İçinde göz olan 8 harfli 20 kelime var. İçerisinde GÖZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında göz olan kelimeler listesine ya da Sonu göz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

G Z Ö Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

GÖZ

2 Harfli Kelimeler

ÖZ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TOKGÖZLÜ

  1. [sıfat] Gözü malda olmayan, gözü tok, açgözlü karşıtı

KEDİGÖZÜ

  1. [isim] Taşıtların arkasındaki kırmızı renkli işaret lambası
  2. Yollarda ışık vurduğu zaman parlayan trafik işareti

GÖZCÜLÜK

  1. [isim] Gözcünün işi
    • "Geceleri o uyudu ben nöbet tuttum, gündüzleri ben uyudum o gözcülük etti." (Kemal Bilbaşar)
  2. Göz bilimciliği

GÖZLÜKÇÜ

  1. [isim] Gözlük satan veya onaran kimse
  2. Gözlük satma ve onarma işlerinin yapıldığı dükkân

GÖZLEYİŞ

  1. [isim] Gözleme işi veya biçimi

ÖKÜZGÖZÜ

  1. [isim] Birleşikgillerden, sarı renkte, papatyayı andırır bir çiçek ve onun bitkisi, sığırgözü, mastı çiçeği, arnika (Arnica montana)

GÖZLEMEK

  1. [-i] Bir şeyin olmasını veya bir kimsenin gelmesini beklemek, intizar etmek
  2. Dikkatle bakmak, tarassut etmek
    • "Hava değişikliklerini gözlemek havacılık için önemli bir iştir."
  3. İncelemek, araştırmak
  4. Gizlice bakmak, gözetlemek
  5. Korumak, kollamak

GÖZDELİK
...
GÖZLENME

  1. [isim] Gözlenmek işi

GÖZLETME

  1. [isim] Gözletmek işi

AÇGÖZLÜK
...
ALTINGÖZ
...
GÖZLÜKLÜ

  1. [sıfat] Gözlük takmış olan, gözlük kullanan
    • "Posta müvezzilerinden gözlüklü olanı, ta uzaktaki masadan lafa karıştı." (Haldun Taner)

GÖZÜKMEK

  1. [nsz] Görünmek
    • "Bazen hareketleriyle pek makul, bazen âdetleriyle garip ve gülünç gözükürmüş." (Abdülhak Şinasi Hisar)

GÖZETİCİ

  1. [isim] Gözetleme yapan kimse
  2. Koruyucu kimse
  3. Atletizmde ellişer metre aralıkla dönemeçlere dizilen en az dört gözlemciden her biri

GÖZETMEK

  1. [-i] Korumak, bakmak, özen göstermek, himaye etmek
    • "Büyük kardeşler küçükleri gözetir."
  2. Önem vermek, göz önünde bulundurmak, ayrı tutmak
  3. [nsz] Kollamak, beklemek
    • "Fırsat gözetmek. Uygun bir zaman gözetmek."
  4. Bir sonuca giderken bütün ayrıntı ve etkenleri dikkate almak
  5. Kayırmak

YALINGÖZ

  1. [isim] Bir tür kertenkele

DEVEGÖZÜ

  1. [isim] İri ve siyah taneli bir üzüm çeşidi

GÖZLEMCİ

  1. [isim] Dikkatle, eleştirici bir gözle gözlem yapan kimse, müşahit
  2. Bir konferans, kongre vb.ne katılan, genellikle söz alma ve önerge verme hakkı olmayan, toplantıları kendi veya başkası adına izleyen kimse, müşahit
  3. Gözlemevinde gözlem yapan kimse, rasıt
  4. Teleskop
  5. Bir karşılaşmayı izleyip kurallara uyulup uyulmadığını bildiren rapor yazmakla görevli kimse

GÖZETMEN

  1. [isim] Sınavın kurallara uygun bir biçimde yapılmasını sağlayan kimse, gözcü
  2. Film çalışmalarında yapımcı adına filmin sanat, teknik ve para yönünü düzenleyen kimse

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü