İçinde et olan 6 harfli 238 kelime var. İçerisinde ET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında et olan kelimeler listesine ya da Sonu et ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ET, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ADAVET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Düşmanlık

HİRFET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kunduracılık, duvarcılık, demircilik, marangozluk, dokumacılık vb. küçük el sanatları

OPERET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Eğlenceli, hafif konulu, içinde bestesiz konuşmalar bulunan sahne eseri
    • "Onun çalıp söylediği bir operet parçasını tekrarlıyordum." (Refik Halit Karay)
  2. Bu eseri oynayan oyunculardan oluşan kuruluş
    • "Bizim, operetlerimiz cinsinden bir sürü halk tiyatroları var." (Haldun Taner)

İBADET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanrı buyruklarını yerine getirme, Tanrı'ya yönelen saygı davranışı, tapınma
    • "Babamla gittiğim bayram namazlarından başka ibadet bilmezdim." (Yahya Kemal Beyatlı)

ETAJER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Raflı, kapaksız ve taşınabilir dolap
    • "Nuran, etajerin orta rafından büyük bir kartpostal albümü aldı." (Mahmut Yesari)

MÜDDET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Süre
    • "Odada yalnız kalınca iki eski arkadaş bir müddet daha ağlaştılar." (Ömer Seyfettin)

HASRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Özlem
    • "Vatan ve kardeş hasretini birbirimizde gideriyoruz." (Haldun Taner)
    • "Ada'ya gelince İstanbul'u özler ve oraya gidince Ada'ya hasret çekerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Sonra ver elini ana baba ocağı. Hem hasret giderecektim hem de ruhumla dinlenecektim." (Cahit Uçuk)
    • "Ben dört sene onun hasretini çektim." (Aka Gündüz)

TÖHMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birine yüklenen, işlenildiği sanılan fakat henüz aydınlanmamış olan suç, suçlama

MÜHLET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için gösterilen süre, vade, mehil
    • "Hatta merkez kumandanı kendisine üç gün mühlet vermiş, hemen yola çıkması için diretmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

RÜŞVET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar
    • "Bu zat rüşvetin, hediyenin korkunç bir düşmanıymış!" (Ömer Seyfettin)

ŞİDDET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir hareketin, bir gücün derecesi, yeğinlik, sertlik
  2. Hız
    • "Rüzgârın şiddeti."
  3. Karşıt görüşte olanlara, inandırma veya uzlaştırma yerine kaba kuvvet kullanma
  4. Duygu veya davranışta aşırılık
    • "Sesinin tonunda siteminin şiddetini azaltan bir yumuşama vardı." (Necati Cumalı)

UFUNET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Pis koku
    • "Kokladığım bu havada devrin ufunetini hissediyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. İrin, cerahat

BUKLET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bükülmüş iplik
  2. [sıfat] Bu iplikten dokunmuş (giyecek)

DUETTO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir kadın ve bir erkek sesin sözleri dönüşümlü olarak okudukları hafif müzik parçası

HAŞMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Görkem

MAİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üst görevlinin yanında bulunan kimseler, alt kademedekiler

CETVEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doğru çizgileri çizmeye yarayan, dereceli veya derecesiz, tahtadan, plastikten, madenden yapılmış araç, çizgilik
  2. Liste, çizelge
    • "O, masanın üzerinden kaptığı cetvele üç tane sıfırı yapıştırmıştı." (Ömer Seyfettin)

ETRİYE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dikme kiriş bağlantılarında direnci sağlayan sargı

RİAYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sayma, saygı, ağırlama, itibar etme
    • "Hakka riayet etmezsek sonra işimiz ters gider." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Uyma, boyun eğme
    • "Edep ve erkâna riayet lazım." (Refik Halit Karay)

CENNET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dinî inanışlara göre dünyada iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak, behişt
    • "Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni." (Yunus Emre)
    • "Bu cennet gibi yerler gözümde zindan kesiliyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Herhangi bir şeyden fazlasıyla bulunan yer
    • "Kitap cenneti."
  3. [sıfat] Çok güzel, huzur veren (yer)
    • "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?" (Mehmet Akif Ersoy)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü