İçinde ft olan 5 harfli 16 kelime var. İçerisinde FT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ft olan kelimeler listesine ya da Sonu ft ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAFTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir tür sert, ipekli kumaş
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış
- "Söylemeyi unuttum, ben sana gri tafta çarşafımı verecektim, daha yirmi gün evvel yaptırdım ve hiç giymedim." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bir tür sert, ipekli kumaş
- NEFTE
- ...
- SOFTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Medrese öğrencisi
- "Okuyanlardan biri on altı, on yedi yaşlarında genç bir softa." (Memduh Şevket Esendal)
-
İlmiyeden olanlara aşağılamak amacıyla verilen ad
-
Bir görüşe, bir inanışa körü körüne bağlanan kimse
- "İnandığından başka inanılacak şey olmadığına inanan insan softadır." (Orhan Veli Kanık)
-
Yaşadığı çağın gerisinde kalmış, geri kafalı kimse
- "Bizim moruk yeni kafalı görünmek ister amma halis muhlis softadır." (Peyami Safa)
-
[isim]
Medrese öğrencisi
- YAFTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Üzerine asıldığı veya yapıştırıldığı şeylerle ilgili bir bilgi veren yazılı kâğıt parçası
- "Zamanın uzunluğuna rağmen bu firmanın yaftasını hâlâ aklımda tutuyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Üzerine asıldığı veya yapıştırıldığı şeylerle ilgili bir bilgi veren yazılı kâğıt parçası
- NEFTİ
- ...
- MÜFTÜ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dinî konularda fetva veren kimse
-
İl ve ilçelerde Müslümanların din işlerine bakan görevli
-
[isim]
Dinî konularda fetva veren kimse
- İFTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Oruç açma, oruç bozma
- "Akşam Rabia ile beraber yine oruç bozuyor, iftar ediyoruz." (Halide Edip Adıvar)
-
İftar vakti
-
Ramazanda akşam yemeği
- "İftara çağırmak."
-
[isim]
Oruç açma, oruç bozma
- ÇİFTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
At, eşek ve katırın arka ayaklarıyla vuruşu, tekme
-
İki namlulu av tüfeği
- "Çifteler dolduruldu, horozlar çekildi, iki el silah atıldı." (Orhan Veli Kanık)
-
[sıfat]
İkisi bir arada bulunan veya ikili
- "Çifte minare."
- "Güzel sevme derler nasıl sevmeyim / Kaşlar arasında çifte benler var." (Karacaoğlan)
-
[sıfat]
Çift kürekli (sandal, kayık)
- "Valde Paşa'nın üç çifte kayığındaki gümüş kafes örmeli ve kenarları balık şeklinde yine gümüş saçaklı ihramı meşhurdu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
At, eşek ve katırın arka ayaklarıyla vuruşu, tekme
- PAFTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Büyük harita, plan veya modeli oluşturan ayrı parçalardan her biri
-
Yivaçar
-
Süs için at takımlarına veya başka yerlere takılan metal pul veya çakılan iri başlı çivi
-
Büyük benek, leke
-
[isim]
Büyük harita, plan veya modeli oluşturan ayrı parçalardan her biri
- HAFTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Birbiri ardınca gelen yedi günlük dönem
- "O, hafta sekiz, gün dokuz bizdedir!"
-
[isim]
Birbiri ardınca gelen yedi günlük dönem
- AFTOS
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gönül eğlendiren kimse
- "Delikanlının sarı kıvırcık saçlı aftosu bile bu seslere alışık olduğu hâlde ürktü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Gönül eğlendiren kimse
- KOFTİ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Sahtekâr, dolandırıcı kimse
- "Kofti ne kanundan kaçar ne nizamdan; kanunu da nizamı da kendisine uydurur." (Rıfat Ilgaz)
-
Değersiz, işe yaramaz kimse
- "Devlet iş sahaları açmazsa böyle koftiler türer, iş kıtlığında iş icat etmeye çalışırlar."
-
[isim]
Sahtekâr, dolandırıcı kimse
- GÜFTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Müzik eserlerinin yazılı metni, söz
- "Sanatçı dostum bestelerinin güftelerini de kendi yazardı." (Çetin Altan)
-
[isim]
Müzik eserlerinin yazılı metni, söz
- DRİFT
- ...
- NAFTA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Petrolden 100-250 °C arasında damıtılan ürün
-
[isim]
Petrolden 100-250 °C arasında damıtılan ürün
- KÖFTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle çekilmiş etten, bazen de tavuk, balık veya patatesten yapılan, türlü biçimlerde pişirilen yemek
- "Rüzgârın bazı içkili masalardan kokusunu getirdiği sıcak köftelerden bir ikisini ikram etseler..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Genellikle çekilmiş etten, bazen de tavuk, balık veya patatesten yapılan, türlü biçimlerde pişirilen yemek