İçinde eşi olan 7 harfli 22 kelime var. İçerisinde EŞİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında eşi olan kelimeler listesine ya da Sonu eşi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E İ Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EŞ, İŞ, ŞE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EŞİTLİK
-
-
[isim]
İki veya daha çok şeyin eşit olması durumu, denklik, müsavat, muadelet
-
Kanunlar yönünden insanlar arasında ayrım bulunmaması durumu
-
Bedensel, ruhsal başkalıkları ne olursa olsun, insanlar arasında toplumsal ve siyasi haklar yönünden ayrım bulunmaması durumu
- "Bunlar, eşitlikten yana olduklarını söyleseler de yaptıkları işler hep kendi ipliklerini boyamaya dayanır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
İki veya daha çok şeyin eşit olması durumu, denklik, müsavat, muadelet
- BEŞİZLİ
-
-
[sıfat]
Beş tanesi bir arada olan
-
[sıfat]
Beş tanesi bir arada olan
- TENEŞİR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Üzeride ölü yıkanan ayaklı tahta, salacak
- "Ben bu duvara dayalı şeyin teneşir olduğunu bilmiyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Pis herif, o huyundan vazgeçmez. Onu ancak teneşir paklayacak!" (Orhan Kemal)
-
[isim]
Üzeride ölü yıkanan ayaklı tahta, salacak
- BİREŞİM
-
-
[isim]
Parçaların veya ögelerin bir araya getirilip bir bütün olarak birleştirilmesi
-
Bu biçimde oluşan bütün
-
Sentez
-
[isim]
Parçaların veya ögelerin bir araya getirilip bir bütün olarak birleştirilmesi
- PEŞİNAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir alışveriş veya hizmet için önceden verilen bir miktar para
- "Peşinat ne kadar?"
-
[isim]
Bir alışveriş veya hizmet için önceden verilen bir miktar para
- EŞİLMEK
-
-
[nsz]
Eşme işine konu olmak
-
[nsz]
Eşme işine konu olmak
- BİLEŞİM
-
-
[isim]
Bileşme işi veya durumu
- "Mustafa Kemal, Dil Kurumunu, Tarih Kurumunu ulusal bir bileşim yaratılsın, ulusal bir bilinç doğsun diye kurmuş..." (Atilla İlhan)
-
İki veya daha çok öge bir araya gelerek yeni bir öge oluşturma, terkip
- "Suyun bileşiminde hidrojenle oksijen vardır."
-
Bir maddenin hangi kimyasal türlerden oluştuğunu belirleyen verilerin tamamı
-
Bileşme sonucu oluşan cisim
-
[isim]
Bileşme işi veya durumu
- BEŞİNCİ
-
-
[sıfat]
Beş sayısının sıra sıfatı, sırada dördüncüden sonra gelen
-
[sıfat]
Beş sayısının sıra sıfatı, sırada dördüncüden sonra gelen
- DEŞİFRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Çözülmüş, açıklanmış
-
[sıfat]
Çözülmüş, açıklanmış
- ÇEŞİTLİ
-
-
[sıfat]
Çeşidi çok olan, türlü, mütenevvi
- "Boğaziçi'nin çeşitli yerlerine dair fikirlerini söyledi." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Çeşidi çok olan, türlü, mütenevvi
- EŞİTSİZ
-
-
[sıfat]
Eşit olmayan
-
[sıfat]
Eşit olmayan
- YEŞİLLİ
-
-
[sıfat]
Yeşili olan
- "Yeşilli kırmızılı kumaş."
-
Yeşil giysi giymiş
- "Yeşilli kadın."
-
[sıfat]
Yeşili olan
- PEŞİNEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Peşin olarak, önceden
- "Birkaç arkadaşımın içeride olduğunu haber veriyor ve alacağım zevk için beni peşinen tebrik eden bir tebessümle gülüyordu." (Peyami Safa)
-
[zarf]
Peşin olarak, önceden
- SÖYLEŞİ
-
-
[isim]
Arkadaşça, dostça karşılıklı konuşma, hasbihâl, sohbet
- "Rakısından mı, mezesinden mi yoksa söyleşilerin bal kıvamı kazanıp tatlı tatlı ağdalaşmasından mı, nedense." (Atilla İlhan)
-
Belli bir konuda alanla ilgili kişilerin katıldığı bilgilendirme toplantısı
-
Bir bilim veya sanat konusunu, konuşmayı andıran biçimde inceleyerek anlatan edebiyat türü, sohbet
-
[isim]
Arkadaşça, dostça karşılıklı konuşma, hasbihâl, sohbet
- EŞİNMEK
-
-
[nsz]
Hayvan, ayağıyla yeri kazmak
-
[nsz]
Hayvan, ayağıyla yeri kazmak
- BİLEŞİK
-
-
[sıfat]
Birleşerek oluşmuş, basit olmayan, mürekkep
-
Kimyasal tepkimeler sonucu iki veya daha çok elementten oluşan ve bunlardan bağımsız fiziksel, kimyasal nitelikler gösteren (madde)
- "Su, bileşik bir maddedir."
-
[isim]
Ses ve görüntünün birlikte yer aldığı film parçası
-
[sıfat]
Birleşerek oluşmuş, basit olmayan, mürekkep
- TEBEŞİR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Toz zerreciklerinden oluşan, çizdiği yerde iz bırakan, beyaz veya açık renkte kireçli kaya
-
Bu maddeden yapılan, kara tahta, duvar vb. yüzeylere yazı yazmak için kullanılan, beyaz veya renkli çubuk
- "Tahta başında, elimde tebeşir, sallanıyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Toz zerreciklerinden oluşan, çizdiği yerde iz bırakan, beyaz veya açık renkte kireçli kaya
- BEŞİKÇİ
-
-
[isim]
Beşik yapan veya satan kimse
-
[isim]
Beşik yapan veya satan kimse
- MÜRTEŞİ
- ...
- MEŞİHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şeyhlik
-
Şeyhülislamın makamı, şeyhülislamlık
-
[isim]
Şeyhlik