- "Salgın hastalık."
-
[isim]
Bir hastalığın veya başka bir durumun yaygınlaşması ve birçok kimseye birden bulaşması
- "Tifo salgını. Kumar salgını."
-
[isim]
Gereğinde herkesten para veya mal olarak toplanan geçici vergi
-
[isim]
Bir şeyin bir yere girip her yanı kaplaması, istila
- "Çekirge salgını."
-
[isim]
Belli bir hareketin, davranışın, sözün toplumda yaygınlaşması
-
[sıfat]
Kısa zamanda çevredeki insan, hayvan veya bitkilerin büyük bir bölümüne bulaşan, müstevli
- ÇIVGIN
-
-
[isim]
Rüzgâr ve karla karışık yağan yağmur
-
Ağaç sürgünü, filiz
-
Şıvgın
-
[isim]
Rüzgâr ve karla karışık yağan yağmur
- SINGIN
-
-
[sıfat]
Gözü korkmuş, sinmiş (kimse)
-
Çekingen, ürkek
-
Üzgün, düşünceli
-
[sıfat]
Gözü korkmuş, sinmiş (kimse)
- SIZGIT
-
-
[isim]
Kavrulmuş et, kavurma
-
[isim]
Kavrulmuş et, kavurma
- GIDALI
-
-
[sıfat]
Besini olan, besinli
-
[sıfat]
Besini olan, besinli
- BAYGIN
-
-
[sıfat]
Bayılmış, kendinden geçmiş
- "İki tarafına sarhoş sarhoş sallanan sandalda balıkçıyı baygın buldu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Süzgün
- "Baygın bakış."
-
Gönül vermiş
-
İnsanı kendinden geçirir gibi olan
- "Bahçe kapısına varmadan daha / Baygın kokusu ıhlamurun." (Zeki Ömer Defne)
-
Yığılmış, dökülmüş
- "Açık eflatun ipek perdeler baygın ve büyük kelebek kanatları hâlinde yere kadar uzanıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Bayılmış, kendinden geçmiş
- KARGIŞ
-
-
[isim]
Kargıma işi veya bu maksatla söylenen sözler, lanet, telin, beddua, ilenç, alkış karşıtı
-
[isim]
Kargıma işi veya bu maksatla söylenen sözler, lanet, telin, beddua, ilenç, alkış karşıtı
- YARGIÇ
-
-
[isim]
Millet adına, yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışlarda veya uyuşulmayan işlerde yasayı yerine getirmekle, adaleti gerçekleştirmekle görevli kimse, hâkim
-
[isim]
Millet adına, yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışlarda veya uyuşulmayan işlerde yasayı yerine getirmekle, adaleti gerçekleştirmekle görevli kimse, hâkim
- CANGIL
-
-
[isim]
Cengel
-
Karışıklık, kargaşa
-
[isim]
Cengel
- GIYABİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir kimse bulunmadığı sırada yapılan, verilen
- "Gıyabi hüküm."
-
Uzaktan, görüşmeden olan
- "Birbirine benzer yaşayanlar arasındaki gıyabi dostluk alakasını içimizde taşıyoruz." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Bir kimse bulunmadığı sırada yapılan, verilen
- ŞIVGIN
-
-
[isim]
Budanmış yaşlı ağaçların budanan yerlerinden çıkan taze sürgün, filiz, çıvgın
-
Fırtınayla yağan yağmur
-
[isim]
Budanmış yaşlı ağaçların budanan yerlerinden çıkan taze sürgün, filiz, çıvgın
- DALGIÇ
-
-
[isim]
Deniz dibine inilebilecek özel donanımla su altında çalışmayı meslek edinen kimse, balık adam, kurbağa adam
-
Başkasına ait olan bir şeyi habersiz alma huyunda olan kimse
-
[isim]
Deniz dibine inilebilecek özel donanımla su altında çalışmayı meslek edinen kimse, balık adam, kurbağa adam
- DARGIN
-
-
[sıfat]
Darılmış olan, küskün
- "Hasan Ağa büyük oğlu ile dargındı." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bu olaydan sonra benimle aylarca dargın durdu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Soğuk, ilgisiz
- "Annem, bahçe kapısında beni iki dargın kelime ile karşıladı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Darılmış olan, küskün
- CINGIL
-
-
[isim]
Küçük üzüm salkımı
-
Boncuk, gümüş veya altın para ile yapılmış, başlığa veya giysiye takılan süs
-
[isim]
Küçük üzüm salkımı
- ŞINGIL
-
-
[isim]
Bir salkımı oluşturan küçük salkımlardan her biri
-
Küçük ve parlak süs
- "Gökyüzünü yıldızlar noel ağacının şıngılları gibi süslemiş, pırıldıyorlar." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Bir salkımı oluşturan küçük salkımlardan her biri
- KAYGIN
-
-
[isim]
Gebe deve
-
[isim]
Gebe deve