İçinde ga olan 6 harfli 104 kelime var. İçerisinde GA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ga olan kelimeler listesine ya da Sonu ga ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BARGAM

  1. [isim] Levreğe benzer bir balık

GALETA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Fırında iyice pişirilerek kurutulan çeşitli biçimde unlu yiyecek

GALEBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yengi
    • "Böyle giderse tamamıyla galebe ümit ettiğini haber veriyordu." (Peyami Safa)
    • "Kocanın münasebeti her türlü cazibesini kaybettiği gün rakibine galebe çaldığına emin olabilirsin." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Üstünlük, çokluk
    • "Abdülhak Hamit'in Kemal'e galebesi şerrin hayra galebesi demekti." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Kadıncağızın gönlü gence kayıyordu. Fakat neticede akıl ve mantık tarafı galebe çaldı." (Reşat Nuri Güntekin)

GALERİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir yapının birçok bölümünü aynı katta birbirine bağlayan içten veya dıştan yapılmış geniş geçit
    • "Loşluğunu ışıklar bile gidermeyen koyu mavi bir uzun galeriye girdik." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  2. Sanat eserlerinin veya herhangi bir malın sergilendiği salon
    • "Hilmi Bey'in evi, bir sanat ve ihtişam galerisi değildi." (Samiha Ayverdi)
  3. Maden ocaklarında açılan yer altı yolu
  4. Otomobil alınıp satılan yer

ÇINGAR

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Kavga, gürültü
    • "Bu son rolü, ihtiyaten, büyük çıngarın kopacağı güne sakladı." (Nezihe Araz)

KİGALİ
...
GARİBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şaşılacak şey, yadırganacak şey

KALGAY
...
MALAGA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İspanya'nın Malanga yöresinde yapılan bir tür şarap
  2. İri taneli misket üzümü

GABARİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bazı eşyaya verilmesi gereken boyutları, yan görüşü çizmeye, hazırlamaya veya denetlemeye yarayan örnek
  2. Motorlu veya motorsuz taşıtların köprü vb. altından rahatça geçebilmeleri için en yüksek boyutları belirten ölçüler
  3. Bir binanın, yöre imar dairesinin öngördüğü azami yüksekliği

HANGAR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Uçak, araba, tarım aracı vb. nesneleri barındırmaya yarar kapalı yer, sundurma

BURGAÇ

  1. [isim] Girdap
    • "Güldükçe esmer yanağında açılan gamze, bir burgaç gibi." (Çetin Altan)

ŞALGAM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Turpgillerden, yumru köklü bir bitki (Brassica rapa)
  2. Bu bitkinin insan ve hayvanlar için besin olarak kullanılan etli ve tatlı kökü
    • "Şalgam suyu."

ÇARGAH
...
MAZGAL

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Kale duvarlarında iç yanı geniş, dış yanı dar delik
  2. Yağmur sularını kanalizasyon şebekesine çekmek için kullanılan üzeri parmaklıklı demirle kapatılmış delik

GALİBA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Görünüşe göre, sanılır ki, anlaşılan
    • "Benim adımı işitince şöyle bir durdu, galiba beni tanımış olacak." (Memduh Şevket Esendal)

GARPLI
...
GAZİNO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Yemek yenilen, gösteri izlenen, müzik dinlenen, bazen oyun sergilenen eğlence yeri
    • "Gazinonun önündeki büyük tenha yoldan hiçbir ses gelmiyor." (Peyami Safa)
  2. Büyük kahvehane ve birahane

GANYAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] At yarışlarında birinciliği kazanan (at)
  2. [isim] Bu at için alınan bilet

IZGARA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Metal çubukların, ağaç dallarının aralıklı sıralanmasıyla yapılan parmaklık veya kafes biçiminde araç
  2. Pisliklerin su yollarını tıkamasını önlemek veya havalandırmak amacıyla su yollarının havalandırma çıkışları üzerine konulan kafesli veya parmaklıklı demir
  3. Et, balık, köfte vb. yiyecekleri pişirmekte kullanılan araç, gril
    • "Izgaranın sokağa verilen bacasından, kızardıkça yağları eriyen köftelerin kokusu vuruyordu dışarıya." (Necati Cumalı)
  4. [sıfat] Bu araç üstünde pişmiş
    • "Gün batmadan çok evvel işlerini bitirdikleri için bu saatte meze ve ızgaralardan başka bir şey kalmaz." (Reşat Nuri Güntekin)
  5. Futbol ayakkabısının altında bulunan iri başlı kabara
    • "Ötekisinde altından hâlâ ızgaraları sallanan bir futbol ayakkabı eskisi vardı." (Sait Faik Abasıyanık)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü