İçinde ene olan 5 harfli 16 kelime var. İçerisinde ENE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ene olan kelimeler listesine ya da Sonu ene ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ENEME
-
-
[isim]
Enemek işi
-
[isim]
Enemek işi
- KENET
-
-
[isim]
İki sert cismi birbirine bağlamaya yarayan, iki ucu sivri ve kıvrık metal parça
- "Bu mevsimde kızlar ikişer, üçer kişilik gruplara ayrılır ve birbirlerine kenet gibi yapışırlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
İki sert cismi birbirine bağlamaya yarayan, iki ucu sivri ve kıvrık metal parça
- DENEY
-
-
[isim]
Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir yasayı doğrulamak, bir varsayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlem, tecrübe
- "... kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz, rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz." (Anayasa)
-
Deneyim, tecrübe
- "Herkesin kendi deneyi ile bildiği bir gerçek vardır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir yasayı doğrulamak, bir varsayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlem, tecrübe
- DENEK
-
-
[sıfat]
Üzerinde deney yapılan (canlı veya şey)
-
[sıfat]
Üzerinde deney yapılan (canlı veya şey)
- ÇENET
-
-
[isim]
Açıldığında tohumların ortaya çıktığı kabuk
-
İstiridye vb. iki çeneli yumuşakçalarda, kolsu ayaklılarda kavkının iki parçasından her biri
-
[isim]
Açıldığında tohumların ortaya çıktığı kabuk
- SENET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin yapmaya veya ödemeye borçlu olduğu şeyi göstermek için imzaladığı resmî kâğıt, belgit
- "Bu zarflar hisse senedi dolu idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Dayanılan veya dayanılacak olan şey
-
[isim]
Bir kimsenin yapmaya veya ödemeye borçlu olduğu şeyi göstermek için imzaladığı resmî kâğıt, belgit
- ENEZE
-
-
[sıfat]
Cılız, zayıf, güçsüz
-
[sıfat]
Cılız, zayıf, güçsüz
- SENEK
-
-
[isim]
Çam ağacından yapılmış su testisi
-
[isim]
Çam ağacından yapılmış su testisi
- ETENE
-
-
[isim]
Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ, son, eş, döl eşi, meşime, plasenta
-
Meyve yaprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm
-
[isim]
Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ, son, eş, döl eşi, meşime, plasenta
- DENET
-
-
[isim]
Denetleme işi, teftiş
-
Laboratuvar işlemi tamamlanmış bir filmin herhangi bir eksiği olup olmadığını anlamak için dağıtımcıya verilmeden önce incelenmesi
-
[isim]
Denetleme işi, teftiş
- FENER
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Saydam bir maddeden yapılmış veya böyle bir madde ile donatılmış, içinde ışık kaynağı bulunan aydınlatma aracı
- "Sigara içilmeyecek, kibrit, fener yakılmayacaktı." (Ömer Seyfettin)
- "Fener çeken çocuk, herkese yolunu göstermek mecburiyetinde." (Burhan Felek)
-
Gemilere yol gösteren ışık kulesi
- "Deniz, bu Japon fenerinden dökülen ışıklar altında ıslak parıltılarla, yanıp sönüyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Tepesinden kulplu kahveci tepsisi, askı
-
[isim]
Saydam bir maddeden yapılmış veya böyle bir madde ile donatılmış, içinde ışık kaynağı bulunan aydınlatma aracı
- ÇENEK
-
-
[isim]
Tohumda embriyoyu kaplayan etli bölüm
- "Bakla, fasulye gibi bitkilerin tohumlarında ikişer çenek bulunur."
-
Kuşların gagasını oluşturan alt ve üst bölümlerden her biri
-
Böceklerde ağzın iki yanında bulunan parçalayıcı sert organ
-
[isim]
Tohumda embriyoyu kaplayan etli bölüm
- BENEK
-
-
[isim]
Herhangi bir şey üzerindeki ufak leke, nokta, puan
- "Burunlar koyu renkte beneklerle kaplıdır." (Salâh Birsel)
-
Güneş lekeleri yöresinde görülen, parlak taneciklerden ve parlak damarlardan oluşmuş bölüm, fakül
-
[isim]
Herhangi bir şey üzerindeki ufak leke, nokta, puan
- PENES
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Genellikle halk oyunlarında kızların süs olarak kullandığı, altını taklit, sarı tenekeden pul
-
[isim]
Genellikle halk oyunlarında kızların süs olarak kullandığı, altını taklit, sarı tenekeden pul
- GENEL
-
-
[sıfat]
Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi
- "Genel seçim. Genel tarih."
-
Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan
- "Genel bir sıralama yapmak gerekirse denebilir ki dünyada en iyisi mutlu, dengeli bir evliliktir." (Haldun Taner)
-
Yetkisi ve sorumluluğu çok olan
- "Genel başkan. Genel müdür."
-
Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne)
- "Genel kitaplık."
-
Bir genelleme sonucunda elde edilen
- "Genel düşünce."
-
[sıfat]
Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi
- KENEF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tuvalet
-
[sıfat]
Pis, berbat
-
[isim]
Tuvalet