İçinde ga olan 5 harfli 90 kelime var. İçerisinde GA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ga olan kelimeler listesine ya da Sonu ga ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ILGAZ
- ...
- ÇİGAN
- ...
- İŞGAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yeri ele geçirme
- "Çuhahane bir kumaş fabrikasıydı, İstanbul'un işgali sırasında İngilizler yaktılar." (Burhan Felek)
- "Ertesi gün Kanaltepe-Sivrihisar hattını işgal ettik." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir kimseyi işten alıkoyma, engelleme, oyalama
- "Buraya geldiğim günden beri beni işgal eden en mühim şey kendimi alıştırmak, ısındırmak cehdidir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Uğraştırma
-
[isim]
Bir yeri ele geçirme
- VEGAN
- ...
- GAREZ
- ...
- LONGA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Türk müziğinde yörük özellik taşıyan oyun havası
-
[isim]
Türk müziğinde yörük özellik taşıyan oyun havası
- GALAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yanlış kelime veya söz
-
Yanılma
- "Bu garip his galatının adını hasret değil, alışkanlık koymuştu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Yanlış kelime veya söz
- GAZLI
-
-
[sıfat]
Gazı olan veya gaz bulaşmış olan
-
[sıfat]
Gazı olan veya gaz bulaşmış olan
- GAZLA
-
-
"defol, git!" anlamında kullanılan bir söz
- "Tahtakurularını öldürmek için somyayı gazladı."
-
"defol, git!" anlamında kullanılan bir söz
- GAZOZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Meyve esansı, şeker ve karbon asidi ile yapılan, basınçlı hava ile şişelere doldurularak hazırlanan içecek
-
[isim]
Meyve esansı, şeker ve karbon asidi ile yapılan, basınçlı hava ile şişelere doldurularak hazırlanan içecek
- GABİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alışverişte satın alınan mala ödenen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma
-
Edimler arasında açık oransızlık
-
[isim]
Alışverişte satın alınan mala ödenen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma
- GAİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıkıntı, dert, keder, üzüntü
- "Küçücük yaşta büyüklüğün olanca gaileleri kendi üzerlerine yığılmış kimseler görülür." (Ahmet Mithat)
- "Devletin başına sayısız gaileler açmak yolunda hiçbir fırsatı kaçırmadı." (Samiha Ayverdi)
-
Uğraştırıcı, pürüzlü iş, yük
- "Otuz iki senelik bir saltanatın binbir gailesi ve bu en son yıllarda geçirdiği ağır hastalığın tesiri yüzünden o, kendisini çok yorulmuş, yıpranmış, çökmüş hissediyordu." (Nahid Sırrı Örik)
-
İstenmeyen durum, baş belası
-
[isim]
Sıkıntı, dert, keder, üzüntü
- GARİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kimsesiz, zavallı
- "Sizin gibi modern bir sosyete adamının böyle düşünmesini garip buluyorum." (Mahmut Yesari)
- "Frankfurt caddelerinde en çok garibime giden insan, dilencisi olmuştur." (Ahmet Haşim)
-
Yabancı, gurbette yaşayan, elgin
-
Acayip
- "Yağmur, ortalığa garip bir kış serinliği getirmişti." (Atilla İlhan)
-
[ünlem]
Şaşılacak bir şey karşısında söylenen söz
- "Demek Bekir böyle utangaç bir çocukmuş. Garip!" (Atilla İlhan)
-
Dokunaklı, hüzün veren
- "Bir yabancı için dünyanın neresinde olursa olsun büyükşehir böyle garip bir yalnızlık duygusu veriyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Kimsesiz, zavallı
- ARGAÇ
-
-
[isim]
Dokuma tezgâhlarında enine atılan iplik, atkı
-
[isim]
Dokuma tezgâhlarında enine atılan iplik, atkı
- GAMZE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bazı insanların çenelerinde, yanaklarında doğal olarak bulunan özellikle güldüklerinde daha iyi görülen küçük çukur
- "Böyle gülümsediği zaman ağzının iki yanında iki şirin gamze belirirdi." (Haldun Taner)
-
Yan bakış, göz süzme, sitemli bakma
- "Elif kaşlarını çatar / Gamzesi sineme batar." (Karacaoğlan)
-
[isim]
Bazı insanların çenelerinde, yanaklarında doğal olarak bulunan özellikle güldüklerinde daha iyi görülen küçük çukur
- GALİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kaba ve çirkin, iğrenç
-
[sıfat]
Kaba ve çirkin, iğrenç
- CILGA
- ...
- GALOP
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
At yarışında veya hazırlık çalışmasında atın yaptığı derece
-
[isim]
At yarışında veya hazırlık çalışmasında atın yaptığı derece
- GAYRI
-
-
[sıfat]
Başka, diğer
-
[zarf]
Artık, bundan böyle
-
[sıfat]
Başka, diğer
- FİGAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bağırarak ağlama, inleme
- "Emrah eder düştüm dile / Bülbül figan eder güle." (Erzurumlu Emrah)
-
[isim]
Bağırarak ağlama, inleme