İçinde et olan 4 harfli 33 kelime var. İçerisinde ET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında et olan kelimeler listesine ya da Sonu et ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ET, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DÜET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İki ses veya iki müzik
  2. İki kişi tarafından karşılıklı söylenen şarkı

BETİ

  1. [isim] Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi

VETO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir yetkinin, bir yasanın, bir kararın yürürlüğe girmesine karşı çıkma hakkı
    • "Cumhurbaşkanına veto hakkı ve başkumandanlık salahiyeti verilmesi hususunda..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

AFET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım
    • "O yıl su baskınları bir afet gibiydi."
  2. Kıran
  3. [sıfat] Çok kötü
    • "Şöhret gibi servetin de afet olduğunu yeni anlıyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Güzelliği ile insanı şaşkına çeviren, aklını başından alan kadın
    • "Gül yüzlü bir afetti ki her busesi lale." (Yahya Kemal Beyatlı)
  5. Hastalıkların dokularda yaptığı bozukluk

ETÜT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma
  2. Ön çalışma
  3. Belli bir konuyu inceleyen, araştıran eser veya yazı
    • "1848'de bir İslav mecmuasında çıkan uzun bir etüt yazısı bir isyanın eseridir." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Öğrencilerin, bir belletmenin gözetimi, denetimi altında ders çalışmalarına ayrılan zaman, mütalaa, müzakere
    • "Dersleri yarım kulak dinliyor, etütlerde uzun uzun mektuplar yazıyordu." (Çetin Altan)

ETEK

  1. [isim] Giysinin belden aşağıda kalan bölümü
    • "Bu ağırsamaları anlamakla beraber aldırmayan Hilmi, eteğinden ayrılmıyor, peşi sıra yürümekten vazgeçmiyordu." (Refik Halit Karay)
    • "İlk mektebe gittiği gün Gülsüm'ün sevincinden etekleri zil çalıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bedenin belden aşağısına giyilen, değişik biçimlerde, genellikle kadın giysisi, eteklik
    • "Sevim'in eteği bir dikene takılıp yırtılmış, beyaz potinleri çamura batmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Giysinin alt kenarı
    • "Vedia'nın eteklerinden gözlerini ayırmayarak onu takip ediyordu." (Peyami Safa)
  4. Çadır, kanepe örtüsü gibi kumaştan olan şeylerin yere sarkan bölümü
  5. Dağ, tepe, yığın vb. yamaçlı şeylerin alt bölümü
    • "Dağın eteklerine küme küme serpilen kerpiç evleri gördü." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  6. Yağmur sularının, çatının bazı yerlerinden içeri sızmasını önlemek için yapılan saç örtü
    • "Baca eteği. Boru eteği."
  7. Edep yeri

ETLİ

  1. [sıfat] İçinde et bulunan
    • "Etliye sütlüye karışmamak ve hiçbir ideal için hiçbir mücadeleye katılmamak onun mizacıdır." (Peyami Safa)
  2. Eti çok olan
    • "Etli koyun."
  3. Dolgun, kalın
    • "... aşağıya sarkan kalın, etli, ıslak dudakları vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Yenecek kısmı çok olan (meyve)
    • "Etli, lezzetli bir zeytin."

BETA

Kelime Kökeni : Yunanca

  1. [isim] Yunan alfabesinin ikinci harfi

ETÜV

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yiyecekleri, nesneleri yüksek ısıyla sterilize ve dezenfekte etmekte kullanılan kapalı araç
    • "Bize etüvden çıkmış esvaplarının içinde kaşınan bir sürü adam gösterdiği vakit..." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Türlü eşyaları kurutmakta veya temizlemekte kullanılan araç
  3. Mikropların üretilmesinde uygun sıcaklığı sağlayan kapalı araç

ETİL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Organik birleşiklerin birleşimine giren karbon ve hidrojen atomları grubu
    • "Etil klorür."

GETR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten kumaş veya köseleden yapılmış bir tür tozluk
    • "Belinde manevra kayışı, ayaklarında getrler, mahmuzlar, yanında da kasatura." (Memduh Şevket Esendal)

LİET

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Şarkı

ETÇİ

  1. [isim] Kasap

SÜET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Podösüet

ETEN

  1. [isim] Etene
  2. Yemişlerin yenilen bölümü

ETER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Oksijenli asitlerin alkollerle birleşmesinden oluşan sıvılar
  2. Hekimlikte kullanılan, çok uçucu, renksiz ve kendine özgü kokusu olan bir sıvı, lokman ruhu
  3. Bir tür organik yağ çözücü

KETE

  1. [isim] Yağlı, mayalı veya mayasız hamurdan yapılan çörek

AYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kur'an surelerini oluşturan kısımlardan her biri
    • "Unutmadığı ayetlerle namaz kılıyor, dua ediyordu." (Ömer Seyfettin)

ETAP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Aşama
  2. Adım

EBET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sonu olmayan gelecek zaman, sonsuzluk
    • "İşte bu, ezelden bilinmemiş, ebede kadar bilinmeyecektir." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü