İçinde olan 8 harfli 94 kelime var. İçerisinde GÖ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında gö olan kelimeler listesine ya da Sonu gö ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GÖRÜLMEK

  1. [nsz] Göz yardımıyla bir şey, bir varlık algılanmak, seçilmek
  2. Gereken iş yapılmış olmak
    • "İşimiz kolayca görüldü."
  3. Bir şeyin bulunduğu anlaşılmak, karşılaşılmak, rastlanmak
    • "Yıllarca görülmemiş bir dostu kucaklar gibi hemşiresini öptü." (Peyami Safa)

GÖRÜŞSÜZ

  1. [sıfat] Görüşü olmayan

GÖZETİCİ

  1. [isim] Gözetleme yapan kimse
  2. Koruyucu kimse
  3. Atletizmde ellişer metre aralıkla dönemeçlere dizilen en az dört gözlemciden her biri

GÖZDELİK
...
GÖLALASI

  1. [isim] Avrupa ve Anadolu göllerinde yaşayan bir tür alabalık (Salmo lacus tris)

TOKGÖZLÜ

  1. [sıfat] Gözü malda olmayan, gözü tok, açgözlü karşıtı

GÖNENÇLİ

  1. [sıfat] Gönenci, iyi bir hayatı olan, müreffeh

GÖSTERGE

  1. [isim] Bir şeyi belirtmeye yarayan şey, belirti, im, işaret
  2. Bir durumla ilgili çeşitli aşamaları gösteren liste, icmal
  3. Bir gelişimi gösteren nicelikler veya değerler arasındaki ilişki, endeks
  4. Anlamla biçimin, gösterenle gösterilenin kaynaşmasından oluşan dil birimi, belirtke
  5. Bir aracın işlemesiyle ilgili bazı ölçümlerin sonucunu kendiliğinden gösteren araç, müşir (II), indikatör
    • "Göstergesi gece gündüz İstanbul üzerinde duran hayli eski ama sağlam radyoyu açtı." (Atilla İlhan)

GÖRÜŞMEK

  1. [nsz] Buluşup konuşmak, konuşup sohbet etmek
    • "Ara sıra görüşelim."
  2. [-le] Dostluk, ahbaplık etmek
    • "Komşunuzla görüşüyor musunuz?"
  3. [-i] Bir iş, bir konu üzerinde karşılıklı görüş ileri sürmek, müzakere etmek
    • "Bu sorunu daha geniş bir zamanda görüşmeli."

GÖZLÜKÇÜ

  1. [isim] Gözlük satan veya onaran kimse
  2. Gözlük satma ve onarma işlerinin yapıldığı dükkân

GÖZCÜLÜK

  1. [isim] Gözcünün işi
    • "Geceleri o uyudu ben nöbet tuttum, gündüzleri ben uyudum o gözcülük etti." (Kemal Bilbaşar)
  2. Göz bilimciliği

GÖÇERLİK
...
GÖZETMEK

  1. [-i] Korumak, bakmak, özen göstermek, himaye etmek
    • "Büyük kardeşler küçükleri gözetir."
  2. Önem vermek, göz önünde bulundurmak, ayrı tutmak
  3. [nsz] Kollamak, beklemek
    • "Fırsat gözetmek. Uygun bir zaman gözetmek."
  4. Bir sonuca giderken bütün ayrıntı ve etkenleri dikkate almak
  5. Kayırmak

GÖRESİME

  1. [isim] Göresimek işi

GÖÇERTME

  1. [isim] Göçertmek işi

GÖTÜRMEK

  1. [-i] Taşımak, ulaştırmak veya koymak
    • "Hamalın biri, sırtına koca bir ayna vurmuş, götürüyordu." (Haldun Taner)
  2. [-i] Bir kimseyi bir yere kadar yanında yürütmek
  3. [-i] Bir şeyi yakından uzağa götürmek
  4. Yerinden ayırıp uzağa atmak veya yok etmek
    • "Bir mermi bacağını götürdü. Duvarı su götürdü."
  5. [nsz] Öldürmek
    • "Hastalık çok insan götürdü."
  6. [-e] Dayanmak, katlanmak, tahammül etmek
  7. [-i] Birinin yanında yürüyüp ona bir yere kadar arkadaşlık etmek
    • "Beni evime kadar götürdü."
  8. [-e] Bir sonuca vardırmak
    • "Bitirmeden şunu da söyleyeyim, ahlaka, gerçek ahlaka götüren başlıca yollardan biri de aşktır." (Nurullah ataç)
  9. Kaybolmasına, yok olmasına yol açmak
    • "Eksiler artıları götürdü."
  10. Tümüyle sahip olmak
  11. Çalmak

GÖZLENME

  1. [isim] Gözlenmek işi

GÖNDERLİ

  1. [sıfat] Gönderi olan
    • "Gönderli bayrak."

GÖZLÜKLÜ

  1. [sıfat] Gözlük takmış olan, gözlük kullanan
    • "Posta müvezzilerinden gözlüklü olanı, ta uzaktaki masadan lafa karıştı." (Haldun Taner)

ÖNGÖRÜLÜ

  1. [sıfat] Bir işin ileride nasıl olacağını kestirerek ona göre davranan, öngörüsü olan

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü