İçinde fa olan 7 harfli 110 kelime var. İçerisinde FA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında fa olan kelimeler listesine ya da Sonu fa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A F Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AF, FA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FAKATLI
- ...
- KOLOFAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hidratlı doğal kalsiyum sülfat
-
[isim]
Hidratlı doğal kalsiyum sülfat
- FAKİRCE
-
-
[sıfat]
Yoksul
-
[zarf]
Fakire benzer biçimde
-
[sıfat]
Yoksul
- FASİKÜL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Büyük eserlerin ayrı ayrı bölümler hâlinde yayımlanan parçalarından her biri, cüz
-
[isim]
Büyük eserlerin ayrı ayrı bölümler hâlinde yayımlanan parçalarından her biri, cüz
- KOFALIK
-
-
[isim]
Kofanın çok bulunduğu yer
-
[isim]
Kofanın çok bulunduğu yer
- SOFASIZ
- ...
- TEFAHÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Övünme
-
[isim]
Övünme
- CEFASIZ
- ...
- ARİFANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Arif olana yakışacak biçimde
-
[zarf]
Arif olana yakışacak biçimde
- İTFAİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yangın söndürme kuruluşu
-
İtfaiye aracı
- "İtfaiyelerin çanları çalıyor, sirenleri ötüyordu." (Çetin Altan)
-
[isim]
Yangın söndürme kuruluşu
- İRTİFAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dayanma
-
[isim]
Dayanma
- TEFAVÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayırıcı özellik, farklılık
-
[isim]
Ayırıcı özellik, farklılık
- KEFARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir günahı Tanrı'ya bağışlatmak umuduyla verilen sadaka veya tutulan oruç
- "Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir." (Haldun Taner)
-
Diyet
- "Onu sevmek bile hayatımın kefareti oluyor." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Bir günahı Tanrı'ya bağışlatmak umuduyla verilen sadaka veya tutulan oruç
- KEFALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin borcunu ödememesi veya verdiği sözü yerine getirmemesi durumunda bütün sorumluluğu üzerine alma durumu, kefillik
- "O zamanlarda her sene kefaletleri yüzünden bin lira, iki bin lira ödemek mecburiyetinde kalınmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Birinin borcunu ödememesi veya verdiği sözü yerine getirmemesi durumunda bütün sorumluluğu üzerine alma durumu, kefillik
- KAFASIZ
-
-
[sıfat]
Kafası olmayan
-
Düşünüşü, anlayışı ve kavrayışı kıt olan, anlayışsız, kavrayışsız
-
[sıfat]
Kafası olmayan
- ŞİFASIZ
-
-
[sıfat]
Şifası olmayan
- "Şifasız bir dert."
-
[sıfat]
Şifası olmayan
- HURUFAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Harfler
-
Basımda, baskı işinde kullanılan metal vb. bir maddeden yapılmış harf, rakam veya başka işaret kalıpları
-
Dizgi işinde kullanılan harf türlerinin bütünü
- "Hurufatı zengin bir basımevi."
-
[isim]
Harfler
- SEFASIZ
-
-
[sıfat]
Şenliği, eğlencesi olmayan
-
[sıfat]
Şenliği, eğlencesi olmayan
- İLTİFAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birine güler yüz gösterme, hatırını sorma, tatlı davranma
- "Genç kızlar erkeklerin iltifatlarına nasıl karşılık vereceklerini şaşırmışlardı." (Mahmut Yesari)
- "İltifat etti, hatırını sordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
İlgi gösterme, rağbet etme
- "Kime iltifat dozunu artırırsa o gerçekten de bir şeyler olurdu." (Çetin Altan)
- "Akşamki yemeklere iltifat eden çok oldu."
-
Söz söylerken, daha çok etki sağlamak için beklenmedik bir anda sözü, konu ile çok yakından ilgili birine veya bir şeye yöneltme
-
Yüzünü çevirerek bakma
-
[isim]
Birine güler yüz gösterme, hatırını sorma, tatlı davranma
- SEFAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zevk ve eğlenceye düşkünlük, uçarılık
- "Bir memlekette zenginlik başlar da bir parça eğlence ve sefahat da başlamaz olur mu?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Eğlence
- "Geliri, istese veyahut karakteri uygun olsa, değil rahat yaşamaya, sefahat hayatı sürmeye müsaitti." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Zevk ve eğlenceye düşkünlük, uçarılık