İçinde ere olan 7 harfli 55 kelime var. İçerisinde ERE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ere olan kelimeler listesine ya da Sonu ere ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİLEREK
-
-
isteyerek, kasten
- "Bu adam, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan, bildiğini bilen, bilmediğini de şıp diye sezen bambaşka bir insandır." (Haldun Taner)
- "Efendiden gizli yine herkes bildiğini okuyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Her şeye peki, olur der fakat sonunda gene bildiğini yapardı." (Haldun Taner)
- "Sütannenin sandık odası, bildim bileli akar." (Ömer Seyfettin)
-
isteyerek, kasten
- SERENDİ
-
-
[isim]
Dört, altı veya sekiz direk üstüne yapılmış tahıl, meyve ve sebze kurusunu saklamak için kullanılan kiler
-
[isim]
Dört, altı veya sekiz direk üstüne yapılmış tahıl, meyve ve sebze kurusunu saklamak için kullanılan kiler
- MAZERET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendini veya başka birini özürlü göstermek için ileri sürülen sebep, özür, bahane
- "Kabahatime mazeret, haklı sebep aramıyorum." (Aka Gündüz)
- "Kendini gösterdiğine pişman olmuş gibi görünüyor, bir mazeret bulmaya çalışıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir şeyden kurtulmak veya kaçınmak için ileri sürülen gerekçe, bahane
-
[isim]
Kendini veya başka birini özürlü göstermek için ileri sürülen sebep, özür, bahane
- PENCERE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık
- "Bavulu açtım, kâğıdı parçaladım, pencereden attım." (Refik Halit Karay)
- "Bir insana bir şey öğrettiğiniz, ona yeni bir pencere açtığınız zamanki o parlayan bakışlar var ya, hocanın en büyük mükâfatı budur." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık
- KEREVİT
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kabuklular sınıfından, çamurlu tatlı sularda yaşayan bir eklem bacaklı, tatlı su ıstakozu, karavide (Potamobius fluviatilis)
-
[isim]
Kabuklular sınıfından, çamurlu tatlı sularda yaşayan bir eklem bacaklı, tatlı su ıstakozu, karavide (Potamobius fluviatilis)
- KEREVET
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, tahtadan seki, sedir, peyke
- "Bir kenarda tahta kerevet biçimli bir şey duvara dayanmış duruyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, tahtadan seki, sedir, peyke
- GEMEREK
- ...
- KÜSTERE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Köstere
-
Değirmen taşı yapılan taş
-
Bileği çarkı
-
[isim]
Köstere
- ŞEREFLİ
-
-
[sıfat]
Onurlu
-
Onur veren, şeref veren
- "O kadar tatlı ve şerefli hatıralarla dolu olan Çankaya..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bayındır, şenlikli
- "Şerefli yer."
-
[sıfat]
Onurlu
- İŞVEREN
-
-
[isim]
İşçileri ücretle çalıştıran gerçek veya tüzel kişi, çalıştıran, patron
- "Fabrikaları, atölyeleri gezin, işçilerle, işverenlerle konuşun." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
İşçileri ücretle çalıştıran gerçek veya tüzel kişi, çalıştıran, patron
- GERELTİ
-
-
[isim]
Engel, perde
-
[isim]
Engel, perde
- SERETAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yengeç
-
[isim]
Yengeç
- DEREOTU
-
-
[isim]
Maydanozgillerden, ince yapraklı, bazı yemeklere konulan güzel kokulu bir bitki (Anethum)
-
[isim]
Maydanozgillerden, ince yapraklı, bazı yemeklere konulan güzel kokulu bir bitki (Anethum)
- KEREMPE
-
-
[isim]
Denize doğru uzanan taşlık burun
-
Dağın en yüksek yeri
-
[isim]
Denize doğru uzanan taşlık burun
- ÇEREZCİ
-
-
[isim]
Çerez satan kimse
-
[isim]
Çerez satan kimse
- KEREMLİ
- ...
- HANÇERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gırtlak
- "Kuvvetli bir aktör hançeresine malik olmak lazımdı." (Halit Fahri Ozansoy)
-
[isim]
Gırtlak
- ŞAHTERE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Şahteregillerden, tarla ve yol kenarlarında yetişen, 20-40 cm yükseklikte, çiçekleri hekimlikte kullanılan, çok yıllık ve otsu bir bitki (Fumaria officinalis)
-
[isim]
Şahteregillerden, tarla ve yol kenarlarında yetişen, 20-40 cm yükseklikte, çiçekleri hekimlikte kullanılan, çok yıllık ve otsu bir bitki (Fumaria officinalis)
- ALPEREN
-
-
[isim]
Derviş
-
Mücahit
-
[isim]
Derviş
- ERENDİZ
- ...