İçinde et olan 4 harfli 33 kelime var. İçerisinde ET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında et olan kelimeler listesine ya da Sonu et ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÜET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki ses veya iki müzik
-
İki kişi tarafından karşılıklı söylenen şarkı
-
[isim]
İki ses veya iki müzik
- BETİ
-
-
[isim]
Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi
-
[isim]
Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi
- VETO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yetkinin, bir yasanın, bir kararın yürürlüğe girmesine karşı çıkma hakkı
- "Cumhurbaşkanına veto hakkı ve başkumandanlık salahiyeti verilmesi hususunda..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir yetkinin, bir yasanın, bir kararın yürürlüğe girmesine karşı çıkma hakkı
- AFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım
- "O yıl su baskınları bir afet gibiydi."
-
Kıran
-
[sıfat]
Çok kötü
- "Şöhret gibi servetin de afet olduğunu yeni anlıyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Güzelliği ile insanı şaşkına çeviren, aklını başından alan kadın
- "Gül yüzlü bir afetti ki her busesi lale." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Hastalıkların dokularda yaptığı bozukluk
-
[isim]
Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım
- ETÜT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma
-
Ön çalışma
-
Belli bir konuyu inceleyen, araştıran eser veya yazı
- "1848'de bir İslav mecmuasında çıkan uzun bir etüt yazısı bir isyanın eseridir." (Falih Rıfkı Atay)
-
Öğrencilerin, bir belletmenin gözetimi, denetimi altında ders çalışmalarına ayrılan zaman, mütalaa, müzakere
- "Dersleri yarım kulak dinliyor, etütlerde uzun uzun mektuplar yazıyordu." (Çetin Altan)
-
[isim]
Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma
- ETEK
-
-
[isim]
Giysinin belden aşağıda kalan bölümü
- "Bu ağırsamaları anlamakla beraber aldırmayan Hilmi, eteğinden ayrılmıyor, peşi sıra yürümekten vazgeçmiyordu." (Refik Halit Karay)
- "İlk mektebe gittiği gün Gülsüm'ün sevincinden etekleri zil çalıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bedenin belden aşağısına giyilen, değişik biçimlerde, genellikle kadın giysisi, eteklik
- "Sevim'in eteği bir dikene takılıp yırtılmış, beyaz potinleri çamura batmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Giysinin alt kenarı
- "Vedia'nın eteklerinden gözlerini ayırmayarak onu takip ediyordu." (Peyami Safa)
-
Çadır, kanepe örtüsü gibi kumaştan olan şeylerin yere sarkan bölümü
-
Dağ, tepe, yığın vb. yamaçlı şeylerin alt bölümü
- "Dağın eteklerine küme küme serpilen kerpiç evleri gördü." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Yağmur sularının, çatının bazı yerlerinden içeri sızmasını önlemek için yapılan saç örtü
- "Baca eteği. Boru eteği."
-
Edep yeri
-
[isim]
Giysinin belden aşağıda kalan bölümü
- ETLİ
-
-
[sıfat]
İçinde et bulunan
- "Etliye sütlüye karışmamak ve hiçbir ideal için hiçbir mücadeleye katılmamak onun mizacıdır." (Peyami Safa)
-
Eti çok olan
- "Etli koyun."
-
Dolgun, kalın
- "... aşağıya sarkan kalın, etli, ıslak dudakları vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Yenecek kısmı çok olan (meyve)
- "Etli, lezzetli bir zeytin."
-
[sıfat]
İçinde et bulunan
- BETA
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Yunan alfabesinin ikinci harfi
-
[isim]
Yunan alfabesinin ikinci harfi
- ETÜV
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yiyecekleri, nesneleri yüksek ısıyla sterilize ve dezenfekte etmekte kullanılan kapalı araç
- "Bize etüvden çıkmış esvaplarının içinde kaşınan bir sürü adam gösterdiği vakit..." (Falih Rıfkı Atay)
-
Türlü eşyaları kurutmakta veya temizlemekte kullanılan araç
-
Mikropların üretilmesinde uygun sıcaklığı sağlayan kapalı araç
-
[isim]
Yiyecekleri, nesneleri yüksek ısıyla sterilize ve dezenfekte etmekte kullanılan kapalı araç
- ETİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Organik birleşiklerin birleşimine giren karbon ve hidrojen atomları grubu
- "Etil klorür."
-
[isim]
Organik birleşiklerin birleşimine giren karbon ve hidrojen atomları grubu
- GETR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten kumaş veya köseleden yapılmış bir tür tozluk
- "Belinde manevra kayışı, ayaklarında getrler, mahmuzlar, yanında da kasatura." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten kumaş veya köseleden yapılmış bir tür tozluk
- LİET
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Şarkı
-
[isim]
Şarkı
- ETÇİ
-
-
[isim]
Kasap
-
[isim]
Kasap
- SÜET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Podösüet
-
[isim]
Podösüet
- ETEN
-
-
[isim]
Etene
-
Yemişlerin yenilen bölümü
-
[isim]
Etene
- ETER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Oksijenli asitlerin alkollerle birleşmesinden oluşan sıvılar
-
Hekimlikte kullanılan, çok uçucu, renksiz ve kendine özgü kokusu olan bir sıvı, lokman ruhu
-
Bir tür organik yağ çözücü
-
[isim]
Oksijenli asitlerin alkollerle birleşmesinden oluşan sıvılar
- KETE
-
-
[isim]
Yağlı, mayalı veya mayasız hamurdan yapılan çörek
-
[isim]
Yağlı, mayalı veya mayasız hamurdan yapılan çörek
- AYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kur'an surelerini oluşturan kısımlardan her biri
- "Unutmadığı ayetlerle namaz kılıyor, dua ediyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Kur'an surelerini oluşturan kısımlardan her biri
- ETAP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Aşama
-
Adım
-
[isim]
Aşama
- EBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sonu olmayan gelecek zaman, sonsuzluk
- "İşte bu, ezelden bilinmemiş, ebede kadar bilinmeyecektir." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Sonu olmayan gelecek zaman, sonsuzluk