İçinde er olan 6 harfli 384 kelime var. İçerisinde ER bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında er olan kelimeler listesine ya da Sonu er ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ER, RE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BENZER

  1. [sıfat] Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil
    • "Baksana kız, paşaya benzer yerim var mı benim?" (Haldun Taner)
  2. [isim] Benzeşim
  3. [isim] Bazı önemsiz veya tehlikeli sahnelerde asıl oyuncunun yerine çıkan, yapı ve yüz bakımından bu oyuncuyu andıran kimse, dublör

FEDERE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Bir federasyona bağlı olan
  2. [isim] Bir konfederasyonun üyesi

SERMEK

  1. [-i] Kurutmak için asmak
    • "Kar gibi çamaşırları serip eve döndü." (Oktay Rifat)
  2. Göstermek amacıyla asmak veya yaymak
    • "Çeyiz sermek."
  3. Düz bir yere yaymak
    • "Üzüm sermek. Bulgur sermek."
  4. Açarak yaymak veya döşemek
    • "Çerçeveli çerçevesiz bir sürü fotoğraf çıkarıp masanın üzerine serdi." (Aka Gündüz)
  5. Boylu boyunca yere yatırmak, düşürmek veya hırpalamak
    • "Onun için bir an önce leşlerini köpek leşi gibi İstanbul'un çamurlu kaldırımlarına sermek zamanı gelmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  6. Boşlamak, savsamak

TERMİN

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Belirlenmiş zaman, randevu

EYERCİ

  1. [isim] Eyer yapıp satan kimse

YERSEL

  1. [sıfat] Yerle ilgili

BİTLER

  1. [isim] Kanatlılar alt sınıfına giren, ağız yapıları sokup emmeye elverişli, memelilerde yaşayan ve kanla beslenen bir böcek takımı

OPERET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Eğlenceli, hafif konulu, içinde bestesiz konuşmalar bulunan sahne eseri
    • "Onun çalıp söylediği bir operet parçasını tekrarlıyordum." (Refik Halit Karay)
  2. Bu eseri oynayan oyunculardan oluşan kuruluş
    • "Bizim, operetlerimiz cinsinden bir sürü halk tiyatroları var." (Haldun Taner)

ÇERVİŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kasaplık hayvanlardan elde edilen çeşitli yağların eritilmişi
  2. Yemeğin sulu kısmı

GÖVERİ

  1. [isim] Sebze

MONŞER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [ünlem] "Azizim, dostum" anlamında bir seslenme sözü
  2. [sıfat] Davranışlarında Batı özentisi içinde bulunan

MEHTER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Mehter takımında görevli kimse
  2. Mehter takımı
  3. Çadırlara bakan uşak

MERHEM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Deriye sürülerek kullanılan, içinde birçok etkili madde bulunan, yumuşak ve koyu kıvamda, yağlı veya yağsız ilaç
    • "O eller seni kurtarmak içindi, o eller yarana merhem sürmek içindi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Çare
    • "Her merhemi her yareye merhem mi sanırsın?" (Ziya Paşa)

SÜNGER

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Genellikle denizlerde bir yere tutunarak koloni durumunda yaşayan, çok hücreli ilkel hayvan
    • "Bir türlü doyamadığım hürriyetimin üstüne sünger çekmek lazım geliyordu." (Orhan Kemal)
  2. Bu hayvanın temizlik işlerinde kullanılan, suyu fazlaca çeken esnek iskeleti
  3. Yapay olarak elde edilen temizlik veya dolgu gereci

YERÖTE

  1. [isim] Yer çevresinde dolanan bir uydunun yörüngesi üzerinde yere en uzak nokta, evç

BERDEL

  1. [isim] Ailenin kız ve erkek çocuğunun diğer ailenin kız ve erkek çocuğuyla karşılıklı olarak aynı zamanda evlendirilmesi

ERİMEK

  1. [nsz] Katı cisim sıvı içine karışarak sıvı durumuna geçmek
    • "Şeker suda erir."
    • "O zaman da ben kahır yüzünden eriyip bitmiş olacağım." (Peyami Safa)
  2. Katı cisim ısı etkisiyle sıvı duruma gelmek
    • "Yüzündeki karlar eriyince beyaz, yuvarlak bir yüz meydana çıkmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Dokumalar aşınıp incelerek dağılmak
  4. Çok zayıflamak
    • "Günden güne eriyen Kerime'yi, o tek kardeşimi kurtarabilirim ümidiyle size koştum." (Aka Gündüz)
  5. Utancından çok sıkılmak
  6. Yok olmak, bitmek, tükenmek
    • "Güzel hayatımız da bir göz açıp kapayışta eridi." (Refik Halit Karay)

GERGİN

  1. [sıfat] Gerilmiş durumda olan
    • "Gergin tel. Gergin kiriş."
  2. Buruşuğu, kırışığı olmayan (cilt)
    • "Siyah jarse elbisesi içinde, hâlâ diri, gergin vücuduyla güzel ve ihtişamlıydı." (Peyami Safa)
  3. Bozulacak duruma gelmiş olan (ilişki)
    • "Arkadaşımın kocasıyla arası gergin."
  4. Huzursuz, sinirli

TERHİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Askerlik ödevini bitirenleri ordudan bırakma
    • "Polis görevlisi ile askerden yeni terhis edilmiş marangoz, peronda bir aşağı bir yukarı gidip geliyorlardı." (Haldun Taner)

UTERUS
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü