İçinde eğ olan 6 harfli 32 kelime var. İçerisinde EĞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında eğ olan kelimeler listesine ya da Sonu eğ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BEĞENİ
-
-
[isim]
Güzel veya çirkin yargısını verdiren duygu, zevk
- "Çoğu kadınların beğenisi kendi kişisel alanlarının dışına pek taşmaz." (Haldun Taner)
-
Güzeli çirkinden ayırma yetisi, zevk, gusto
- "Kendine özgü bir beğenisi var bu konuda." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Güzel veya çirkin yargısını verdiren duygu, zevk
- İVEĞEN
-
-
[sıfat]
Aceleci
- "Ben, dedim, iveğen değilim, düşünmekten de korkmam." (Memduh Şevket Esendal)
-
Çabuk ilerleyen, akut
- "İveğen hastalık."
-
[sıfat]
Aceleci
- YEĞREK
-
-
[sıfat]
Daha iyi, daha üstün
-
[sıfat]
Daha iyi, daha üstün
- EĞİNİK
-
-
[sıfat]
Eğilmiş olan, eğik
-
Bir şeyi sevmiş, istemiş veya yapmaya içten yönelmiş olan
-
[sıfat]
Eğilmiş olan, eğik
- ÖTLEĞİ
-
-
[isim]
Bir cins kartal
-
[isim]
Bir cins kartal
- KÖSEĞİ
-
-
[isim]
Ateş karıştırmaya yarayan odun veya demir
-
Ucu yanık odun, eğsi
-
[isim]
Ateş karıştırmaya yarayan odun veya demir
- EĞİNTİ
-
-
[isim]
Eğelenen bir şeyden dökülen ince toz
- "Demir eğintisi."
-
[isim]
Eğelenen bir şeyden dökülen ince toz
- BİLEĞİ
-
-
[isim]
Kesici araçları bilemek için kullanılan alet
-
[isim]
Kesici araçları bilemek için kullanılan alet
- EĞRİCE
-
-
[sıfat]
Az eğri olan
-
[sıfat]
Az eğri olan
- DEĞMEK
-
-
[-e]
Aralık kalmayıncaya kadar birbirine yaklaşmak, dokunmak, temas etmek
- "Kapıdan bir an birbirimize değerek girdik." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Ulaşmak, erişmek
- "Mektup elime değmedi. Yaşı on beşine değince..."
-
İstenilen yere düşmek, rast gelmek, isabet etmek
- "Kurşun hedefe değdi."
-
[-e]
Aralık kalmayıncaya kadar birbirine yaklaşmak, dokunmak, temas etmek
- SEĞMEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bayram günlerinde, düğünlerde törene yerli giysilerle, atlı ve silahlı olarak katılan yiğit
-
[isim]
Bayram günlerinde, düğünlerde törene yerli giysilerle, atlı ve silahlı olarak katılan yiğit
- EĞİNME
-
-
[isim]
Eğinmek durumu
-
[isim]
Eğinmek durumu
- EĞİTİM
-
-
[isim]
Belli bir bilim dalı veya sanat kolunda yetiştirme, geliştirme ve eğitme işi
- "Mezun olduktan sonra yüksek eğitim için Lyon'a gönderilir." (Haldun Taner)
-
Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine yardım etme, terbiye
- "Eğitim, bizim istediğimiz kalıplara göre adam yetiştirmek değildir." (Haldun Taner)
-
Eğitim bilimi
-
[isim]
Belli bir bilim dalı veya sanat kolunda yetiştirme, geliştirme ve eğitme işi
- EĞİRME
-
-
[isim]
Eğirmek işi
-
[isim]
Eğirmek işi
- EĞİLİM
-
-
[isim]
Bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya içten yönelme, meyil, temayül
- "İnsanoğlunun, yaradılıştan medeniliğe eğilimi vardır." (Nurullah ataç)
-
Para piyasalarında zamanla oluşan değişim, alım satım işlemleriyle ilgili iniş çıkış seyri
-
[isim]
Bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya içten yönelme, meyil, temayül
- EĞİLME
-
-
[isim]
Eğilmek işi
- "İstese bile kendisini veremiyor, belirsiz bir tiksinti o yöne eğilmesini engelliyordu." (Atilla İlhan)
-
Bir doğrunun, bir başka doğruya veya düzleme göre eğik olması
-
Yerin manyetik alanında bulunan serbest mıknatıslı bir iğnenin doğrultusu ile yatay düzlem arasındaki açı
-
[isim]
Eğilmek işi
- EĞLEME
-
-
[isim]
Eğlemek işi
-
[isim]
Eğlemek işi
- EĞİTİŞ
- ...
- EREĞLİ
- ...
- GEĞREK
-
-
[isim]
Kaburganın alt yanında bulunan boşluklardan her biri
- "Kendi aralarında, bir hiç yüzünden, kıkır da kıkır gülerler. Gülmekten de geğrekleri ağrır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Kaburganın alt yanında bulunan boşluklardan her biri