İçinde eva olan 5 harfli 11 kelime var. İçerisinde EVA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında eva olan kelimeler listesine ya da Sonu eva ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A E V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AV, EV, VE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZEVAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yok olma, yok edilme
- "Allah kimseye zeval vermesin."
-
Suç, kabahat, sorumluluk
-
Bozulma
-
Öğle
-
[isim]
Yok olma, yok edilme
- REVAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sürüm
- "Geniş pencereli, manzaralı salonlar revaçta." (Refik Halit Karay)
- "Yememek herkesin elinden geldiği için sıskalaşmak revaç buldu." (Refik Halit Karay)
- "Sakal ve bıyığın revaçta olduğu bir dönemden geçmedik değil!" (Haldun Taner)
-
[isim]
Sürüm
- REVAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üstü örtülü, önü açık yer, sundurma
-
[isim]
Üstü örtülü, önü açık yer, sundurma
- ZEVAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kişiler, zatlar
- "Gazetenin, mutat zevat adını verdiği arkadaşlarımız ki daima Atatürk'ün yanında bulunurlar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kişiler, zatlar
- GEVAŞ
- ...
- CEVAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İzin, müsaade
- "... silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği durumlarda." (Anayasa)
-
[isim]
İzin, müsaade
- EVAZE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Etek ucuna doğru genişleyen (giysi)
- "Evaze etek."
-
[sıfat]
Etek ucuna doğru genişleyen (giysi)
- REVAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Giden, yürüyen
- "Arabalarımıza binip Tiran yoluna revan, âdeta, kır gezintisine çıkmış bir aile hâlinde idik." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Giden, yürüyen
- CEVAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt
- "Belindeki önlüğü çıkarmaya uğraşıyor, cevap arıyor gibi düşünüyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Onun lakırtı söylemeye niyeti olmadığını göstererek kendisi cevap verdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt
- DEVAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sürme, sürüp gitme, kesilmeme, bitmeme
- "Bu teftiş üç gün üç gece devam etti." (Haldun Taner)
- "Gençler, cesaretimizi takviye eden ve devam ettiren sizsiniz" (Atatürk)
-
Bir yere belli bir amaçla, gereken zamanlarda gitme
- "Devam zorunludur."
- "Falanca kahveye mütekait memurlar devam eder." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Ek, parça
-
[ünlem]
"Kesme, sürdür" anlamında kullanılan bir söz
-
[isim]
Sürme, sürüp gitme, kesilmeme, bitmeme
- SEVAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hayırlı bir davranış karşısında Tanrı tarafından verileceğine inanılan ödül
- "Bunun günahı değil, olsa olsa sevabı vardır." (Haldun Taner)
- "Gülsüm'ün sevinci sade sevap kazanmak ümidinden doğmuyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Tanrı tarafından ödüllendirileceğine inanılan davranış
-
[isim]
Hayırlı bir davranış karşısında Tanrı tarafından verileceğine inanılan ödül