İçinde et olan 5 harfli 152 kelime var. İçerisinde ET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında et olan kelimeler listesine ya da Sonu et ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ATLET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kolsuz, askılı fanila
-
Atletizmle uğraşan kimse
-
[isim]
Kolsuz, askılı fanila
- DETAY
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ayrıntı
-
[isim]
Ayrıntı
- LANET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı'nın sevgi ve ilgisinden yoksun olma, beddua
- "Başıma yağan bu ana laneti beni ürpertiyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Bu nesil öyle zamanlar geçirdi ki doğduğuna lanet etti." (Falih Rıfkı Atay)
- "Hele sevgilisinin de hastalandığı bu korkunç haftalarda, fabrikanın cinayetlerine ne kadar lanet okuyor, biraz da kendisi vasıta olduğundan dolayı ne derece ıstırap çekiyordu." (Refik Halit Karay)
- "Bir sabah lanet olsun dedim, yaptığım iyilik gözüne dizine dursun!" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Ters, berbat, çok kötü
- "Lanet filozofum diyerek ortaya çıkıp Allah'a ve kullara karşı hezeyan eden tımarhanelik herifler!" (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Tanrı'nın sevgi ve ilgisinden yoksun olma, beddua
- TEĞET
-
-
[isim]
Bir eğrinin yanından geçen ve ona ancak bir noktada değen doğru, mümas
-
[isim]
Bir eğrinin yanından geçen ve ona ancak bir noktada değen doğru, mümas
- EBCET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arap alfabesinin her harfi bir rakamı karşılayan ve anlamsız sekiz kelimeden oluşan değişik bir düzeni
-
[isim]
Arap alfabesinin her harfi bir rakamı karşılayan ve anlamsız sekiz kelimeden oluşan değişik bir düzeni
- METİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Doymuş hidrokarbon kökleri serisinin ilk basamağı
-
[isim]
Doymuş hidrokarbon kökleri serisinin ilk basamağı
- KETAL
-
-
[isim]
Çirişli bir çeşit parlak bez
-
[isim]
Çirişli bir çeşit parlak bez
- MAKET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mimarlıkta, sanayide ve bazı sanat dallarında yer alan eserlerin taslak durumundaki küçük örneği
- "Servet Bey, benim maketleri incelemekle meşguldü." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Mimarlıkta, sanayide ve bazı sanat dallarında yer alan eserlerin taslak durumundaki küçük örneği
- MOPET
- ...
- GULET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki direkli, yelkenli savaş gemisi
-
[isim]
İki direkli, yelkenli savaş gemisi
- KENET
-
-
[isim]
İki sert cismi birbirine bağlamaya yarayan, iki ucu sivri ve kıvrık metal parça
- "Bu mevsimde kızlar ikişer, üçer kişilik gruplara ayrılır ve birbirlerine kenet gibi yapışırlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
İki sert cismi birbirine bağlamaya yarayan, iki ucu sivri ve kıvrık metal parça
- FETHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üstün (II)
-
[isim]
Üstün (II)
- SEPET
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan, genellikle sapı olan, yiyecek ve eşya taşımak için kullanılan kap
- "Patrona kalsa sepet havasını çoktan çalardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Bu kabın aldığı ölçüde
- "Bir sepet elma."
-
[sıfat]
Bu kap biçiminde örülerek yapılmış
- "Sepet sandık. Sepet araba."
-
Sazdan örülmüş balık kapanı
-
Motosikletin yan tarafında bulunan, tek yolcu taşımak üzere hazırlanmış ayrı bölüm
-
Basketbolda sayı kazanmak için, içine top atılmaya çalışılan demir çembere geçirilmiş altı açık ağ
-
[isim]
Saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan, genellikle sapı olan, yiyecek ve eşya taşımak için kullanılan kap
- BETİM
-
-
[isim]
Betimleme işi, betimleme
-
Bir şeyi, bir kimseyi, bir olay veya duyguyu betimleyen söz veya yazı, tasvir
-
[isim]
Betimleme işi, betimleme
- JİLET
-
-
[isim]
İnce çelikten yapılmış, iki yanı keskin tıraş bıçağı
-
[isim]
İnce çelikten yapılmış, iki yanı keskin tıraş bıçağı
- DEMET
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam
- "Tel demeti."
-
Bitki veya çiçek destesi
- "Öyle fukara çocuklara rastlıyorduk ki bize demet demet kır çiçekleri hediye ediyorlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı veya lifli kordon
-
Uzunlamasına birbirine bitişik olarak bir arada bulunan sinir ve kas telleri topluluğu
-
Bir atomun parçalanmasından doğan elektriklenmiş taneciklerin yörüngelerinden oluşan ışık topluluğu
-
[isim]
Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam
- YETER
-
-
[sıfat]
İhtiyacı karşılayacak kadar olan, kâfi
- "Salonu yeter derecede dolmuş bulursa başlardı ıslıklar, tepinmeler." (Tarık Buğra)
-
ünl. “Kâfi, yetişir, yeterli” anlamlarında bir söz
-
[sıfat]
İhtiyacı karşılayacak kadar olan, kâfi
- YETKİ
-
-
[isim]
Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet
- "Büyük Millet Meclisi Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmişti." (Tarık Buğra)
- "Türkiye Büyük Millet Meclisi soru, Meclis araştırması ... yollarıyla denetleme yetkisini kullanır." (Anayasa)
- "İdam hükümlerini doğrudan doğruya yerine getirme yetkisini vermiştir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet
- AHRET
-
-
[isim]
Bakınız ahiret
-
[isim]
Bakınız ahiret
- ETENE
-
-
[isim]
Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ, son, eş, döl eşi, meşime, plasenta
-
Meyve yaprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm
-
[isim]
Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ, son, eş, döl eşi, meşime, plasenta