İçinde et olan 5 harfli 152 kelime var. İçerisinde ET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında et olan kelimeler listesine ya da Sonu et ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ET, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DENET

  1. [isim] Denetleme işi, teftiş
  2. Laboratuvar işlemi tamamlanmış bir filmin herhangi bir eksiği olup olmadığını anlamak için dağıtımcıya verilmeden önce incelenmesi

ETKEN

  1. [isim] Etki eden şey, faktör
    • "Yazınımızın gelenek değiştirmesine bağlı olarak değişik etkenleri var bu durumun." (Necati Cumalı)
  2. Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan şey, müessir
  3. Doğrudan doğruya öznenin yaptığı işi anlatan, öznesi belli olan fiil, aktif, aktif fiil, malum, edilgen karşıtı
    • "Kırmak, bilmek etken fiillerdir."

KUŞET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Gemi veya tren yatağı

KETUM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Ağzı sıkı
    • "Ne kadar da ketumdur, katlandığı acıları sergilemeyi hiç sevmez." (Atilla İlhan)
    • "Sefirlerin az konuşması, ketum olması şarttır derler ya, laf!" (Haldun Taner)

BÜĞET

  1. [isim] Gölet

YETİK

  1. [sıfat] Yetişmiş, erişmiş, büyümüş
  2. Bilgili, olgun
    • "Açarım bu işi. Ben açamam da aklı yetik bir komşuya açtırırım." (Abbas Sayar )

JİLET

  1. [isim] İnce çelikten yapılmış, iki yanı keskin tıraş bıçağı

HACET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Herhangi bir şey için gerekli olma, gereklilik, lüzum
    • "Bu kadar külfete hacet yok."
    • "Artık ne hacet dilese, ne murat etse oluyor."
    • "Kendi kuvvetlerini ve yiğitliklerini söylemeye, vaka ile tespit etmeye hacet görmüyorlar." (Halide Edip Adıvar)
    • "Lakin zora hacet kalmadı." (Refik Halit Karay)
  2. Tanrı'dan yerine getirilmesi beklenen dilek
    • "Bu devri yüz defa yapabildiniz mi, mutlaka her hacetiniz de yerine gelir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Küçük veya büyük abdest
  4. İhtiyaç duyulan şey, gerekli şey
    • "Zile basacaktı, hacet kalmadı." (Refik Halit Karay)

PUSET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Elle sürülen, hafif, küçük çocuk arabası

POŞET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Torba

KASET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İçinde, görüntü ve seslerin kaydedildiği, gerektiğinde yeniden kullanılmasını sağlayan bir manyetik şeridin bulunduğu küçük kutu

MABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tapınak
    • "Bütün mabetler içinde güneşten ilk ışık alan camidir." (Ahmet Haşim)
  2. Özel bir konuda, sevgi ve saygı ile bağlanmanın ortaya konulduğu yer
    • "Burası jüri heyetinin toplanacağı mukaddes sanat mabedidir." (Halit Fahri Ozansoy)

METİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yazıyı biçim, anlatım ve noktalama özellikleriyle oluşturan kelimelerin bütünü, tekst
  2. Basılı veya el yazması parça, tekst

AHRET

  1. [isim] Bakınız ahiret

ETMEK

  1. [nsz] Bir işi yapmak
    • "Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." (Haldun Taner)
    • "O zamanlar denize girmeden edemediği için bu nezleyi bir türlü geçiremediğini anlattı." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Etme eyleme ağabey, ben ne yaptım?" (Sait Faik Abasıyanık)
  2. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak
    • "İyi ettiniz de geldiniz."
  3. [-i] Bulmak, erişmek
    • "Hemşerileri gelir, kemençe gibi bir çalgıyla sabahı ederlerdi." (Refik Halit Karay)
  4. [-i] Birini bir şeyden yoksun bırakmak
  5. Eşit değer kazanmak
    • "İki iki daha dört eder."
  6. Herhangi bir değerde olmak
    • "Kira dâhil olduğu hâlde aylık masrafımız tam beş lira ediyordu." (Ömer Seyfettin)
  7. Kötülükte bulunmak
    • "Ah, iki bardak süt sen bana neler ettin?" (Sait Faik Abasıyanık)
  8. [-e] Küçük veya büyük abdestini yapmak
    • "Çocuk altına etti."

KOKET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. Yosma
    • "Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

SETİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyi örtme, gizleme

RULET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir bilyenin, dönmekte bulunan derin tepside yazılı numaralarından ve siyah ile kırmızı renklerden birinin üzerinde durmasıyla kazananı belirten kumar aracı ve bununla oynanan kumar
  2. Pastacı, terzi vb.nin kullandığı dişli, küçük demir çark

BETİK

  1. [isim] Yazılı olan şey, kitap, mektup, tezkere, pusula
    • "Kanılarımız, rengimiz, görüşümüz betikte belirecek." (Haldun Taner)

FASET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Baskı işlerinde harf ve satırları formada tutmak ve sıkmak için kullanılan kama
  2. Dişin ön yüzüne estetik amaçla yapılan kaplama

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü