İçinde et olan 7 harfli 383 kelime var. İçerisinde ET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında et olan kelimeler listesine ya da Sonu et ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GAMETLİ
-
-
[sıfat]
Gameti olan, gamet oluşturan
- "Gametli bitkiler."
-
[sıfat]
Gameti olan, gamet oluşturan
- BETONSU
-
-
[sıfat]
Betonu andıran, betona benzeyen, beton gibi
-
[sıfat]
Betonu andıran, betona benzeyen, beton gibi
- DRETNOT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
XX. yüzyılın başlarında kullanılan bir zırhlı tipi
- "Mazideki sal, bugün dretnottur." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
XX. yüzyılın başlarında kullanılan bir zırhlı tipi
- İŞLETİM
- ...
- KETHÜDA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Zengin kimselerin ve devlet büyüklerinin buyruğunda çalışan, onların birtakım işlerini gören kimse, kâhya
-
[isim]
Zengin kimselerin ve devlet büyüklerinin buyruğunda çalışan, onların birtakım işlerini gören kimse, kâhya
- DALALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sapınç, sapkınlık, doğru yoldan ayrılma
- "Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler." (Atatürk)
-
[isim]
Sapınç, sapkınlık, doğru yoldan ayrılma
- KLARNET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tahtadan, metal perdeli, orkestrada önemli yeri olan bir üflemeli çalgı
-
[isim]
Tahtadan, metal perdeli, orkestrada önemli yeri olan bir üflemeli çalgı
- ZİYARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
- "Haftada iki gece ziyaretine giderdik." (Halit Fahri Ozansoy)
- "Eli rehberli Amerikan turistleri gibi, geldikleri şehrin önce tarihî anıtlarını ziyaret ederler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
- ETRAFLI
-
-
[sıfat]
Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı
-
[zarf]
Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı bir biçimde
-
[sıfat]
Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı
- YETİŞEK
-
-
[isim]
Yetişme durumu, eğitim
-
Program
-
[isim]
Yetişme durumu, eğitim
- BELAHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alıklık
- "Faziletle belahat aynı şey sayılıyor." (Peyami Safa)
-
[isim]
Alıklık
- FETTANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Cilveli, gönül alıcı (kadın)
- "O öyle bir fettanedir ki pisliği, rüküşlüğü bile yakışır haspaya ... güzelliğine, inceliğine halel getirmez." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Cilveli, gönül alıcı (kadın)
- HIYANET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kutsal sayılan şeylere el uzatma, kötülük etme veya karşı davranma, hainlik, ihanet
-
Güveni kötüye kullanma, aldatma, vefasızlık
- "Hıyanetini görmediğin bir kadın hakkında fena tabirler kullanmaya hakkın yok." (Peyami Safa)
-
[isim]
Kutsal sayılan şeylere el uzatma, kötülük etme veya karşı davranma, hainlik, ihanet
- TİLAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kur'an'ı güzel ve yüksek sesle, usulünce okuma
- "Hafız Hanım'ın Kur'an tilaveti de tövbe tövbe Ya Rabbi, dikkatimi dağıtmıyor değil ha!" (Atilla İlhan)
-
[isim]
Kur'an'ı güzel ve yüksek sesle, usulünce okuma
- ZEKAVET
- ...
- EMRETME
-
-
[isim]
Emretmek işi
-
[isim]
Emretmek işi
- HAYALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gerçekte var olmadığı hâlde bazen görüldüğü sanılan cin, peri, hortlak vb. görüntüler
-
Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, görüntü
- "Gözümün önünde durmaksızın geçen bir hayalet var." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Belli belirsiz görülen şey, gölge
-
[isim]
Gerçekte var olmadığı hâlde bazen görüldüğü sanılan cin, peri, hortlak vb. görüntüler
- LETARJİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yaşama işlevlerinin çok zayıfladığı, çok derin ve sürekli patolojik uyku durumu
-
[isim]
Yaşama işlevlerinin çok zayıfladığı, çok derin ve sürekli patolojik uyku durumu
- ŞÖBİYET
-
-
[isim]
İnce yufkaların içine kaymak konulup üstüne dövülmüş fıstık serpilerek yapılan bir tür baklava
-
[isim]
İnce yufkaların içine kaymak konulup üstüne dövülmüş fıstık serpilerek yapılan bir tür baklava
- TAZİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Taziye
-
[isim]
Taziye