İçinde g olan 5 harfli 438 kelime var. İçerisinde G harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında g harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu g harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GİRAY
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Kırım hanlarına ve han ailesinden olan prenslere verilen unvan
-
[isim]
Kırım hanlarına ve han ailesinden olan prenslere verilen unvan
- GÜCÜK
-
-
[sıfat]
Kısa, bodur, gelişmemiş, güdük
-
Kuyruksuz, kuyruğu kesik (hayvan)
-
[isim]
Ağaç direklerin hazırlanması sırasında artakalan kısa parça
-
[sıfat]
Kısa, bodur, gelişmemiş, güdük
- LAGAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Zayıf, çelimsiz
- "Babam önde bir lagar beygir sırtındadır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Zayıf, çelimsiz
- GİRME
-
-
[isim]
Girmek işi
-
[isim]
Girmek işi
- GRİDA
- ...
- GÜMÜŞ
-
-
[isim]
Atom numarası 47, atom ağırlığı 107,88, yoğunluğu 10,5 olan, 960 °C'ye doğru sıvı durumuna geçen, parlak beyaz renkte, kolay işlenir ve tel durumuna gelebilen element (simgesi Ag)
-
[sıfat]
Bu elementten yapılmış
- "Boynundan asılmış gümüş bir köstek taşırdı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Atom numarası 47, atom ağırlığı 107,88, yoğunluğu 10,5 olan, 960 °C'ye doğru sıvı durumuna geçen, parlak beyaz renkte, kolay işlenir ve tel durumuna gelebilen element (simgesi Ag)
- DİNGİ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bir çifte kürekli küçük patalya
-
[isim]
Bir çifte kürekli küçük patalya
- GÖLEK
-
-
[isim]
Gölet
-
[isim]
Gölet
- GÜLLE
-
-
[isim]
Eskiden som taş veya demirden, yuvarlak bir biçimde yapılırken, günümüzde çelikten silindir biçiminde, bir ucu sivri olarak yapılan top mermisi
- "Atılan gülle ve lağımlardan kale duvarlarında geniş menfezler açıldı." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Atletizm yarışmalarında atılan, pirinç veya pirinçten daha sert bir maddeden yapılan, erkekler için 7,257 kg, kadınlar için 4 kg olan madenî küre
- "Ayakkabılarını giymeden gülle gibi çocukların yanına düştü." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Eskiden som taş veya demirden, yuvarlak bir biçimde yapılırken, günümüzde çelikten silindir biçiminde, bir ucu sivri olarak yapılan top mermisi
- YENGE
-
-
[isim]
Bir kimsenin kardeşinin, dayısının veya amcasının karısı
-
Bir erkeğin kendi karısından söz ederken kullandığı ad
- "Biz şimdi yenge ile bir Köroğlu bir Ayvaz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[ünlem]
Kadınlar için söylenen bir seslenme sözü
-
Düğünde geline kılavuzluk eden kadın
-
[isim]
Bir kimsenin kardeşinin, dayısının veya amcasının karısı
- ERGİN
-
-
[sıfat]
Olmuş, yetişmiş, kemale ermiş
- "Ergin yemiş. Ergin ekin."
-
Haklarını kendi kullanmak için yasanın gösterdiği yaşa gelmiş olan (kimse), reşit
- "Oğlunun bilgin, ergin, akıllı, uslu olmasını istiyordu." (Nezihe Araz)
-
[sıfat]
Olmuş, yetişmiş, kemale ermiş
- GEVME
-
-
[isim]
Gevmek işi
-
[isim]
Gevmek işi
- GOBİT
- ...
- GÖZÜM
-
-
gözümün nuru
- "İşkembe ayıklamaktan, bulaşık yıkamaktan göz açamıyordum." (Orhan Kemal)
- "Daha ileride denizin yüzünü birdenbire allak bullak eden akıntıya benzer bir çırpıntı oluyor, bu çırpıntı göz açıp kapayıncaya kadar kesiliyor." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Göz alabildiğine uzanan yeşil tepelerin, ruha ferahlık veren bir munis enginliği vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kocakarı yöntemlerine inanmayı göz ardı ettiğini söyleyemezdim." (Ayşe Kulin)
-
gözümün nuru
- MIGIR
-
-
[sıfat]
Küçük, işe yaramaz (oyun kâğıdı veya eşya)
-
[sıfat]
Küçük, işe yaramaz (oyun kâğıdı veya eşya)
- MÜLGA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Varlığı kaldırılan, kapatılan
-
[sıfat]
Varlığı kaldırılan, kapatılan
- GICIK
-
-
[isim]
Boğazda duyulup aksırtan, öksürten yakıcı kaşıntı
- "Bronşit filan desem öksürük değil, gıcık bile yok..." (Sermet Muhtar Alus)
- "Ne yalan söylemeli, yazı müdürünü gıcık etmekten özel bir zevk alıyordu." (Atilla İlhan)
- "... gıcık tutmuş gibi manalı manalı öksürdü." (Mahmut Yesari)
-
Beyaz renkli, dağlıç koyununa benzer vücut yapısında, kuyruğu son omurlara kadar yağ kitlesi ile kaplı ve bu sebeple alt kısmı yuvarlakça görünen, kaba, karışık yapağılı bir koyun türü
-
Sözleriyle, davranışlarıyla karşısındakini kızdıran, sinirlendiren, sıkan (kimse)
-
[isim]
Boğazda duyulup aksırtan, öksürten yakıcı kaşıntı
- LOGOS
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Deyi
-
[isim]
Deyi
- GİRİŞ
-
-
[isim]
Girme işi veya biçimi
- "Fakülteye her girişimde ilk selamlaştığım o olurdu." (Haldun Taner)
-
Bir yapıda içeri geçilen yer, methal, antre
- "Evin girişi pek dar."
-
Bir eserin konusunu tanıtarak kolay kavranmasını sağlayan, ön sözden sonra yer alan bölüm, methal
-
Bir anlatımda gelişme bölümüne hazırlık yapmayı sağlayan bölüm, girizgâh
-
Bir bilime hazırlık amacıyla yazılan eser
- "Dil bilimine giriş."
-
Bir müzik parçasında baştaki bölüm, methal
-
[isim]
Girme işi veya biçimi
- GLASE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yumuşak deri
-
[sıfat]
Üzerine saydam bir cila tabakası çekilmiş olan (eşya)
-
[isim]
Yumuşak deri