İçinde fa olan 7 harfli 110 kelime var. İçerisinde FA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında fa olan kelimeler listesine ya da Sonu fa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A F Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AF, FA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

FASULYE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Fasulyegillerden, barbunya, çalı, ayşekadın, horoz vb. türleri bulunan bitki (Phaseolus vulgaris)
    • "Fasulye sırığı gibi üç buçuk akasya ile park mı olurmuş?" (Tarık Buğra)
  2. Bu bitkinin sebze olarak yararlanılan yeşil ürünü ve kuru tohumları

FAİLLİK
...
HAFAKAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sıkıntı, çarpıntı, afakan

UFAKLIK

  1. [isim] Ufak olma durumu
  2. Küçük çocuk
  3. Bozuk para
  4. [ünlem] Çocuklar için kullanılan bir seslenme sözü
  5. Bit

MÜNFAİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Gücenmiş, alınmış, kırgın
    • "Sende kalmıştı münfail, kırgın / Mustarip gönlümün son ümidi." (Tevfik Fikret)
  2. Edilgin

NEFASET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nefis olma durumu
    • "Yemekler her günküne üstün bir nefasete ermiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)

İTTİFAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlaşma, uyuşma, bağlaşma
    • "Hazır bulunanların hepsi tatlı dil, güler yüz taraftarlığında ittifak etmiş gibiydiler." (Ömer Seyfettin)
  2. Oy birliği

SAFAHAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Evreler, safhalar

FALSOLU

  1. [sıfat] Yanlış, hatalı, kusurlu
    • "Bu saydığım, rolün falsolu tarafları." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Uygun ve yerinde olmayan
  3. Döne döne ve ekseninden kayarak, kavisli

KEFARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir günahı Tanrı'ya bağışlatmak umuduyla verilen sadaka veya tutulan oruç
    • "Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir." (Haldun Taner)
  2. Diyet
    • "Onu sevmek bile hayatımın kefareti oluyor." (Aka Gündüz)

MUSAFFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Temizlenmiş, arıtılmış

SULFATA

  1. [isim] Kinin sülfatı ve genel olarak kinin tuzu
    • "Sizin sulfatalarınız tesir etmiyor. İçine nişasta karıştırıyorsunuz." (Reşat Nuri Güntekin)

SFAGNUM

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Bataklıklarda, nemli yerlerde kümeler durumunda yetişen, küçük yapraklı bir tür yosun (Sphagnum)

FABRİKA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] İşlenmemiş veya yarı işlenmiş maddelerin makine, araç vb. ile işlenerek tüketime hazır duruma getirildiği sanayi kuruluşu, üretimevi
    • "Bir deri fabrikası her yerde yapılabilir." (Yahya Kemal Beyatlı)

KEFALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birinin borcunu ödememesi veya verdiği sözü yerine getirmemesi durumunda bütün sorumluluğu üzerine alma durumu, kefillik
    • "O zamanlarda her sene kefaletleri yüzünden bin lira, iki bin lira ödemek mecburiyetinde kalınmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)

İFADELİ
...
İNDİFAİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Püskürten (yanardağ)
  2. Döküntülü (hastalık)

İRTİFAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dayanma

SIFATLI
...
DEFATEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Ansızın
  2. Birden, aniden
    • "Sönük bakan gözleri defaten parladı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü