İçinde et olan 5 harfli 152 kelime var. İçerisinde ET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında et olan kelimeler listesine ya da Sonu et ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ET, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HASET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kıskançlık, çekemezlik, günü
    • "Gözlerinde bir fena haset kıvılcımı, bir bayağılık yakalıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

PAYET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Giysi vb. işlemek için kullanılan küçük, pırıltılı pul

ETMEK

  1. [nsz] Bir işi yapmak
    • "Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." (Haldun Taner)
    • "O zamanlar denize girmeden edemediği için bu nezleyi bir türlü geçiremediğini anlattı." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Etme eyleme ağabey, ben ne yaptım?" (Sait Faik Abasıyanık)
  2. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak
    • "İyi ettiniz de geldiniz."
  3. [-i] Bulmak, erişmek
    • "Hemşerileri gelir, kemençe gibi bir çalgıyla sabahı ederlerdi." (Refik Halit Karay)
  4. [-i] Birini bir şeyden yoksun bırakmak
  5. Eşit değer kazanmak
    • "İki iki daha dört eder."
  6. Herhangi bir değerde olmak
    • "Kira dâhil olduğu hâlde aylık masrafımız tam beş lira ediyordu." (Ömer Seyfettin)
  7. Kötülükte bulunmak
    • "Ah, iki bardak süt sen bana neler ettin?" (Sait Faik Abasıyanık)
  8. [-e] Küçük veya büyük abdestini yapmak
    • "Çocuk altına etti."

METİL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Doymuş hidrokarbon kökleri serisinin ilk basamağı

SADET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Konuşulan asıl konu, asıl madde
    • "Ne ise bunlar hep dedikodu. Sadede gelelim." (Halide Edip Adıvar)

BAGET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bateri çalmaya yarayan ince, kısa çubuk
  2. Tıraşlanmış, dikdörtgen biçiminde değerli taş
  3. Düşük gramajlı ince, uzun ekmek
  4. Tavuk, piliç vb. kanatlılarda but ile paça arasında kalan etli bölüm

İFFET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Cinsel konularda ahlak kurallarına bağlılık, sililik
  2. Namus

MAKET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Mimarlıkta, sanayide ve bazı sanat dallarında yer alan eserlerin taslak durumundaki küçük örneği
    • "Servet Bey, benim maketleri incelemekle meşguldü." (Reşat Nuri Güntekin)

SİRET
...
VELET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Oğul, çocuk
  2. [ünlem] Çocukları paylarken kullanılan bir söz

CEKET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Erkeklerin ve kadınların giydiği, genellikle önden düğmeli, kalçayı örten, kollu üst giysisi

MABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tapınak
    • "Bütün mabetler içinde güneşten ilk ışık alan camidir." (Ahmet Haşim)
  2. Özel bir konuda, sevgi ve saygı ile bağlanmanın ortaya konulduğu yer
    • "Burası jüri heyetinin toplanacağı mukaddes sanat mabedidir." (Halit Fahri Ozansoy)

PETEK

  1. [isim] Arıların yumurtalarını bırakmak ve bal depo etmek için yaptığı, düzgün altıgen ağızlı bal mumu yuvacıklar topluluğu
  2. Bu yuvacıklar topluluğunun bal olmayanı
  3. Isıtma tesisatında ısı dağıtımını, içinden sıcak su geçerek sağlayan dilim, radyatör
    • "Kalorifer peteği."
  4. Minarelerde külah ile şerefe arasındaki bölüm
  5. Balçıktan yapılan ve dikine duran sandık biçimindeki tahıl ambarı
  6. Arı kovanı

BUKET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çiçek demeti

ETMEN

  1. [isim] Birlikte veya ayrı ayrı etkisini gösteren ve belli bir sonuca götüren güçlerden, şartlardan, ögelerden her biri, amil, faktör

ÜLFET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alışma, kaynaşma
    • "Kendilerine bir kimse bulunamıyor ki ülfet etsinler." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Tanışma, görüşme
    • "Temiz ve metin bir insan olduğu ilk ülfetinden anlaşılırdı." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. Dostluk, ahbaplık
    • "Ülfet belalı şey fakat uzlet sıkıntılı / Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı." (Yahya Kemal Beyatlı)

İLLET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hastalık
    • "Ben şarlatan değilim, oğlum. Bu illetin devası bendedir." (Peyami Safa)
    • "Batı taklitçiliği de illet olduğu sorunlardan biri idi." (Haldun Taner)
    • "İnsan boyuna gezecek olursa baş dönmesi illetine uğrayacak." (Ahmet Rasim)
  2. Hastalık derecesine varan alışkanlık
    • "Ya sayfa sayfa mektup yazmak illetine tutulmuş olanlara ne diyeyim?" (Hüseyin Cahit Yalçın)
  3. Bozukluk
    • "Bu radyonun bir illeti var."
  4. [sıfat] Kızdıran, sinirlendiren (şey veya kimse)
  5. Sebep

OMLET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çırpılmış yumurtayla sade olarak yapılabilen veya içine peynir, kıyma vb. katılarak tavada pişirilen bir yemek
    • "Mantarlı omleti yedikten sonra uykudan bayılıyorduk." (Refik Halit Karay)

YETİŞ
...
FETHA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üstün (II)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü