İçinde eğ olan 5 harfli 20 kelime var. İçerisinde EĞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında eğ olan kelimeler listesine ya da Sonu eğ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YEĞNİ
-
-
[sıfat]
Ağır olmayan, hafif
-
Ciddi olmayan
-
[sıfat]
Ağır olmayan, hafif
- YEĞİN
-
-
[sıfat]
Zorlu, katı, şiddetli
-
Baskın, üstün, iyi
-
[sıfat]
Zorlu, katı, şiddetli
- DEĞİN
-
-
[edat]
Bir işin, bir durumun sona erdiği zamanı veya yeri gösterir, kadar, dek
- "Kıyıdan bir alkış sesi geldi... Odanın güneşli duvarına değin." (Melih Cevdet Anday)
-
[edat]
Bir işin, bir durumun sona erdiği zamanı veya yeri gösterir, kadar, dek
- DEĞME
-
-
[isim]
Değmek işi, temas
-
[isim]
Değmek işi, temas
- DEĞİL
-
-
[isim]
Cümle içinde art arda kullanılan iki veya daha çok özneyi, tümleci, yüklemi, aralarından bazılarına olumsuzluk kavramı vererek birbirine bağlayan veya yüklemin olumsuz çekimini sağlayan kelime
- "Bu direniş çetin değil, haşin değil, yürek burkucuydu." (Tarık Buğra)
- "Ben parasında değilim, yeter ki iyi bir şey olsun."
-
[isim]
Cümle içinde art arda kullanılan iki veya daha çok özneyi, tümleci, yüklemi, aralarından bazılarına olumsuzluk kavramı vererek birbirine bağlayan veya yüklemin olumsuz çekimini sağlayan kelime
- EĞREZ
-
-
[isim]
Eğirdir Gölü'nde yaşayan bir balık
-
[isim]
Eğirdir Gölü'nde yaşayan bir balık
- YEĞEN
-
-
[isim]
Birine göre, kardeş, amca, hala, dayı veya teyzenin çocuğu
- "Ama yeğeninin ona çeken tek yanı yoktur." (Tarık Buğra)
-
Tüylü dişi deve ile tek hörgüçlü erkek devenin geriye melezlenmesiyle elde edilen bir deve türü
-
[isim]
Birine göre, kardeş, amca, hala, dayı veya teyzenin çocuğu
- EĞMEK
-
-
[-i]
Düz olan bir şeyi eğik duruma getirmek
- "Ağır ağır başını eğip yere baktı ve boynunu büktü." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Sert bir cismi bükmek
-
[-i]
Düz olan bir şeyi eğik duruma getirmek
- EĞMÜR
- ...
- DEĞER
-
-
[isim]
Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet
-
Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, paha
-
Yüksek ve yararlı nitelik
-
Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse
-
Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey
-
Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı
-
[isim]
Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet
- İTEĞİ
-
-
[isim]
Un elerken dökülmemesi için yere serilen örtü
-
[isim]
Un elerken dökülmemesi için yere serilen örtü
- EĞMEÇ
-
-
[isim]
Kavis
-
Çay ve ırmağın dönemeç yeri
-
[isim]
Kavis
- TEĞET
-
-
[isim]
Bir eğrinin yanından geçen ve ona ancak bir noktada değen doğru, mümas
-
[isim]
Bir eğrinin yanından geçen ve ona ancak bir noktada değen doğru, mümas
- MEĞER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[bağlaç]
Bilinmeyen, farkında olunmayan bir durum için kullanılan bir söz, meğerse, oysa, oysaki
- "Evinin şaşmaz düzenine, sürekli durgunluğuna meğer ne de alışmış?" (Atilla İlhan)
-
[bağlaç]
Bilinmeyen, farkında olunmayan bir durum için kullanılan bir söz, meğerse, oysa, oysaki
- DEĞİM
-
-
[isim]
Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye hak kazandıran durumu, liyakat
-
[isim]
Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye hak kazandıran durumu, liyakat
- DEĞEÇ
-
-
[isim]
Değişik elektrik çevrimi veya araçları arasında bağlantı kurmaya yarayan ve bir elektromıknatısla uzaktan kumanda edilen çevrim kesici
-
[isim]
Değişik elektrik çevrimi veya araçları arasında bağlantı kurmaya yarayan ve bir elektromıknatısla uzaktan kumanda edilen çevrim kesici
- EĞRİM
-
-
[isim]
Girdap
-
Eğri, dalgalı
-
[isim]
Girdap
- DEĞİŞ
-
-
[isim]
Değme işi veya biçimi
- "Buğdayı pirinçle değiş etmek."
-
Değişim
-
[isim]
Değme işi veya biçimi
- EĞLEK
-
-
[isim]
Sürünün yazın öğle sıcağında dinlendiği gölgelik
-
Yolcuların geceyi geçirdikleri yer, han, konak
-
[isim]
Sürünün yazın öğle sıcağında dinlendiği gölgelik
- LEĞEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle, içinde bir şey yıkamak için kullanılan metal veya plastikten yayvan kap
- "Adam, önündeki leğene eğilmiş, bardak yıkıyordu." (Necati Cumalı)
-
Gövdenin arka veya alt ucunda bulunan, bir yandan omurganın bel bölümüyle, öte yandan bacaklarla eklemlenen kemik çatı, havsala
-
[isim]
Genellikle, içinde bir şey yıkamak için kullanılan metal veya plastikten yayvan kap