İçinde ere olan 8 harfli 51 kelime var. İçerisinde ERE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ere olan kelimeler listesine ya da Sonu ere ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ER, RE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MÜSADERE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zor alım

EPİKEREM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Önertilerinin biri veya her ikisi kanıtıyla birlikte ileri sürülen tasım
    • "Çocuklar büyüklerin işine karışmaz çünkü akılları ermez; sen henüz on yaşında olduğun için çocuksun; şu hâlde benim işime karışma tasımı bir epikeremdir."

MÜSAMERE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Okullarda öğrencilerin sunduğu, programında koşuk, oyun vb. gösterilerinin yer aldığı eğlence
    • "Bir gün Şişli Ermeni yetimhanesi menfaatine verilen bir müsamereye gitmişlerdi." (Haldun Taner)
  2. Çoğunlukla akşam toplantısı, akşam eğlencesi

DERECELİ

  1. [sıfat] Derecesi olan
    • "Balkonda orta dereceli memurlar, zabitler, kadınlar..." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Derecelere ayrılmış, kademeli
    • "Tek dereceli seçim."

MUHTEREM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Saygıdeğer, sayın
    • "Bendenizle birlikte muhterem okuyucuların hepsi de güler, durur." (Ahmet Rasim)

DALAVERE

  1. [isim] Yalan dolanla gizlice görülen kötü iş, gizli oyun
    • "Gümrük dalaveresini bilmediğim için tüccar yanına giremedim." (Peyami Safa)
    • "Beyefendi dalaveresini döndüreceği yerleri adamlarından hiç kimseye söylemedi." (Ömer Seyfettin)

SEREMONİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tören
  2. Genellikle resmî yerlerde, resmî işlerde uyulması gereken kural, yol ve yöntemlerin tümü

VEREVİNE

  1. [zarf] Verev biçimi verilerek
    • "İpek mavi yorgan, düzgün bir biçimde verevine katlanmış, yarı yarıya açık duruyordu." (Erhan Bener)

GEREKSİZ

  1. [sıfat] Gereği olmayan, yararsız, lüzumsuz
  2. Yararsız, lüzumsuz bir biçimde
    • "Ona danışmayı gereksiz görerek Sevim'e yöneldi." (Necati Cumalı)

GEREKMEK

  1. [nsz] Bir şeyin yapılabilmesi veya gerçekleşmesi bazı nesne, fiil vb.ne bağlı olmak, gerek olmak, lazım olmak, icap etmek, iktiza etmek
    • "Tepeören denilen köye şafak sökmeden varmamız gerekiyordu." (Halide Edip Adıvar)

ZEMBEREK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Saatlerin çeşitli parçalarını harekete geçiren bölüm, yay
    • "Halim zemberek gibi boşanıyor, sağa bir omuz, sola bir omuz, kalabalığı yarıp Korkut'un karşısına dikiliyor." (Atilla İlhan)
    • "Gayri zemberek kuruldu. Söz kâr etmez bunlara..." (Haldun Taner)
  2. Kapılara takılan yaylı kapama düzeneği
  3. Hayvan sırtında taşınabilen küçük top
  4. Çelik veya pirinçten yapılmış ok

PERESTİŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tapınma
    • "Küçük hanıma bütün ruhumla perestiş ediyorum." (Ömer Seyfettin)
  2. Delicesine sevme

ŞEREFELİ
...
EREBİLME
...
BERABERE
...
BERENARI

  1. [zarf] Şöyle böyle, az çok, biraz, oldukça

VERESİYE

  1. [zarf] Karşılığı sonra ödenmek üzere, peşin karşıtı
    • "Bunların içinde Nihat'a istediği kadar veresiye alabileceğini söyleyenler de var." (Peyami Safa)
    • "Mütemadiyen veresiye veriyor ve müşteriler ay başında borç ödeyeceklerine Tevfik'e dert yanıyorlar." (Halide Edip Adıvar)
  2. Özensiz, gönülsüz, önem vermeden
    • "Çok veresiye iş görüyor."

TEREKEME
...
TERENNÜM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güzel ve alçak sesle şarkı söyleme
    • "Can acısıyla terennüm eder gibi ay ay ay! diye feryada başlıyorsunuz." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Kuş şakıma, ötme
    • "Şurada sizi baştan başa terennüm eden bir şiir yazdım." (Aka Gündüz)
  3. Anlatma, ifade etme

MÜZAKERE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunma, oylaşma
    • "Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim." (Atatürk)
  2. Sözlü sınav
  3. Etüt, mütalaa

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü