İçinde er olan 4 harfli 66 kelime var. İçerisinde ER bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında er olan kelimeler listesine ya da Sonu er ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BERN
- ...
- DERİ
-
-
[isim]
İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten
- "Bütün kemikleri, ince bir deri altında birer birer sayılıyordu." (Peyami Safa)
- "Bu efendi, derisi kemiklerine yapışmış, gözleri çukura kaçmış, hastaneye yatırılacak kılığa girmişti." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Bu tabakadan yapılmış
- "Üstünde yine o siyah deri pardösüsü, kolunda siyah deri çantası." (Necati Cumalı)
-
İşlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan postu
- "Tefecilerin eline düşerse derisini yüzerler."
-
Soyulmadan yenen yemişlerin ince kabuğu veya soyulan yemişlerde kabuk altındaki zar
-
[isim]
İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten
- FRER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yabancılara ait okullarda görevli papaz
- "Mektepte arkadaşlarına hükmeden frerlerden hiç korkmadı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Yabancılara ait okullarda görevli papaz
- EREN
-
-
[isim]
Ermiş
- "Bu adam vaktinin en büyük erenlerindendi." (Ömer Seyfettin)
-
Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse
-
[isim]
Ermiş
- ŞERİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Şeriatla ilgili
-
[sıfat]
Şeriatla ilgili
- VERİ
-
-
[isim]
Bir araştırmanın, bir tartışmanın, bir muhakemenin temeli olan ana öge, muta, done
- "İstatistik veriler."
-
Bir sanat eserine veya bir edebî esere temel olan ana ilkeler
- "Bir romanın verileri."
-
Bilgi, data
-
Bir problemde bilinen, belirtilmiş anlatımlardan bilinmeyeni bulmaya yarayan şey
-
Olgu, kavram veya komutların, iletişim, yorum ve işlem için elverişli biçimli gösterimi
-
[isim]
Bir araştırmanın, bir tartışmanın, bir muhakemenin temeli olan ana öge, muta, done
- DERS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi
- "Mektepten kaçmıyor, bazı derslerden zevk alıp saatlerce çalıştığım oluyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Metin'in bu dersi asma teklifi hiç hoşuma gitmedi doğrusu." (Adalet Ağaoğlu)
- "Bu seneki tecrübe aynı zamanda bir de ders oldu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "İyi konuşurdu, ders vermek sanatını bilirdi."
-
Bu bilgi aktarımı için ayrılan süre
- "Dersin bitmesine beş dakika var."
- "Yapılacak şey gördüğümüz vakalardan ders almaya çalışmaktır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "İnek Şaban güzel ders çalışırdı boş sınıfta." (Rıfat Ilgaz)
- "Evvela kendi kendisini cezalandırdı, sonra kendisi gibi yaşamak istemeyenlere ders verdi." (Peyami Safa)
-
Öğrencinin öğrenmek zorunda olduğu bilgi
- "Bir yakınlık kurmak için derslerini soracak oluyordu." (Necati Cumalı)
-
Bir olayın bellekte bıraktığı öğretici iz, öğüt, ibret
- "En iyisi, kıyının verdiği şu ekoloji dersini uygulamak mı dersiniz?" (Haldun Taner)
-
[isim]
Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi
- SERA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Sebze ve meyvelerin yetiştirildiği ve hava şartlarına karşı korunduğu cam ve naylonla kaplı yer, ser (II)
-
[isim]
Sebze ve meyvelerin yetiştirildiği ve hava şartlarına karşı korunduğu cam ve naylonla kaplı yer, ser (II)
- FERT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birey
- "Mustafa Kemal bir fert değil, bir timsaldir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Birey
- PERİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Doğaüstü güçleri olduğuna inanılan, hayal ürünü varlık
- "Cinden, periden, umacıdan çok korkardım." (Halide Edip Adıvar)
-
Çok güzel, alımlı, becerikli kadın
-
[isim]
Doğaüstü güçleri olduğuna inanılan, hayal ürünü varlık
- ERME
-
-
[isim]
Ermek işi
-
[isim]
Ermek işi
- FERÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dişi canlılarda üreme organının dış bölümü, vulva
-
[isim]
Dişi canlılarda üreme organının dış bölümü, vulva
- ERAT
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Er, onbaşı ve çavuşlara verilen genel ad
-
Erler
-
[isim]
Er, onbaşı ve çavuşlara verilen genel ad
- EPER
-
-
[isim]
Işığa karşı bakıldığında kâğıt tabakasının yapısal görünümü
-
[isim]
Işığa karşı bakıldığında kâğıt tabakasının yapısal görünümü
- ŞERH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açma, ayırma
-
Bir anlatım veya kitabı açıklama, yorumlama
-
Bir şeyi açıklamak amacıyla yazılmış kitap
-
Açık ve ayrıntılı anlatma
-
[isim]
Açma, ayırma
- PERU
- ...
- EĞER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[bağlaç]
Şart anlamını güçlendirmek için şartlı cümlelerin başına getirilen kelime, şayet
- "O zaman inandığım gibi / Sahiden bir öbür dünya varsa eğer." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[bağlaç]
Şart anlamını güçlendirmek için şartlı cümlelerin başına getirilen kelime, şayet
- ERİK
-
-
[isim]
Gülgillerden, beyaz çiçekli bir ağaç (Prunus domestica)
-
Bu ağacın kabuğu ince, çeşitli renklerde, mayhoş veya tatlı, eti sulu, tek ve sert çekirdekli yemişi
-
[isim]
Gülgillerden, beyaz çiçekli bir ağaç (Prunus domestica)
- DERE
-
-
[isim]
Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu
-
Bu akarsuyun yatağı
-
İki dağ arasındaki uzun çukur
-
Damlarda yağmur sularını toplayarak oluğa veren çinko veya kiremit yol
-
[isim]
Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu
- ÜÇER
-
-
[sıfat]
Üç sayısının üleştirme biçimi, her birine üç, her defasında üçü bir arada olan
-
[sıfat]
Üç sayısının üleştirme biçimi, her birine üç, her defasında üçü bir arada olan