İçinde gu olan 5 harfli 30 kelime var. İçerisinde GU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında gu olan kelimeler listesine ya da Sonu gu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GUATR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boyundaki troit bezinin aşırı büyümesiyle beliren hastalık, guşa, cedre
-
[isim]
Boyundaki troit bezinin aşırı büyümesiyle beliren hastalık, guşa, cedre
- GULAŞ
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Etli, salçalı bir Macar yemeği
-
[isim]
Etli, salçalı bir Macar yemeği
- DOYGU
-
-
[isim]
Yaşamayı sağlayacak besin, rızık
-
[isim]
Yaşamayı sağlayacak besin, rızık
- ZORGU
-
-
[isim]
Kişinin eğilimi ve isteğine uymayan iş ve davranışlara zorlanması veya bu özellikteki davranışları göstermesi
-
[isim]
Kişinin eğilimi ve isteğine uymayan iş ve davranışlara zorlanması veya bu özellikteki davranışları göstermesi
- BULGU
-
-
[isim]
Var olduğu hâlde bilinmeyeni bulup ortaya çıkarma işi ve bu işin sonunda elde edilen şey
-
Araştırma verilerinin çözümlenmesinden çıkarılan bilimsel sonuç, netice
- "Banka bu gibi bulguları işletmek için para veren bir kurumdur."
-
Vücuttaki işlevsel bir bozukluğun, hastalığın belirlenmesine yarayan olgu veya olay, belirgi, araz, semptom
-
[isim]
Var olduğu hâlde bilinmeyeni bulup ortaya çıkarma işi ve bu işin sonunda elde edilen şey
- UYGUR
- ...
- GUANO
-
Kelime Kökeni : İspanyolca
-
[isim]
Özellikle deniz kuşlarının pisliklerinin bir yerde uzun süreden beri birikip yığılmasıyla oluşan, azot ve fosfat bakımından zengin, gübre olarak kullanılan madde
-
[isim]
Özellikle deniz kuşlarının pisliklerinin bir yerde uzun süreden beri birikip yığılmasıyla oluşan, azot ve fosfat bakımından zengin, gübre olarak kullanılan madde
- VURGU
-
-
[isim]
Konuşma, okuma sırasında bir hece veya kelime üzerine diğerlerinden daha farklı olarak yapılan baskı, aksan
-
[isim]
Konuşma, okuma sırasında bir hece veya kelime üzerine diğerlerinden daha farklı olarak yapılan baskı, aksan
- GUSÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Boy abdesti
-
[isim]
Boy abdesti
- KURGU
-
-
[isim]
Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar
-
Zembereğin kurulmuş olma durumu
- "Saatin kurgusu bitmiş."
-
Bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj
- "Demir fabrikasının kurgusu bitti, işletmeye açıldı."
-
Bir işe hazırlamak için yapılan telkin
- "Bankacılardan birkaçının kurgularıyla Belediye başkanlığına adaylığını koymuştu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Çatı
-
Uygulamaya geçmeyen yalnız bilmek ve açıklamak amacını güden düşünce, kuramsal araştırma, spekülasyon
-
Bir filmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini, bir anlam ve uyum bütünlüğü sağlayarak birleştirme, montaj
-
[isim]
Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar
- UYGUN
-
-
[sıfat]
Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip
- "Rıza Efendi'de yerine, zamanına ve konusuna uygun hikâyeler vardır." (Tarık Buğra)
- "O zaman da haydutlar rıhtım kapısına daha önce gitmeyi uygun buldular." (Tarık Buğra)
- "Umduk, bekledik, düşündük. Hangi şey umduğumuza uygun düştü?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "İşte Ahmet Kerim, ilk bakışında Ömer Beyefendi'nin bu eserini yırtıp sepete atmak üzereyken bu ihtimale dayanarak onun gazeteye konulmasını uygun görmüştü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Elverişli, yarar, müsait, muvafık
-
Orantılı, oranlı
- "Bu, bizim kızın yaradılışının, ablamın koyduğu yeni töreye uygun gelmeyişidir." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip
- YUVGU
-
-
[isim]
Toprak damlı evlerin üstündeki killi toprağı sert bir katman durumuna getirmek için dam üzerinde yuvarlanan, silindir biçimindeki ağır taş, yuvak
-
[isim]
Toprak damlı evlerin üstündeki killi toprağı sert bir katman durumuna getirmek için dam üzerinde yuvarlanan, silindir biçimindeki ağır taş, yuvak
- DURGU
-
-
[isim]
Olmakta olan bir şeyin birdenbire durarak kesilmesi, sekte
-
Bir müzik eserinde, bitiş etkisi yapan armonik zincirlemeler bütünü
-
[isim]
Olmakta olan bir şeyin birdenbire durarak kesilmesi, sekte
- ONGUN
-
-
[sıfat]
Çok verimli, bol, eksiksiz
-
Yarar duruma gelmiş, bayındır
-
Mutlu
-
Kutlu, uğurlu
-
[sıfat]
Çok verimli, bol, eksiksiz
- ANGUT
-
-
[isim]
Ördekgillerden, tüyleri kiremit renginde, evcilleştirilebilen bir yaban kuşu (Casarca ferruginea)
-
Ahmak, kaba saba
- "Bu saldırgan angutlar, kuru gürültüden başka bir şey değildir." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Ördekgillerden, tüyleri kiremit renginde, evcilleştirilebilen bir yaban kuşu (Casarca ferruginea)
- SORGU
-
-
[isim]
Sorma işi
- "Soracakları varmış yıllardır sorarlar / Anlaşılan bu sorgu daha yıllarca sürecek." (Atilla İlhan)
- "Hayalimde polislerin beni karakola sürüklediklerini ve sıkı bir sorguya çektiklerini görüyordum." (Halide Edip Adıvar)
-
Ceza muhakemeleri usul kanununa göre, sanığın araştırma konusu olayla ilgili olarak yargıç karşısındaki beyanı, istintak
-
[isim]
Sorma işi
- DOLGU
-
-
[isim]
Bir oyuğun, bir kovuğun içine doldurulan madde
- "Diş dolgusu."
-
Toprak doldurma işlemi
-
Bu işlemin sonucu
-
Cevher alınmasından sonra oluşan boşlukların doldurulma işleminde kullanılan taş, toprak vb. malzeme
-
[isim]
Bir oyuğun, bir kovuğun içine doldurulan madde
- GURME
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tatbilir
- "Değme gurmelere taş çıkartacak kadar bilgili ve deneyimlidir." (Ahmet Ümit)
-
[isim]
Tatbilir
- YABGU
-
-
[isim]
Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletlerinde kağandan sonra gelen en üst düzeydeki yöneticinin unvanı
-
[isim]
Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletlerinde kağandan sonra gelen en üst düzeydeki yöneticinin unvanı
- GUGUK
-
-
[isim]
"Tek başına kalmak veya oturmak" anlamında kullanılan guguk gibi kalmak veya guguk gibi oturmak deyimlerinde geçer
-
[isim]
"Tek başına kalmak veya oturmak" anlamında kullanılan guguk gibi kalmak veya guguk gibi oturmak deyimlerinde geçer