İçinde gı olan 5 harfli 40 kelime var. İçerisinde GI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında gı olan kelimeler listesine ya da Sonu gı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AYGIT
-
-
[isim]
Birçok parçadan yapılmış alet, cihaz
- "Telefon bir konuşma aygıtıdır."
-
Vücutta belirli bir görevi yerine getiren organ grubu
- "Sindirim aygıtı. Solunum aygıtı."
-
Birkaç aletin uygun biçimde eklenmesinden oluşturulan ve bazı belli deneylerin yapılmasına yarayan takım
-
[isim]
Birçok parçadan yapılmış alet, cihaz
- ARGIT
-
-
[isim]
Geçit, boğaz, dağ boğazı, derbent
-
Keklik tutmakta kullanılan, tahtadan kapanların yan taraflarına bağlanan ağaç parça
-
[isim]
Geçit, boğaz, dağ boğazı, derbent
- ANGIÇ
-
-
[isim]
Harman zamanı fazla sap yüklemek için öküz ve at arabalarının iki tarafına takılan parmaklık, kanat
-
[isim]
Harman zamanı fazla sap yüklemek için öküz ve at arabalarının iki tarafına takılan parmaklık, kanat
- IZGIN
-
-
[isim]
Tohumlarından yağ çıkarılan bir bitki (Eruca cappadocica)
-
[isim]
Tohumlarından yağ çıkarılan bir bitki (Eruca cappadocica)
- GICIK
-
-
[isim]
Boğazda duyulup aksırtan, öksürten yakıcı kaşıntı
- "Bronşit filan desem öksürük değil, gıcık bile yok..." (Sermet Muhtar Alus)
- "Ne yalan söylemeli, yazı müdürünü gıcık etmekten özel bir zevk alıyordu." (Atilla İlhan)
- "... gıcık tutmuş gibi manalı manalı öksürdü." (Mahmut Yesari)
-
Beyaz renkli, dağlıç koyununa benzer vücut yapısında, kuyruğu son omurlara kadar yağ kitlesi ile kaplı ve bu sebeple alt kısmı yuvarlakça görünen, kaba, karışık yapağılı bir koyun türü
-
Sözleriyle, davranışlarıyla karşısındakini kızdıran, sinirlendiren, sıkan (kimse)
-
[isim]
Boğazda duyulup aksırtan, öksürten yakıcı kaşıntı
- SIYGI
-
-
[isim]
Hacim
- "Sayacağım adlar, vereceğim örnekler birkaç makale sıygısını doldurur, aşar, taşar bile..." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Hacim
- ILGIM
-
-
[isim]
Serap
-
[isim]
Serap
- GIDIM
-
-
[isim]
Küçük parça, bir miktar
- "Sığındığım, bir gıdım gönül hoşluğu aradığım bu yerde birden çıktı ortaya." (Nezihe Meriç)
-
[isim]
Küçük parça, bir miktar
- SANGI
-
-
[sıfat]
Sersemleşmiş, şaşkınlaşmış olan, sözü kolayca anlamayan
-
[sıfat]
Sersemleşmiş, şaşkınlaşmış olan, sözü kolayca anlamayan
- AYGIR
-
-
[isim]
Damızlık erkek at
-
[isim]
Damızlık erkek at
- GIRLA
-
-
[zarf]
Alabildiğine, çokça
- "Elbette ya... O köşkte uşaklar, bahçıvanlar gırla." (Haldun Taner)
- "Park enikonu bir olay, tebrik ve övgüler gırla gidiyor." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Alabildiğine, çokça
- YAYGI
-
-
[isim]
Yere veya döşeme üzerine serilen örtü
- "En iyi yer orasıdır, yaygınızı oraya yayın!" (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Yere veya döşeme üzerine serilen örtü
- ILGIT
- ...
- YILGI
-
-
[isim]
Fobi
- "Ayakta kalabilmenin, yılgılardan kurtulmanın son imkânı buradan geçiyordu." (Selim İleri)
-
[isim]
Fobi
- YAZGI
-
-
[isim]
Tanrı'nın uygun görmesi, Tanrı'nın isteği, kader, ezelî takdir, yazı, alın yazısı, hayat, kader, mukadderat, takdiriilahî
- "Üçüncü dünya ülkelerinin yazgısına daha yakınlık duyuyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Tanrı'nın uygun görmesi, Tanrı'nın isteği, kader, ezelî takdir, yazı, alın yazısı, hayat, kader, mukadderat, takdiriilahî
- KAYGI
-
-
[isim]
Üzüntü, endişe duyulan düşünce, tasa
- "Korku ve kaygıyla vücudunu dinledi." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Üzüntü, endişe duyulan düşünce, tasa
- ALGIN
-
-
[sıfat]
Cılız, zayıf, hastalıklı
-
Birine gönül vermiş, tutkun, vurgun
-
[sıfat]
Cılız, zayıf, hastalıklı
- ALGIÇ
- ...
- SALGI
-
-
[isim]
Hücrelerin, vücuttaki bezlerin kandan ayırıp oluşturdukları ve yeniden kana, başka organa veya dışarıya saldıkları sıvı madde, ifraz
- "Tükürük bir salgıdır."
-
Güneşten dışarı doğru madde fırlaması
-
[isim]
Hücrelerin, vücuttaki bezlerin kandan ayırıp oluşturdukları ve yeniden kana, başka organa veya dışarıya saldıkları sıvı madde, ifraz
- ÇINGI
-
-
[isim]
Kıvılcım
-
Parça, zerre
-
[isim]
Kıvılcım