İçinde etm olan 9 harfli 161 kelime var. İçerisinde ETM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında etm olan kelimeler listesine ya da Sonu etm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E M T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
MET, TEM
2 Harfli Kelimeler
EM, ET, ME, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FEHMETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Anlamak, kavramak
-
[-i]
Anlamak, kavramak
- GASBETMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi zorla, izinsiz almak
-
[-i]
Bir şeyi zorla, izinsiz almak
- KİRLETMEK
-
-
[-i]
Kirli duruma getirmek, pisletmek
- "Madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Küçük veya büyük abdestini yapmak, pislemek
- "Çocuk altını kirletmiş."
-
Kadının ırzına geçmek, namusuna zarar vermek
-
Namusuna, onuruna zarar verecek bir suç yüklemek, lekelemek
- "Böyle bir şüphe insanı kirletir."
-
[-i]
Kirli duruma getirmek, pisletmek
- GERİLETME
-
-
[isim]
Geriletmek işi
-
[isim]
Geriletmek işi
- KAVLETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-le]
Sözleşmek, anlaşmak, söz kesmek
- "Ey güzel seninle bir kavledelim / Bu kavlin üstüne dönmemesine." (Halk türküsü)
-
[-le]
Sözleşmek, anlaşmak, söz kesmek
- PÖRTLETME
- ...
- NASBETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Atamak
-
[-i]
Atamak
- FETHETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Bir yeri veya ülkeyi savaşarak almak, ülke açmak
- "Mekânı fethetmek bir marifettir fakat mekânla beraber zamanı da fethetmek yüz misli değerindedir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Herkesin takdirini, övgüsünü kazanıp kendine hayran bırakmak
- "Fettan bir kızcağız, İstanbul'u fethetmişti." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[-i]
Bir yeri veya ülkeyi savaşarak almak, ülke açmak
- FASLETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Ayırmak, bölmek
-
Çözmek, sonuçlandırmak
-
[-i]
Ayırmak, bölmek
- RESMETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Bir şeyin resmini çizmek
-
İz yapmak, işlemek, nakşetmek
-
[-i]
Bir şeyin resmini çizmek
- HİSSETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Fiziksel bir uyarıyı duymak
- "Ben öyle dalmış düşünürken, omuzumda bir el hissettim." (Haldun Taner)
-
Bir şeyden etkilenmek, duymak
-
Sezmek, farkına varmak, anlamak
- "Bu yıkılışın ona geldiğini hep hissediyorduk." (Falih Rıfkı Atay)
-
[-i]
Fiziksel bir uyarıyı duymak
- SEYRETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Bir şeyin durumunu, oluşumunu gözlemek, bakmak
- "Kitapçı vitrinlerinde kendi eserlerini gördükçe durup hayran hayran seyrediyor." (Haldun Taner)
- "Sen şimdi curcunayı seyret!"
-
[-i]
Bir olaya karışmadan bakmak
- "Rabia biraz şaşkın, salapuryada arkadaş olduğu çocuklu tazenin kocasıyla buluşmasını seyrediyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Eğlenmek, görmek, öğrenmek vb. için bakmak, izlemek
- "Televizyon seyretmek."
-
Taşıt, ilerlemek, yol almak
-
Hastalık sürmek, devam etmek
-
Bir şeyin durumunu, oluşumunu gözlemek, bakmak
- DERCETMEK
-
-
[-i]
Almak, toplamak
-
Kaydetmek
- "Bir deftere birçok manzumelerimi dercetmiştim." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[-i]
Almak, toplamak
- MEZCETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Birbirine katmak, katıştırmak
-
[-i]
Birbirine katmak, katıştırmak
- NEZRETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Adamak
-
[-i]
Adamak
- CEBRETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Zorlamak
- "Sizi de inanmaya cebretmek isteyen bunamış bir inat ve ısrar ile söylüyor." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[-i]
Zorlamak
- SABRETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[nsz]
Sabır göstermek, sabırlı davranmak
- "Peygamber olsa ancak bu kadar sabrederdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Sabır göstermek, sabırlı davranmak
- ZİKRETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Adını söylemek, sözünü söylemek, anmak
- "Ben dervişim diye göğsün gerersin / Hakkı zikretmeye dilin var mıdır?" (Pir Sultan Abdal)
-
[-i]
Adını söylemek, sözünü söylemek, anmak
- ERTELETME
-
-
[isim]
Erteletmek işi
-
[isim]
Erteletmek işi
- KATLETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
İnsan öldürmek
-
Zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek
- "Bu adam benim can düşmanımdır. Haksız yere beni katlediyor." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Zarar vermek
- "Doğayı katletmek."
-
[-i]
İnsan öldürmek