İçinde g olan 4 harfli 116 kelime var. İçerisinde G harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında g harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu g harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÖRK
-
-
[isim]
Güzellik, gösteriş
-
[isim]
Güzellik, gösteriş
- ALGI
-
-
[isim]
Kazanç, alacak
-
Rüşvet
-
Vergi
-
[isim]
Kazanç, alacak
- GECE
-
-
[isim]
Güneş battıktan gün ağarıncaya kadar geçen süre, tün, şeb, gündüz karşıtı
- "Kel Hasan kumpanyası o gece bir komedi dram oynuyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Bir şeye karar vermeden geceler gebedir, gibi bir felsefe yaptıktan sonra, ayrıldılar." (Halide Edip Adıvar)
- "... başaramayacağı kadar çok işlerin altına girmekten çekinmedi, geceyi gündüze katıp çalışmaya başladı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bu süre içindeki karanlık
-
Eğlence, anma vb. amaçlarla geceleyin düzenlenen toplantı
- "Bütün çalgıları, dansları, şarkıları ve bütün külfetleriyle o geceler geldi çattı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Gece vakti, geceleyin
- "Gece uyumalı, gündüz çalışmalı."
-
[isim]
Güneş battıktan gün ağarıncaya kadar geçen süre, tün, şeb, gündüz karşıtı
- GEDA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Dilenci
-
Yoksul, fakir
-
[sıfat]
Dilenci
- GUŞA
-
-
[isim]
Guatr
-
[isim]
Guatr
- REGL
- ...
- GRES
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Makine yağı
-
[isim]
Makine yağı
- GABİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Anlayışsız, ahmak, ebleh, kalın kafalı, bön
- "Haftanın kaç günü, günün kaç saat olduğunu bilmeyecek kadar gabi olan sütnine yalanlar uydurarak dolabını yiyecekle dolduruyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Anlayışsız, ahmak, ebleh, kalın kafalı, bön
- GANJ
- ...
- GONK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Keçe veya bez kaplı bir tokmakla vurularak uzun süreli ses veren, tepsi biçiminde, madenî bir çalgı
-
Bazı saatlerde belirli zamanları bildiren zil düzeneği
-
Boksta her raundun başlangıç ve bitimini bildiren ses verici araç
-
[isim]
Keçe veya bez kaplı bir tokmakla vurularak uzun süreli ses veren, tepsi biçiminde, madenî bir çalgı
- GRİP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yorgunluk, kırıklık, kas ağrıları, ateş vb. belirtileri olan, bulaşıcı, salgın hastalık, paçavra hastalığı, enflüanza
-
[isim]
Yorgunluk, kırıklık, kas ağrıları, ateş vb. belirtileri olan, bulaşıcı, salgın hastalık, paçavra hastalığı, enflüanza
- GANG
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir maden cevherini, bir değerli taşı saran değersiz madde
-
Maden cevher damarının işletilemeyen değersiz bölümü
-
[isim]
Bir maden cevherini, bir değerli taşı saran değersiz madde
- GETR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten kumaş veya köseleden yapılmış bir tür tozluk
- "Belinde manevra kayışı, ayaklarında getrler, mahmuzlar, yanında da kasatura." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten kumaş veya köseleden yapılmış bir tür tozluk
- ERGİ
-
-
[isim]
İyi bir şeye erişme durumu, mazhariyet
-
[isim]
İyi bir şeye erişme durumu, mazhariyet
- GALA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Resmî bir törenden sonra yapılan büyük ve gösterişli şölen
-
Ön gösterim
- "Yalnız bir gece için ecnebilere verdiği bir Kontes Maritza galasını da hiç unutamazdı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Resmî bir törenden sonra yapılan büyük ve gösterişli şölen
- GÜYA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Sözde, sanki
- "Onlara çaktırmadan güya konuştuklarımızı yazıyorum." (Aka Gündüz)
-
[zarf]
Sözde, sanki
- İGLU
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Kubbe biçiminde Eskimo kulübesi
-
[isim]
Kubbe biçiminde Eskimo kulübesi
- GİBİ
-
-
[edat]
...-e benzer
- "İn cin, uyanmadan denizin üstü boş gibidir." (Haldun Taner)
- "Murat'a, boş, kimsesiz ahşap bina, temelinden sallanıyor gibi geldi." (Kemal Tahir)
- "O sırada güneş çıkar gibi olmuştu." (Haldun Taner)
-
[zarf]
O anda, tam o sırada, hemen arkasından
- "Haberi aldığı gibi yola çıktı."
-
[zarf]
İmişçesine, benzer biçimde
- "Bu sade dekor, ölümün manzarasını ulvi bir tablo gibi güzelleştirmiştir." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[zarf]
...-e yakışır biçimde
- "İnsan gibi davrandı."
-
[edat]
...-e benzer
- AGOP
- ...
- GINA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zenginlik, bolluk
- "Siyasetten, eleştiriden gına gelmişti."
-
Bıkma, usanma
-
[isim]
Zenginlik, bolluk