İçinde fı olan 7 harfli 26 kelime var. İçerisinde FI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında fı olan kelimeler listesine ya da Sonu fı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FINDIKİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Fındıkkabuğu rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
Fındık altını
-
[isim]
Fındıkkabuğu rengi
- FIKIRTI
-
-
[isim]
Kaynayan suyun çıkardığı ses
-
Cilveleşme
- "Hani fiskoslar, gülüşmeler, fıkırtılar." (Melih Cevdet Anday)
-
[isim]
Kaynayan suyun çıkardığı ses
- FIRLAMA
-
-
[isim]
Fırlamak işi
-
Piç
-
Arsız, terbiyesiz çocuk
-
[isim]
Fırlamak işi
- FISKİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Suyu yukarıya doğru, türlü biçimlerde fışkırtan ağızlık, fışkırık
- "Bu fıskiyenin sularını yıllarca neşeden çağıldar gibi duymuştum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Suyu yukarıya doğru, türlü biçimlerde fışkırtan ağızlık, fışkırık
- MÜNAFIK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Arabozan
-
Dinî kurallara inanmadığı hâlde inanmış gibi görünen
-
Arabozan
- MUHAFIZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birini veya bir şeyi koruyan, kollayan, gözeten kimse, koruyucu
- "Hecinlerimizi bir iki muhafızla tepecikler arasına yerleştirmiştik." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir kalenin veya bir şehrin önemli yerlerini korumak, düzeni ve güvenliği sağlamakla görevli komutan
- "İstasyonda veliahdı uğurlayanlar arasında İstanbul muhafızı da vardı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Birini veya bir şeyi koruyan, kollayan, gözeten kimse, koruyucu
- FITRİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğuştancılık
-
[isim]
Doğuştancılık
- SIFIRCI
-
-
[isim]
Derslerde, öğrencilere çok sıfır veren öğretmen
-
[isim]
Derslerde, öğrencilere çok sıfır veren öğretmen
- FISTIKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sarıya çalan açık yeşil renk
- "Akşam serinliğinde fıstıki makamla Sarıyer'in yolunu tuttum." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Sarıya çalan açık yeşil renk
- FIŞLAMA
-
-
[isim]
Fışlamak işi
-
[isim]
Fışlamak işi
- FITIKLI
-
-
[sıfat]
Fıtığı olan
-
[sıfat]
Fıtığı olan
- FIŞIRTI
-
-
[isim]
Fışırdama sesi
-
[isim]
Fışırdama sesi
- FIKRACI
-
-
[isim]
Fıkra anlatan kimse
-
Fıkra yazarı
- "Bir gazeteci, bir fıkracı olsaydı, bir sütun yazar, kıskandığı bir adama veriştirirdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Fıkra anlatan kimse
- MUVAFIK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Uygun
- "Böyle bir teklifi kabul etmek kolay ve muvafık değildir." (Atatürk)
- "Bu, saadet, hürriyet vaat eden düşman kumandanının karşısında inat etmeyi muvafık bulmadı." (Ömer Seyfettin)
- "Balkanlardan denizi seyretsek daha muvafık olur." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Uygun
- FIRKATA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
10-15 çift kürekli, hızlı, eski bir savaş gemisi
-
[isim]
10-15 çift kürekli, hızlı, eski bir savaş gemisi
- FIRINLI
-
-
[sıfat]
Fırınlanmış
- "Fırınlı kayın."
-
[sıfat]
Fırınlanmış
- FISIRTI
-
-
[isim]
Fısıltı
-
[isim]
Fısıltı
- FIKRAMA
-
-
[isim]
Fıkramak işi veya durumu
-
[isim]
Fıkramak işi veya durumu
- FIRKACI
-
-
[isim]
Parti üyesi
-
Bir partiye çok bağlı olan, partici
- "Hiç olmazsa önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Parti üyesi
- FISILTI
-
-
[isim]
Fısıldarken çıkan, güçlükle duyulan ses
- "Bahçenin ta nihayetinden birtakım fısıltılar geliyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Fısıldarken çıkan, güçlükle duyulan ses