İçinde gu olan 7 harfli 33 kelime var. İçerisinde GU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında gu olan kelimeler listesine ya da Sonu gu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GUARANİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Paraguay para birimi
-
[isim]
Paraguay para birimi
- SONURGU
-
-
[isim]
Bir başlangıcın, bir olgunun, bir ilginin renkli ve zorunlu görülen sonucu, vargısı
-
[isim]
Bir başlangıcın, bir olgunun, bir ilginin renkli ve zorunlu görülen sonucu, vargısı
- DUYGULU
-
-
[sıfat]
Duygusu, duyarlığı çok olan, kolay duygulanan, içli, hassas
- "Bizi kapıda yumuşak, içli, duygulu bir kadın karşıladı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Duygusu, duyarlığı çok olan, kolay duygulanan, içli, hassas
- URUGUAY
- ...
- GUGUKLU
-
-
[isim]
Guguklu saat
- "Bu saatlerin bazıları guguklu olur." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Guguklu saat
- UPUYGUN
-
-
[sıfat]
Çok uygun, tastamam
-
[sıfat]
Çok uygun, tastamam
- ERGUVAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Baklagillerden, eflatunla kırmızı arası renkte çiçek açan, güzel bir süs ağacı, deliboynuz (Cercis siliquastrum)
- "Erguvan dallarından örülmüş çardağın içi loştu iyice." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Baklagillerden, eflatunla kırmızı arası renkte çiçek açan, güzel bir süs ağacı, deliboynuz (Cercis siliquastrum)
- PENGUEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Penguengillerden, Güney Kutbunda yaşayan, sırtı kara, göğsü ak, iyi yüzen, deniz hayvanlarıyla beslenen, uçamayan, kısa kanatlı deniz kuşu (Aptenodytes patagonica)
-
[isim]
Penguengillerden, Güney Kutbunda yaşayan, sırtı kara, göğsü ak, iyi yüzen, deniz hayvanlarıyla beslenen, uçamayan, kısa kanatlı deniz kuşu (Aptenodytes patagonica)
- ARGUVAN
- ...
- KUZGUNİ
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[sıfat]
Çok koyu, kara
- "O kuzguni çehrenin üzerindeki parlak gözler, ha bire dövecek bir adam arıyor." (Ahmet Rasim)
-
[sıfat]
Çok koyu, kara
- GULGULE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gürültü, şamata
- "Kürekçilerin zincir gürültüleri saz ve hanendenin çıkardığı seslerle birbirine karışır, ortalığı büyük bir gulgule kaplar." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Gürültü, şamata
- BURGULU
-
-
[sıfat]
Burgusu olan
-
Burgulanmış olan
-
[sıfat]
Burgusu olan
- UYGURCA
- ...
- GURLAMA
-
-
[isim]
Gurlamak işi
-
[isim]
Gurlamak işi
- OLGUSAL
-
-
[sıfat]
Olguya ilişkin
-
[sıfat]
Olguya ilişkin
- ZENGULE
- ...
- DOĞURGU
-
-
[isim]
Ortaya çıkan sonuç
- "Doğudaki göç ve bunun doğurguları toplantıda tartışıldı."
-
[isim]
Ortaya çıkan sonuç
- KURGUCU
-
-
[isim]
Kurgu işini yapan kimse, montajcı
-
[isim]
Kurgu işini yapan kimse, montajcı
- GURULTU
-
-
[isim]
Guruldama sesi
- "Bunlar nargile seslerinin gurultusu arasında derin uykulara dalar." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Guruldama sesi
- GURURLU
-
-
[sıfat]
Kendi kişiliğine önem veren, onurlu, mağrur
-
Kurumlu, çalımlı
-
Kibirli
-
[sıfat]
Kendi kişiliğine önem veren, onurlu, mağrur