İçinde ezm olan 15 kelime var. İçerisinde EZM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ezm olan kelimeler listesine ya da Sonu ezm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

12 Harfli Kelimeler

KARINCAEZMEZ

8 Harfli Kelimeler

HAREZMCE, TÖKEZMEK

7 Harfli Kelimeler

TÖKEZME

6 Harfli Kelimeler

BEZMEK, GEZMEK, GEZMEN, MEZMUR, SEZMEK

5 Harfli Kelimeler

BEZME, EZMEK, GEZME, SEZME

4 Harfli Kelimeler

BEZM, EZME


Kelime bulma makinesi

E M Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ZEM

2 Harfli Kelimeler

EM, ME, ZE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KARINCAEZMEZ

  1. [sıfat] Çok merhametli, ince duygulu (kimse), karıncaincitmez
  2. Yavaş hareket eden

TÖKEZMEK

  1. [nsz] Tökezlemek
    • "Ceylan birden tökezdi, toz kalktı yerden." (Fikret Otyam)

HAREZMCE
...
TÖKEZME

  1. [isim] Tökezmek işi

GEZMEK

  1. [nsz] Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek
    • "Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Seher hep Bayram'ın sinirine dokunanlarla gezip tozdu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir yerde dolaşmak, yürümek
    • "Kunduralarını çıkarır, satar, yalın ayak gezerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Gitmek, başvurmak
  4. Bulunmak
    • "Şapkam burada ne geziyor?"
  5. [-i] Bir yeri görüp incelemek
  6. Hasta ayağa kalkmak
    • "Oğlum iyileşti, yavaş yavaş gezmeye başladı."
  7. Herhangi bir biçimde gezinmek
    • "Bu giysiyle gezemem."
  8. [-i] Bir yerde gezi yapmak
    • "Geçen yaz Batı Anadolu'yu gezdik."

BEZMEK

  1. [-den] Bezgin duruma gelmek, bezginlik getirmek, bıkıp usanmak
    • "Kibrit kullanmaktan bezdiğimiz için bir eski çakmakla gazı yakmaktayız." (Burhan Felek)

GEZMEN

  1. [sıfat] Gezgin
    • "Doğrusu tarihçiler, ... özellikle de İstanbul'a gelen gezmenler, Uludağ'ın İstanbul'dan kolayca görüldüğüne inanmışlardır." (Salâh Birsel)

SEZMEK

  1. [-i] Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş veya olacak bir şeyi anlamak, kestirmek, hissetmek
    • "İkinci Dünya Savaşı'na doğru gittiğimizi en evvel sen sezmiştin." (Refik Halit Karay)
  2. Anlamak, fark etmek
    • "Onun deli sayılmasının sebeplerini gizlice biz de sezerdik." (Abdülhak Şinasi Hisar)

MEZMUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Makamla okunan Zebur suresi

SEZME

  1. [isim] Sezmek işi

BEZME

  1. [isim] Bezmek işi

EZMEK

  1. [-i] Üstüne basarak veya bir şey arasına sıkıştırarak yassılaştırmak, biçimini değiştirmek
    • "Ben kendi hesabıma aruzu bir bal mumu gibi ezer, oynar, istediğim şekle sokardım." (Enis Behiç Koryürek)
    • "Bütün ecnebi kelimeleri ezip büzüp anlaşılmaz hâle getirip öyle kullanıyorlar." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Ağır bir şey, başka bir şeyin üzerinden geçmek, çiğnemek
    • "Rüzgârın içinde birbirini ezercesine kaçıştılar." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. [nsz] Sıvı içinde bastırıp karıştırarak eritmek
    • "Şerbet için şeker ezmek. Boya ezmek."
  4. Üzmek, sıkıntıya sokmak
    • "Seven kalbi ezmek, sevmeyen kalbi durdurmaktan daha affedilmez bir cinayettir." (Aka Gündüz)
  5. Baskı altında tutmak
    • "Mahzun yüzünü ağlaya ağlaya öpmek arzusu içimi bir açlık gibi ezdi." (Refik Halit Karay)
  6. Dayanıklılığını aşacak derecede çalıştırarak yormak
    • "Bu yol hayvanı ezdi."
  7. Yenmek, sindirmek
    • "Düşmanı ezmek."
  8. Harcamak
    • "Paraları bir haftada ezerim." (Sait Faik Abasıyanık)

GEZME

  1. [isim] Gezmek işi, seyran

BEZM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İçki meclisi, dost toplantısı

EZME

  1. [isim] Ezmek işi
  2. Sebze veya yemiş ezilerek yapılan yiyecek
    • "Sıkınca içinden vıcık vıcık balık ezmeleri, kaz ciğerleri çıkan tüpler..." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Bitkilerin etli ve yumuşak kısımlarını macun kıvamına getirmek üzere parçalama, katı ve telsel kısımlarını süzerek ayıklama işlemi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü