İçinde erek olan 7 harfli 13 kelime var. İçerisinde EREK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında erek olan kelimeler listesine ya da Sonu erek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E K R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
EREK, ERKE, KERE
3 Harfli Kelimeler
EKE, ERK, KER
2 Harfli Kelimeler
EK, ER, KE, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SİVEREK
- ...
- BEREKET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bolluk, gürlük, ongunluk, feyiz, feyezan
- "Çocuk gönlüm kaygılardan azade / Yüzlerde nur, ekinlerde bereket." (Orhan Veli Kanık)
- "Bereket versin ki genç boksör, dayağa ezelden idmanlıydı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yağmur
- "Bereket yağıyor."
- "Bereket versin, gece bu kır yolu tenha idi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
İyi ki, neyse ki, iyi bir rastlantı sonucunda
- "Bereket, o sıralarda henüz bu sözü bilmiyordum." (Erhan Bener)
-
[isim]
Bolluk, gürlük, ongunluk, feyiz, feyezan
- EREKSEL
-
-
[sıfat]
Erek niteliğinde olan
-
[sıfat]
Erek niteliğinde olan
- ENGEREK
-
-
[isim]
Engerekgillerden, başı üç köşeli, rengi kara veya karaya yakın, taşlık ve güneşli yerlerde yaşayan zehirli bir yılan (Vipera aspis)
-
[isim]
Engerekgillerden, başı üç köşeli, rengi kara veya karaya yakın, taşlık ve güneşli yerlerde yaşayan zehirli bir yılan (Vipera aspis)
- GEREKÇE
-
-
[isim]
Gerektirici sebep, esbabımucibe
- "Her hâlde kendince bir gerekçesi olmalı." (Haldun Taner)
-
Bir yasanın önerilmesi ve hazırlanmasında, yasa tasarısının hazırlanış ve maddelerin düzenleniş sebepleri
-
Mahkeme kararlarında, kararın dayandığı yasal ve hukuksal sebeplerin gösterilmesi
-
Bir önermenin kendiliğinden var kıldığı gereklik, lazıme
-
[isim]
Gerektirici sebep, esbabımucibe
- BİLEREK
-
-
isteyerek, kasten
- "Bu adam, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan, bildiğini bilen, bilmediğini de şıp diye sezen bambaşka bir insandır." (Haldun Taner)
- "Efendiden gizli yine herkes bildiğini okuyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Her şeye peki, olur der fakat sonunda gene bildiğini yapardı." (Haldun Taner)
- "Sütannenin sandık odası, bildim bileli akar." (Ömer Seyfettin)
-
isteyerek, kasten
- ÇEKEREK
- ...
- GİDEREK
-
-
[zarf]
Yavaş yavaş, derece derece, gittikçe, tedricî olarak, tedricen
- "Giderek öyle bir durum ortaya çıktı ki..."
-
[zarf]
Yavaş yavaş, derece derece, gittikçe, tedricî olarak, tedricen
- GEMEREK
- ...
- İNCEREK
-
-
[sıfat]
Zayıfa yakın, incecik
- "İncerek, uzunca boylu, düzgünce yüzlü, sessiz, terbiyeli bir oğlan." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Zayıfa yakın, incecik
- GEREKLİ
-
-
[sıfat]
Yapılması, olması veya bulunması uygun olan, yerinde olan, lüzumlu, vacip, mukteza
- "Bize gerekli olan şey, adamakıllı bir harita, bir de kılavuz." (Halide Edip Adıvar)
- "Başbakan, gerekli görürse ... Türkiye Büyük Millet Meclisinden güven isteyebilir." (Anayasa)
-
[sıfat]
Yapılması, olması veya bulunması uygun olan, yerinde olan, lüzumlu, vacip, mukteza
- BESEREK
-
-
[isim]
İki hörgüçlü deve ile boz devenin melezi olan tülü devenin erkeği
-
[isim]
İki hörgüçlü deve ile boz devenin melezi olan tülü devenin erkeği
- GEREKME
-
-
[isim]
Gerekmek işi, iktiza, istilzam
-
[isim]
Gerekmek işi, iktiza, istilzam