İçinde gu olan 5 harfli 30 kelime var. İçerisinde GU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında gu olan kelimeler listesine ya da Sonu gu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ZORGU

  1. [isim] Kişinin eğilimi ve isteğine uymayan iş ve davranışlara zorlanması veya bu özellikteki davranışları göstermesi

DOLGU

  1. [isim] Bir oyuğun, bir kovuğun içine doldurulan madde
    • "Diş dolgusu."
  2. Toprak doldurma işlemi
  3. Bu işlemin sonucu
  4. Cevher alınmasından sonra oluşan boşlukların doldurulma işleminde kullanılan taş, toprak vb. malzeme

BULGU

  1. [isim] Var olduğu hâlde bilinmeyeni bulup ortaya çıkarma işi ve bu işin sonunda elde edilen şey
  2. Araştırma verilerinin çözümlenmesinden çıkarılan bilimsel sonuç, netice
    • "Banka bu gibi bulguları işletmek için para veren bir kurumdur."
  3. Vücuttaki işlevsel bir bozukluğun, hastalığın belirlenmesine yarayan olgu veya olay, belirgi, araz, semptom

ONGUN

  1. [sıfat] Çok verimli, bol, eksiksiz
  2. Yarar duruma gelmiş, bayındır
  3. Mutlu
  4. Kutlu, uğurlu

DURGU

  1. [isim] Olmakta olan bir şeyin birdenbire durarak kesilmesi, sekte
  2. Bir müzik eserinde, bitiş etkisi yapan armonik zincirlemeler bütünü

VURGU

  1. [isim] Konuşma, okuma sırasında bir hece veya kelime üzerine diğerlerinden daha farklı olarak yapılan baskı, aksan

GUSTO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Beğeni
    • "Klasikler bir kültür, bir gusto, bir seviye ölçütüdür." (Haldun Taner)

DUYGU

  1. [isim] Duyularla algılama, his
    • "Bitkilerde duygu var mı?"
    • "Bu çeşit mülahazalar bizde ancak bir isyan duygusu uyandırabilirdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim
    • "Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa duygu payı da ondan az değildir." (Burhan Felek)
  3. Önsezi
    • "Yolunuzu değiştirmeniz lazım geldiğini de sezecek kadar bir duygum vardır." (Aka Gündüz)
  4. Nesneleri veya olayları ahlaki ve estetik yönden değerlendirme yeteneği
  5. Kendine özgü bir ruhsal hareket ve hareketlilik
    • "Bütün bu hatıraların yerini bir tek duygu, fena bir duygu, fenayım, fena oluyorum, çok fenayım duygusu kapladı." (Peyami Safa)

ANGUT

  1. [isim] Ördekgillerden, tüyleri kiremit renginde, evcilleştirilebilen bir yaban kuşu (Casarca ferruginea)
  2. Ahmak, kaba saba
    • "Bu saldırgan angutlar, kuru gürültüden başka bir şey değildir." (Salâh Birsel)

GUATR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Boyundaki troit bezinin aşırı büyümesiyle beliren hastalık, guşa, cedre

GURUP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ay, güneş, yıldız vb. gök cisimlerinin ufkun altına inmesi
    • "Gurup etti güneş dünya karardı." (Niğdeli Hikmet)
  2. Güneşin batması, batış
    • "Git bu mevsimde gurup vakti Cihangir'den bak." (Yahya Kemal Beyatlı)

UYGUR
...
GULAŞ

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] Etli, salçalı bir Macar yemeği

SORGU

  1. [isim] Sorma işi
    • "Soracakları varmış yıllardır sorarlar / Anlaşılan bu sorgu daha yıllarca sürecek." (Atilla İlhan)
    • "Hayalimde polislerin beni karakola sürüklediklerini ve sıkı bir sorguya çektiklerini görüyordum." (Halide Edip Adıvar)
  2. Ceza muhakemeleri usul kanununa göre, sanığın araştırma konusu olayla ilgili olarak yargıç karşısındaki beyanı, istintak

YABGU

  1. [isim] Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletlerinde kağandan sonra gelen en üst düzeydeki yöneticinin unvanı

GUARD
...
SUNGU

  1. [isim] Bir büyüğe sunulan armağan
  2. Bir tanrıya veya tapınağa yapılan bağış

YUVGU

  1. [isim] Toprak damlı evlerin üstündeki killi toprağı sert bir katman durumuna getirmek için dam üzerinde yuvarlanan, silindir biçimindeki ağır taş, yuvak

UYGUN

  1. [sıfat] Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip
    • "Rıza Efendi'de yerine, zamanına ve konusuna uygun hikâyeler vardır." (Tarık Buğra)
    • "O zaman da haydutlar rıhtım kapısına daha önce gitmeyi uygun buldular." (Tarık Buğra)
    • "Umduk, bekledik, düşündük. Hangi şey umduğumuza uygun düştü?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "İşte Ahmet Kerim, ilk bakışında Ömer Beyefendi'nin bu eserini yırtıp sepete atmak üzereyken bu ihtimale dayanarak onun gazeteye konulmasını uygun görmüştü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Elverişli, yarar, müsait, muvafık
  3. Orantılı, oranlı
    • "Bu, bizim kızın yaradılışının, ablamın koyduğu yeni töreye uygun gelmeyişidir." (Memduh Şevket Esendal)

KURGU

  1. [isim] Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar
  2. Zembereğin kurulmuş olma durumu
    • "Saatin kurgusu bitmiş."
  3. Bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj
    • "Demir fabrikasının kurgusu bitti, işletmeye açıldı."
  4. Bir işe hazırlamak için yapılan telkin
    • "Bankacılardan birkaçının kurgularıyla Belediye başkanlığına adaylığını koymuştu." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Çatı
  6. Uygulamaya geçmeyen yalnız bilmek ve açıklamak amacını güden düşünce, kuramsal araştırma, spekülasyon
  7. Bir filmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini, bir anlam ve uyum bütünlüğü sağlayarak birleştirme, montaj

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü