İçinde ere olan 8 harfli 51 kelime var. İçerisinde ERE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ere olan kelimeler listesine ya da Sonu ere ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ER, RE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MÜŞTEREK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Ortak
    • "Müşterek mal."
  2. Birlikte
    • "Bu işte her ikiniz de müştereksiniz."
  3. Ortaklaşa, el birliğiyle yapılan veya hazırlanan
    • "Müşterek idare."

TEREYAĞI

  1. [isim] Sütten çıkarılan yemeklik yağ, sağyağ, sadeyağ
    • "Tereyağından kıl çeker gibi bu belalı işten sıyrıldı."

MUHTEREM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Saygıdeğer, sayın
    • "Bendenizle birlikte muhterem okuyucuların hepsi de güler, durur." (Ahmet Rasim)

ŞECERELİ

  1. [sıfat] Şeceresi olan, oldukça uzak bir ataya kadar dedeleri belli olan
    • "... bir Osmanlı şehzadesi, hülasa şecereli bir asil." (Refik Halit Karay)

TEREKKÜP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birkaç şeyin bileşmesinden oluşma, bileşme

MEŞVERET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir konu hakkında birinin düşüncesini sorma, danışma
    • "Ne kadar hükûmetler varsa meşveret usulüne kabul etmiş." (Ömer Seyfettin)
  2. İki veya daha fazla kişinin birbiriyle fikir alışverişinde bulunması

TERESSÜP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çökelme

DERECELİ

  1. [sıfat] Derecesi olan
    • "Balkonda orta dereceli memurlar, zabitler, kadınlar..." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Derecelere ayrılmış, kademeli
    • "Tek dereceli seçim."

ŞEREFSİZ

  1. [sıfat] Şereften yoksun olan, onursuz

SEMERELİ

  1. [sıfat] Verimli

VERESİYE

  1. [zarf] Karşılığı sonra ödenmek üzere, peşin karşıtı
    • "Bunların içinde Nihat'a istediği kadar veresiye alabileceğini söyleyenler de var." (Peyami Safa)
    • "Mütemadiyen veresiye veriyor ve müşteriler ay başında borç ödeyeceklerine Tevfik'e dert yanıyorlar." (Halide Edip Adıvar)
  2. Özensiz, gönülsüz, önem vermeden
    • "Çok veresiye iş görüyor."

ŞEREFİYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yer bayındır duruma getirildiğinde çevrede bulunan mülklerin değeri arttığından, sahiplerinden belediyece alınan para
  2. Kooperatiflerde üst katlardaki evlerin veya caddeye bakan evlerin sahiplerinden alınan fazla ücret

GÖSTEREN

  1. [isim] Gösterilenle birleşerek göstergeyi oluşturan ses veya sesler bütünü

MÜŞAVERE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Danışma, danış

DEJENERE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Soysuz
  2. Yoz
  3. Bozulmuş
  4. Bozunmuş

MÜSADERE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zor alım

GEREKMEK

  1. [nsz] Bir şeyin yapılabilmesi veya gerçekleşmesi bazı nesne, fiil vb.ne bağlı olmak, gerek olmak, lazım olmak, icap etmek, iktiza etmek
    • "Tepeören denilen köye şafak sökmeden varmamız gerekiyordu." (Halide Edip Adıvar)

VEREVİNE

  1. [zarf] Verev biçimi verilerek
    • "İpek mavi yorgan, düzgün bir biçimde verevine katlanmış, yarı yarıya açık duruyordu." (Erhan Bener)

MUHABERE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yazışma
  2. İletişim

SEREMONİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tören
  2. Genellikle resmî yerlerde, resmî işlerde uyulması gereken kural, yol ve yöntemlerin tümü

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü