İçinde et olan 5 harfli 152 kelime var. İçerisinde ET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında et olan kelimeler listesine ya da Sonu et ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HEYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kurul
- "Heyetin oturduğu büyük odanın her tarafına Uşak halıları örtmüşlerdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Astronomi
-
Biçim, kılık, dış görünüş
-
[isim]
Kurul
- SEPET
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan, genellikle sapı olan, yiyecek ve eşya taşımak için kullanılan kap
- "Patrona kalsa sepet havasını çoktan çalardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Bu kabın aldığı ölçüde
- "Bir sepet elma."
-
[sıfat]
Bu kap biçiminde örülerek yapılmış
- "Sepet sandık. Sepet araba."
-
Sazdan örülmüş balık kapanı
-
Motosikletin yan tarafında bulunan, tek yolcu taşımak üzere hazırlanmış ayrı bölüm
-
Basketbolda sayı kazanmak için, içine top atılmaya çalışılan demir çembere geçirilmiş altı açık ağ
-
[isim]
Saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan, genellikle sapı olan, yiyecek ve eşya taşımak için kullanılan kap
- ÜMMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. Muhammed'e inanarak, onun yaptıklarını ve söylediklerini uygulayarak çevresinde toplanan Müslümanların tümü
- "Allah'ım, sen koru Muhammed ümmetini bu eşkıyanın zulmünden."
-
[isim]
Hz. Muhammed'e inanarak, onun yaptıklarını ve söylediklerini uygulayarak çevresinde toplanan Müslümanların tümü
- HASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kıskançlık, çekemezlik, günü
- "Gözlerinde bir fena haset kıvılcımı, bir bayağılık yakalıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Kıskançlık, çekemezlik, günü
- LETÇE
- ...
- AHRET
-
-
[isim]
Bakınız ahiret
-
[isim]
Bakınız ahiret
- SETER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Uzun tüylü İngiliz köpeği
-
[isim]
Uzun tüylü İngiliz köpeği
- AVRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Edep yeri
-
[isim]
Edep yeri
- ANTET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Başlık
-
[isim]
Başlık
- BUKET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çiçek demeti
-
[isim]
Çiçek demeti
- LİNET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İshal
-
[isim]
İshal
- ETFAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çocuklar
-
[isim]
Çocuklar
- KETAL
-
-
[isim]
Çirişli bir çeşit parlak bez
-
[isim]
Çirişli bir çeşit parlak bez
- PİPET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sıvıları, solukla içine çekip kaptan kaba aktarmaya yarayan cam boru
-
Sıvı içecekleri bardak veya şişeden kolayca içmek için kullanılan ince, plastik boru, kamış
-
[isim]
Sıvıları, solukla içine çekip kaptan kaba aktarmaya yarayan cam boru
- LANET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı'nın sevgi ve ilgisinden yoksun olma, beddua
- "Başıma yağan bu ana laneti beni ürpertiyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Bu nesil öyle zamanlar geçirdi ki doğduğuna lanet etti." (Falih Rıfkı Atay)
- "Hele sevgilisinin de hastalandığı bu korkunç haftalarda, fabrikanın cinayetlerine ne kadar lanet okuyor, biraz da kendisi vasıta olduğundan dolayı ne derece ıstırap çekiyordu." (Refik Halit Karay)
- "Bir sabah lanet olsun dedim, yaptığım iyilik gözüne dizine dursun!" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Ters, berbat, çok kötü
- "Lanet filozofum diyerek ortaya çıkıp Allah'a ve kullara karşı hezeyan eden tımarhanelik herifler!" (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Tanrı'nın sevgi ve ilgisinden yoksun olma, beddua
- PUSET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Elle sürülen, hafif, küçük çocuk arabası
-
[isim]
Elle sürülen, hafif, küçük çocuk arabası
- KETON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Karbonil grubuna iki alkil kökünün bağlanmasıyla türeyen birleşik
-
[isim]
Karbonil grubuna iki alkil kökünün bağlanmasıyla türeyen birleşik
- METRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, temel uzunluk ölçüsü birimi
- "İskenderun körfezine sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum." (Refik Halit Karay)
-
Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı
-
[isim]
Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, temel uzunluk ölçüsü birimi
- ŞETİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sövme, sövgü
-
[isim]
Sövme, sövgü
- MERET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü
- "... istediği kahveyi zamanında getirmedi diye kızıp -Ulan ne fasarya oğlan şu Kâzım be, meredin çaylak çaylak bakınmaktan başka işe yaradığı yok diye bağırmış." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Uğursuz
-
[isim]
Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü