İçinde et olan 6 harfli 238 kelime var. İçerisinde ET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında et olan kelimeler listesine ya da Sonu et ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ADALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk, türe
- "Devletin temel amaç ve görevleri ... kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya ... çalışmaktır." (Anayasa)
-
Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları
- "Suçlular adaletin pençesinden kurtulamazlar."
-
Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme
- "Germiyan'da Süleyman Şahımız adaletle hüküm sürer." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması
-
[isim]
Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk, türe
- KETÇAP
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Temel maddesi baharat katılmış domates olan İngiliz sosu
-
[isim]
Temel maddesi baharat katılmış domates olan İngiliz sosu
- KİSPET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yağlı güreşte pehlivanların giydikleri, belden baldıra kadar uzanan, dar paçalı meşin pantolon
-
[isim]
Yağlı güreşte pehlivanların giydikleri, belden baldıra kadar uzanan, dar paçalı meşin pantolon
- ATIFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyilik, bağış, kayra, lütuf, ihsan, inayet
-
Karşılık beklemeden gösterilen sevgi
-
[isim]
İyilik, bağış, kayra, lütuf, ihsan, inayet
- AVDETİ
- ...
- ETKİLİ
-
-
[sıfat]
Etkisi olan, tesirli, müessir
- "Hayli etkili bir yer altı çalışması yapılıyormuş." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Etkisi olan, tesirli, müessir
- KUDRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güç, erk, erke, iktidar
- "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur." (Atatürk)
-
Yetenek
- "Hep birden kollarını havaya kaldırarak dönmeye başlayışları bana insan kudretinin üstünde gibi geliyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Maddi güç, zenginlik
-
Tanrı yapısı
-
Tanrı'nın ezelî gücü
-
[isim]
Güç, erk, erke, iktidar
- ZULMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karanlık
- "Görmek için aydınlık ve görülmemek için zulmet lazımdı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Karanlık
- GAZETE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Politika, ekonomi, kültür ve daha başka konularda haber ve bilgi vermek için yorumlu veya yorumsuz, her gün veya belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayın
- "Kahvelerde ikinci bir oyalanma yolu, gazetelerdi." (Necati Cumalı)
-
Bu yayının yönetildiği, hazırlandığı, basıldığı yer
- "Her gün gazeteye uğruyordu."
-
[isim]
Politika, ekonomi, kültür ve daha başka konularda haber ve bilgi vermek için yorumlu veya yorumsuz, her gün veya belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayın
- SETLİÇ
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
İç sürdürücü bir maden suyu
-
Karbonat katılarak köpürtülmüş limonata
-
[isim]
İç sürdürücü bir maden suyu
- ESARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kölelik, tutsaklık, esirlik
- "Esaretimin geri kalan müddetini bu ümitle geçirmeye başladım." (Ahmet Mithat)
-
Boyunduruk
-
Hâkimiyet altında bulunma
-
[isim]
Kölelik, tutsaklık, esirlik
- HÜRMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Saygı
- "Sanata her yerde hürmet etmek lazımdır." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Hürmette kusur ettin mi işte o zaman kendini yok bil." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Saygı
- HİMMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yardım, kayırma
- "Himmetinizle fakir bir ailenin yüzü gülerse tabii siz de sevaba girersiniz." (Refik Halit Karay)
- "Sizler de bir parça himmet edersiniz, boğaz köprüsünün, metroların kurulduğu bugünlerde, bizim dev harita da sıraya girer belki." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Çalışma, emek, gayret
- "Bu iş çok himmet ister."
-
Lütuf, iyilik, iyi davranma
-
[isim]
Yardım, kayırma
- KRETON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir tür keten, patiska veya basma
-
[isim]
Bir tür keten, patiska veya basma
- FAÇETA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Elmasın yontulmuş yüzlerinden her biri
-
[isim]
Elmasın yontulmuş yüzlerinden her biri
- HALVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Issız yerde yalnız kalma
-
Issız ve kapalı yer
-
Hamamlarda çok sıcak küçük yer
-
[isim]
Issız yerde yalnız kalma
- ŞERBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Meyve suyu ile şekerli su karıştırılarak yapılan içecek
- "Biraz sonra gümüş bir tepsi içinde ahududu şerbeti getirdiler." (Ahmet Haşim)
-
Belli törenlerde konuklara sunulan şekerli içecek
- "Hemen o haftalarda bir sabah Muhsin Beylerin evinde nikâh şerbetleri içildi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bazı maddelerin suda eritilmişi
- "Gübre şerbeti. Çimento şerbeti."
-
Sözlenmek veya nişanlanmak üzere tarafların anlaşması durumunda tören yapılarak içilen içecek
-
[isim]
Meyve suyu ile şekerli su karıştırılarak yapılan içecek
- PETROL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yoğunluğu 0,8-0,95 arasında olabilen, hidrokarbürlerden oluşmuş, kendisine özgü kokusu olan, koyu renkli, arıtılmamış, doğal yanıcı mineral yağ, yer yağı
- "Kamyonlar yarı benzin, yarı petrolle çalışmaya uğraşıyor." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Yoğunluğu 0,8-0,95 arasında olabilen, hidrokarbürlerden oluşmuş, kendisine özgü kokusu olan, koyu renkli, arıtılmamış, doğal yanıcı mineral yağ, yer yağı
- MİHNET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıkıntı, üzüntü
- "Her mihnet kabulüm yeter ki / Gün eksilmesin penceremden." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[isim]
Sıkıntı, üzüntü
- SAADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mutluluk, ongunluk, mut, kut
- "... gecenin içinde onun parıldayan ela gözlerini görmek öyle bir saadetti ki..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Mutluluk, ongunluk, mut, kut