İçinde far olan 7 harfli 9 kelime var. İçerisinde FAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında far olan kelimeler listesine ya da Sonu far ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A F R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
FAR, RAF
2 Harfli Kelimeler
AF, AR, FA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİLFARZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[edat]
Söz gelişi
-
[edat]
Söz gelişi
- FARIMAK
-
-
[nsz]
Güçsüz düşmek, yorulmak
-
Eskimek, yıpranmak
-
Vazgeçmek, usanmak
- "Sakin olsam bu sevdadan farısam / Balsız kovan gibi bomboş olurum." (Âşık Veysel)
-
Kocamak, yaşlanmak, ihtiyarlamak
-
[nsz]
Güçsüz düşmek, yorulmak
- TEFARİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle kırmızı, beyaz ve mor kumaştan dikilen, gömlek ve şalvardan oluşan, kol ağızları, paça kenarları ile şalvarın yanları işlenmiş kadın giysisi
-
60-100 cm yüksekliğinde, büyük yapraklı ve beyaz çiçekli bir bitki (Pogostemon patchouly)
-
[isim]
Genellikle kırmızı, beyaz ve mor kumaştan dikilen, gömlek ve şalvardan oluşan, kol ağızları, paça kenarları ile şalvarın yanları işlenmiş kadın giysisi
- KEFARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir günahı Tanrı'ya bağışlatmak umuduyla verilen sadaka veya tutulan oruç
- "Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir." (Haldun Taner)
-
Diyet
- "Onu sevmek bile hayatımın kefareti oluyor." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Bir günahı Tanrı'ya bağışlatmak umuduyla verilen sadaka veya tutulan oruç
- FARBALI
- ...
- FARBALA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fırfır
- "Tam o sırada çıt etti, merdivenin üstüne asılı farbalaların bir köşesi koptu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Fırfır
- FARFARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok konuşan
- "Dalmış gülüp konuşmaya yüzlerce farfara / Yorgun kulaklarımda sürerken bu yaygara." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Ağzı kalabalık
-
Yüksek sesle konuşan
-
Çok övünen
-
[sıfat]
Çok konuşan
- FARKSIZ
-
-
[sıfat]
Farkı olmayan
- "Kâğıt para ile altın arasındaki kıymetin hemen hemen farksız denebileceği bir tarihte..." (Halit Fahri Ozansoy)
-
[sıfat]
Farkı olmayan
- SEFARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Elçilik, sefarethane
- "Bu ismi bana İranlı bir sefaret kâtibi buldu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Elçilik, sefarethane