İçinde gü olan 6 harfli 54 kelime var. İçerisinde GÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında gü olan kelimeler listesine ya da Sonu gü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇÜNGÜŞ
- ...
- GÜNDEŞ
-
-
[sıfat]
Aynı günde olan
-
Çağcıl
- "Avusturya edebiyatının en güçlü gündeş yazarlarından biri olan I. Bachmann..." (Selim İleri)
-
Güncel
- "Oğuz Atay'ın her cümlesi özel, dahası gündeş anlamlar taşıyan hikâyesine sığınmıştım." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Aynı günde olan
- GÜNÖTE
-
-
[isim]
Yer yörüngesinin güneşe en uzak bulunduğu nokta, evç
- "Yer, temmuzun başlangıcına doğru günöteye varmış bulunur."
-
[isim]
Yer yörüngesinin güneşe en uzak bulunduğu nokta, evç
- GÜZLÜK
-
-
[sıfat]
Güzün yapılan
- "Güzlük ekim."
-
[isim]
Güzün ekilen tahıl
-
[sıfat]
Güzün yapılan
- GÜZİDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Seçkin, seçilmiş, seçme
- "Selanik'in en varlıklı, en güzide ailelerinden sayılıyor." (Atilla İlhan)
-
Aydın, okumuş, seçkin (kimse)
- "Bir milletin güzidesiyle halkı arasında bu derece tezat doğru mudur?" (Orhan Seyfi Orhon)
-
[sıfat]
Seçkin, seçilmiş, seçme
- GÜNÜCÜ
-
-
[sıfat]
Kıskanç
-
[sıfat]
Kıskanç
- İÇÖRGÜ
- ...
- GÜDERİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle geyik veya keçi derisinden yapılmış yumuşak ve mat meşin
-
[sıfat]
Bu meşinden yapılmış
- "Arka cebinden büyük bir güderi tabaka çıkarmıştı." (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Genellikle geyik veya keçi derisinden yapılmış yumuşak ve mat meşin
- GÜNSÜZ
- ...
- HIRGÜR
-
-
[isim]
Geçimsizlik, kavga
- "Tiyatrocular arasında hırgür eksik olmaz ama her şey sonunda tatlıya bağlanır, bilmez misin?." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Geçimsizlik, kavga
- GÜRGEN
-
-
[isim]
Gürgengillerden, Karadeniz kıyılarındaki ormanlarda çok yetişen, kerestesi değerli bir ağaç, karagürgen (Carpinus betulus)
- "Gürgen dibine vardım / Oyma alırım oyma" (Halk türküsü)
-
[sıfat]
Bu ağaçtan yapılmış
-
[isim]
Gürgengillerden, Karadeniz kıyılarındaki ormanlarda çok yetişen, kerestesi değerli bir ağaç, karagürgen (Carpinus betulus)
- ÇÖZGÜN
-
-
[sıfat]
Çözülmüş, dağılmış
-
Erimeye başlamış, yumuşamış (kar, buz)
-
[sıfat]
Çözülmüş, dağılmış
- GÜNCEL
-
-
[sıfat]
Günün konusu olan, şimdiki, bugünkü (haber, olay vb.), aktüel
- "Güncel olaylar, yorumlarla şaşılacak bir özdeşlik, bir uyum gösterir." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Günün konusu olan, şimdiki, bugünkü (haber, olay vb.), aktüel
- GÜNCEK
-
-
[isim]
Şemsiye
-
[isim]
Şemsiye
- ÖVGÜCÜ
-
-
[isim]
Birini veya bir şeyi öven kimse
-
Birini gereği yokken veya aşırı olarak öven kimse
-
[isim]
Birini veya bir şeyi öven kimse
- GÜNLÜK
-
-
[sıfat]
O günkü, o günle ilgili
-
Üzerinden gün geçmiş veya geçecek
- "On günlük çocuk. Sekiz günlük gezi."
-
Her gün yapılan, her gün yayımlanan, her gün çıkan
- "Günlük gazete."
-
[isim]
Günü gününe tutulan hatıra, günce, muhtıra
-
[isim]
Günü gününe tutulan anı yazısı veya bu yazıları içine alan eser, günce
-
[sıfat]
O günkü, o günle ilgili
- HÖRGÜÇ
-
-
[isim]
Devenin sırtındaki tümsek, çıkıntı
-
Bu çıkıntıya benzeyen tümsek, çıkıntı
- "Yüksek yaylalara hörgüçler gibi çökmüş dağları ile ufkumuzu kapladı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Devenin sırtındaki tümsek, çıkıntı
- GÜVEYİ
-
-
[isim]
Damat
- "Güveyi girdiğinin ertesi günü askere çağrıldı."
-
[isim]
Damat
- GÜLMEK
-
-
[nsz]
İnsan, hoşuna veya tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu açığa vurmak
- "O ne söylese sinirli sinirli ve tabii olmayan gülüşü ile gülüyordu." (Halide Edip Adıvar)
- "Ahali gülmekten kırılıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bizi şimdi böyle görse yine sadece gülüp geçer miydi?" (Osman Cemal Kaygılı)
-
Mutlu, sevinçli zaman geçirmek, eğlenmek, hoşça vakit geçirmek
-
[-e]
Biriyle alay etmek
-
Dikkati çekecek derecede hoş ve sıcak görünmek
- "Annemin, yirmi gündür ağlayan yüzü, bu akşam ilk defa güldü." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[nsz]
İnsan, hoşuna veya tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu açığa vurmak
- İÇGÜDÜ
-
-
[isim]
Bir canlı türünün bütün bireylerinde akıl ve düşünceden bağımsız olarak doğuştan gelen bilinçsiz her türlü hareket ve davranış, insiyak, sevkitabii
- "Bir çeşit içgüdüyle fincanı alıyor tepsiden ve hemen dudaklarına götürüyor." (Erhan Bener)
-
Organizmayı o türe özgü olan bir amaca ulaşmaya sürükleyen davranış eğilimi
-
[isim]
Bir canlı türünün bütün bireylerinde akıl ve düşünceden bağımsız olarak doğuştan gelen bilinçsiz her türlü hareket ve davranış, insiyak, sevkitabii