İçinde genç olan 11 kelime var. İçerisinde GENÇ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında genç olan kelimeler listesine ya da Sonu genç ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
GENÇLEŞTİRİLMEK
GENÇLEŞTİRİLME
GENÇLEŞTİRMEK
GENÇLEŞTİRME
GENÇLEŞMEK
GENÇLEŞME
GEPEGENÇ
GENÇLİK, GENÇTEN, GEPGENÇ
GENÇ
E G N Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
GENÇ
3 Harfli Kelimeler
GEÇ, GEN
2 Harfli Kelimeler
ÇE, EN, GE, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GENÇLEŞTİRİLMEK
-
-
[nsz]
Gençleştirme işi yapılmak
-
[nsz]
Gençleştirme işi yapılmak
- GENÇLEŞTİRİLME
-
-
[isim]
Gençleştirilmek işi
-
[isim]
Gençleştirilmek işi
- GENÇLEŞTİRMEK
-
-
[-i]
Yeniden gençliğine ve dinçliğine kavuşturmak
- "Karı beni yirmi yaş gençleştirdi." (Peyami Safa)
-
Bir kuruluşu genç üyelerle canlandırmak
-
Genç göstermek
- "Kısa saç seni gençleştirdi."
-
[-i]
Yeniden gençliğine ve dinçliğine kavuşturmak
- GENÇLEŞTİRME
-
-
[isim]
Gençleştirmek işi
-
[isim]
Gençleştirmek işi
- GENÇLEŞMEK
-
-
[nsz]
Bir kuruluş genç üyelerle yenileşmek
-
Genç görünmek
- "Saçlarını kestirince gençleşti."
-
Yeniden gençlik ve canlılık kazanmak
-
[nsz]
Bir kuruluş genç üyelerle yenileşmek
- GENÇLEŞME
-
-
[isim]
Gençleşmek işi
-
[isim]
Gençleşmek işi
- GEPEGENÇ
-
-
Gepgenç, pek genç
-
Gepgenç, pek genç
- GENÇTEN
-
-
[sıfat]
Genç sayılan (kimse)
- "Ev sahibi Hacı Ali'yi tanıdım. Gençten bir adamdı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Genç sayılan (kimse)
- GENÇLİK
-
-
[isim]
Genç olma durumu, ihtiyarlık karşıtı
- "İlk gençliğinde at delisiydi." (Necati Cumalı)
-
İnsan hayatının ergenlikle orta yaş arasındaki dönemi
- "Belki babam da gençliğinde Valantino'ya benziyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Genç insanların bütünü
- "O gençliğin politikaya katılması yüzünden Balkan Harbine girmişiz." (Falih Rıfkı Atay)
-
Genç bir kimsenin tutumu, toyluk, deneyimsizlik
- "Gençliğimi kapının eşiğinde bırakıp eve giriyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Genç olma durumu, ihtiyarlık karşıtı
- GEPGENÇ
-
-
[sıfat]
Çok genç
- "Ölüm bu gepgenç, bu dipdiri insanı yatağında değil, bir kapı önünde ayakta aldı götürdü." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Çok genç olarak, çok gençken
- "Gepgenç öldü."
-
[sıfat]
Çok genç
- GENÇ
-
-
[sıfat]
Yaşı ilerlememiş olan, ihtiyar karşıtı
- "Genç kızı bir gece pencerede görmüştü." (Haldun Taner)
-
Gelişmesini tamamlamamış olan (bitki, hayvan)
- "Genç ağaç. Genç at."
-
Gençlikteki özelliklerini koruyan, dinç
-
Zihin bakımından yeterince gelişmemiş, toy
-
Yeni gelişmekte olan, kısa bir geçmişi olan
- "Atatürk'ün tabutu arkasından ağlayan on beş milyon Türk'ün yaşadığı, genç Türkiye mutluydu." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Yaşı ilerlememiş olan, ihtiyar karşıtı