İçinde er olan 7 harfli 471 kelime var. İçerisinde ER bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında er olan kelimeler listesine ya da Sonu er ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SERETAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yengeç
-
[isim]
Yengeç
- ERİLLİK
-
-
[isim]
Bazı dillerde, kelimelerin eril olması durumu
-
[isim]
Bazı dillerde, kelimelerin eril olması durumu
- KOMİSER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Güvenlik teşkilatının meslek aşamaları içinde yer alan, en az lise öğrenimi görmüş veya polis okullarının orta ve yüksek bölümlerini bitirmiş, il, ilçe veya bucaklarda bulundukları yerin emniyet ve asayişine ait işleri yöneten, üniformalı veya sivil memur
- "Komiser, çatkın bir çehre ile anlatmaya başladı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Hükûmet komiseri
-
Saha komiseri
-
[isim]
Güvenlik teşkilatının meslek aşamaları içinde yer alan, en az lise öğrenimi görmüş veya polis okullarının orta ve yüksek bölümlerini bitirmiş, il, ilçe veya bucaklarda bulundukları yerin emniyet ve asayişine ait işleri yöneten, üniformalı veya sivil memur
- ÖZİŞLER
- ...
- SARIYER
- ...
- MİNERAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Normal sıcaklıkta doğada katı durumda birtakım maddelerle karışık veya birleşik olarak bulunan veya kimyasal yollarla elde edilen inorganik madde
-
[sıfat]
İçinde inorganik maddeler bulunan
- "Mineral maddeler."
-
[isim]
Normal sıcaklıkta doğada katı durumda birtakım maddelerle karışık veya birleşik olarak bulunan veya kimyasal yollarla elde edilen inorganik madde
- BİHABER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Habersiz, bilgisiz
- "Kimisi maişet derdine düşmüş / Rahattan bihaber." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[sıfat]
Habersiz, bilgisiz
- TİNERCİ
- ...
- MAZERET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendini veya başka birini özürlü göstermek için ileri sürülen sebep, özür, bahane
- "Kabahatime mazeret, haklı sebep aramıyorum." (Aka Gündüz)
- "Kendini gösterdiğine pişman olmuş gibi görünüyor, bir mazeret bulmaya çalışıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir şeyden kurtulmak veya kaçınmak için ileri sürülen gerekçe, bahane
-
[isim]
Kendini veya başka birini özürlü göstermek için ileri sürülen sebep, özür, bahane
- TERCÜME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir dilden başka bir dile çevirme
- "Ben bu zatın iki kitabını tercüme etmiştim." (Burhan Felek)
-
Çeviri
-
[isim]
Bir dilden başka bir dile çevirme
- TERSANE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemi yapılan yer, gemilik, tezgâh
-
[isim]
Gemi yapılan yer, gemilik, tezgâh
- BESEREK
-
-
[isim]
İki hörgüçlü deve ile boz devenin melezi olan tülü devenin erkeği
-
[isim]
İki hörgüçlü deve ile boz devenin melezi olan tülü devenin erkeği
- EJDERHA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Türlü biçimlerde tasarlanan korkunç bir masal canavarı, ejder, dragon
- "Milyonlarca insanın tek gözleri, tek kollarıyla bir ejderha ile kavga etmek için bekleştiklerini düşünüyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Türlü biçimlerde tasarlanan korkunç bir masal canavarı, ejder, dragon
- ELVERME
-
-
[isim]
Elvermek işi veya durumu
-
[isim]
Elvermek işi veya durumu
- ERİRLİK
-
-
[isim]
Eriyebilme niteliği veya derecesi
-
[isim]
Eriyebilme niteliği veya derecesi
- HEMDERT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Dert ortağı olan
-
[sıfat]
Dert ortağı olan
- MERASİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tören
- "Herkes Taksim'e merasime gitmiş, kalabalık orada birikmiştir, diye avundu." (Haldun Taner)
-
Resmî işlerde yol yöntem, yol yordam
-
[isim]
Tören
- PERGOLA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Kazıkların ve belli kalınlıktaki dikmelerin üzerine bindirilmiş bir tür demir veya ahşap çardak
-
[isim]
Kazıkların ve belli kalınlıktaki dikmelerin üzerine bindirilmiş bir tür demir veya ahşap çardak
- DERİŞİK
-
-
[sıfat]
Derişmiş olan, mütemerkiz, mütekâsif, konsantre, seyreltik karşıtı
-
[sıfat]
Derişmiş olan, mütemerkiz, mütekâsif, konsantre, seyreltik karşıtı
- SERİLME
-
-
[isim]
Serilmek işi
-
[isim]
Serilmek işi