İçinde ere olan 7 harfli 55 kelime var. İçerisinde ERE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ere olan kelimeler listesine ya da Sonu ere ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EREKSEL
-
-
[sıfat]
Erek niteliğinde olan
-
[sıfat]
Erek niteliğinde olan
- KEREMLİ
- ...
- TENCERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçinde yemek pişirilen, kapaklı, genellikle metal kap
- "Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
İçinde yemek pişirilen, kapaklı, genellikle metal kap
- GERELTİ
-
-
[isim]
Engel, perde
-
[isim]
Engel, perde
- ENGEREK
-
-
[isim]
Engerekgillerden, başı üç köşeli, rengi kara veya karaya yakın, taşlık ve güneşli yerlerde yaşayan zehirli bir yılan (Vipera aspis)
-
[isim]
Engerekgillerden, başı üç köşeli, rengi kara veya karaya yakın, taşlık ve güneşli yerlerde yaşayan zehirli bir yılan (Vipera aspis)
- GİDEREK
-
-
[zarf]
Yavaş yavaş, derece derece, gittikçe, tedricî olarak, tedricen
- "Giderek öyle bir durum ortaya çıktı ki..."
-
[zarf]
Yavaş yavaş, derece derece, gittikçe, tedricî olarak, tedricen
- PENCERE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık
- "Bavulu açtım, kâğıdı parçaladım, pencereden attım." (Refik Halit Karay)
- "Bir insana bir şey öğrettiğiniz, ona yeni bir pencere açtığınız zamanki o parlayan bakışlar var ya, hocanın en büyük mükâfatı budur." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık
- ULUDERE
- ...
- TESTERE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ağaç, demir vb. şeyleri kesmeye yarayan, genellikle üçgen biçiminde dişleri olan, dar ve uzunca çelik araç
- "Ağaç testeresi. Demir testeresi."
-
[isim]
Ağaç, demir vb. şeyleri kesmeye yarayan, genellikle üçgen biçiminde dişleri olan, dar ve uzunca çelik araç
- CENDERE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Pres
- "Yanımızdaki kızı umursamadığımızı göstermek için kör olası bir gururla kendimizi cendereye soktuğumuz çağlar." (Haldun Taner)
-
Manevi baskı
-
[isim]
Pres
- ŞENDERE
-
-
[isim]
Kaplamacılıkta kullanılan ince tahta
-
Fıçı kaburgası
-
Tekir cinsinden bir balık
-
[isim]
Kaplamacılıkta kullanılan ince tahta
- KEREVİZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Maydanozgillerden, kökleri ve yaprakları sebze olarak kullanılan kokulu bir bitki (Apium graveolens)
-
[isim]
Maydanozgillerden, kökleri ve yaprakları sebze olarak kullanılan kokulu bir bitki (Apium graveolens)
- KÖSTERE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir çeşit uzun tahta rendesi, küstere
-
[isim]
Bir çeşit uzun tahta rendesi, küstere
- ÇEKEREK
- ...
- GEREKME
-
-
[isim]
Gerekmek işi, iktiza, istilzam
-
[isim]
Gerekmek işi, iktiza, istilzam
- TEZKERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Pusula
- "Bu vaziyette en tabii çare, ona küçük bir tezkere yazmaktı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt
- "Nihayet yol tezkerem yapıldı, üstüm başım düzeltildi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Askerlik görevinin bittiğini bildiren belge
-
[isim]
Pusula
- VERECEK
-
-
[isim]
Birine verilmesi gereken para, borç, alacak karşıtı
-
[isim]
Birine verilmesi gereken para, borç, alacak karşıtı
- KEREMPE
-
-
[isim]
Denize doğru uzanan taşlık burun
-
Dağın en yüksek yeri
-
[isim]
Denize doğru uzanan taşlık burun
- NEREDEN
-
-
[zarf]
Hangi yerden?
-
Nasıl, ne gibi bir ilişki ile
- "Nereden hatırınıza geldi de bu işi ortaya koydunuz?"
-
[zarf]
Hangi yerden?
- TEREDDİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yozlaşma
- "Kadınlar ve biz, zavallı vitaminsiz ruhlu gençler bu tereddinin örnekleriydik." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yozlaşma