İçinde gu olan 5 harfli 30 kelime var. İçerisinde GU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında gu olan kelimeler listesine ya da Sonu gu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GUGUK

  1. [isim] "Tek başına kalmak veya oturmak" anlamında kullanılan guguk gibi kalmak veya guguk gibi oturmak deyimlerinde geçer

KURGU

  1. [isim] Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar
  2. Zembereğin kurulmuş olma durumu
    • "Saatin kurgusu bitmiş."
  3. Bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj
    • "Demir fabrikasının kurgusu bitti, işletmeye açıldı."
  4. Bir işe hazırlamak için yapılan telkin
    • "Bankacılardan birkaçının kurgularıyla Belediye başkanlığına adaylığını koymuştu." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Çatı
  6. Uygulamaya geçmeyen yalnız bilmek ve açıklamak amacını güden düşünce, kuramsal araştırma, spekülasyon
  7. Bir filmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini, bir anlam ve uyum bütünlüğü sağlayarak birleştirme, montaj

GUANO

Kelime Kökeni : İspanyolca

  1. [isim] Özellikle deniz kuşlarının pisliklerinin bir yerde uzun süreden beri birikip yığılmasıyla oluşan, azot ve fosfat bakımından zengin, gübre olarak kullanılan madde

ONGUN

  1. [sıfat] Çok verimli, bol, eksiksiz
  2. Yarar duruma gelmiş, bayındır
  3. Mutlu
  4. Kutlu, uğurlu

BURGU

  1. [isim] Delik açmaya yarayan delgiye takılı sarma, yivli, keskin, çelik alet
    • "Yeşil gözlerini iki burgu gibi gözlerime batırdı." (Halide Edip Adıvar)
  2. Tıpa çekmeye yarayan, ucu sivri ve helis biçiminde demir alet, tirbuşon
  3. Yerin orta ve derin katmanlarına inebilmeyi sağlayan delici alet
  4. Telli sazlarda, telleri germeye yarayan mandal

OLGUN

  1. [sıfat] Yenecek duruma gelmiş (meyve)
    • "Oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar." (Refik Halit Karay)
  2. Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş, ağırbaşlı (kimse), kâmil
    • "Benim bütün cefama olgun adam gibi katlanmasını bilmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

DOLGU

  1. [isim] Bir oyuğun, bir kovuğun içine doldurulan madde
    • "Diş dolgusu."
  2. Toprak doldurma işlemi
  3. Bu işlemin sonucu
  4. Cevher alınmasından sonra oluşan boşlukların doldurulma işleminde kullanılan taş, toprak vb. malzeme

YUVGU

  1. [isim] Toprak damlı evlerin üstündeki killi toprağı sert bir katman durumuna getirmek için dam üzerinde yuvarlanan, silindir biçimindeki ağır taş, yuvak

DOYGU

  1. [isim] Yaşamayı sağlayacak besin, rızık

GUSTO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Beğeni
    • "Klasikler bir kültür, bir gusto, bir seviye ölçütüdür." (Haldun Taner)

GURUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kendini beğenme, büyüklenme, benlik, kibir
    • "Aynı gururu, aynı gülünç itimadı aşkta da gösterirler." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Bu acıya kendi sebebiyet verdiğini hissetmekten gurur duyuyordu." (Halide Edip Adıvar)
    • "Genç, güzel bir kızın kendisinden hoşlandığını görmek, gururunu okşuyor." (Necati Cumalı)
  2. Övünme
  3. Kurum, çalım

SUNGU

  1. [isim] Bir büyüğe sunulan armağan
  2. Bir tanrıya veya tapınağa yapılan bağış

GURME

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tatbilir
    • "Değme gurmelere taş çıkartacak kadar bilgili ve deneyimlidir." (Ahmet Ümit)

DUYGU

  1. [isim] Duyularla algılama, his
    • "Bitkilerde duygu var mı?"
    • "Bu çeşit mülahazalar bizde ancak bir isyan duygusu uyandırabilirdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim
    • "Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa duygu payı da ondan az değildir." (Burhan Felek)
  3. Önsezi
    • "Yolunuzu değiştirmeniz lazım geldiğini de sezecek kadar bir duygum vardır." (Aka Gündüz)
  4. Nesneleri veya olayları ahlaki ve estetik yönden değerlendirme yeteneği
  5. Kendine özgü bir ruhsal hareket ve hareketlilik
    • "Bütün bu hatıraların yerini bir tek duygu, fena bir duygu, fenayım, fena oluyorum, çok fenayım duygusu kapladı." (Peyami Safa)

GULET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İki direkli, yelkenli savaş gemisi

SORGU

  1. [isim] Sorma işi
    • "Soracakları varmış yıllardır sorarlar / Anlaşılan bu sorgu daha yıllarca sürecek." (Atilla İlhan)
    • "Hayalimde polislerin beni karakola sürüklediklerini ve sıkı bir sorguya çektiklerini görüyordum." (Halide Edip Adıvar)
  2. Ceza muhakemeleri usul kanununa göre, sanığın araştırma konusu olayla ilgili olarak yargıç karşısındaki beyanı, istintak

GURUP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ay, güneş, yıldız vb. gök cisimlerinin ufkun altına inmesi
    • "Gurup etti güneş dünya karardı." (Niğdeli Hikmet)
  2. Güneşin batması, batış
    • "Git bu mevsimde gurup vakti Cihangir'den bak." (Yahya Kemal Beyatlı)

UYGUR
...
UYGUN

  1. [sıfat] Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip
    • "Rıza Efendi'de yerine, zamanına ve konusuna uygun hikâyeler vardır." (Tarık Buğra)
    • "O zaman da haydutlar rıhtım kapısına daha önce gitmeyi uygun buldular." (Tarık Buğra)
    • "Umduk, bekledik, düşündük. Hangi şey umduğumuza uygun düştü?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "İşte Ahmet Kerim, ilk bakışında Ömer Beyefendi'nin bu eserini yırtıp sepete atmak üzereyken bu ihtimale dayanarak onun gazeteye konulmasını uygun görmüştü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Elverişli, yarar, müsait, muvafık
  3. Orantılı, oranlı
    • "Bu, bizim kızın yaradılışının, ablamın koyduğu yeni töreye uygun gelmeyişidir." (Memduh Şevket Esendal)

GUSÜL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Boy abdesti

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü