İçinde enc olan 7 harfli 36 kelime var. İçerisinde ENC bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında enc olan kelimeler listesine ya da Sonu enc ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
C E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
CE, EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÜVENCİ
-
-
[isim]
Harman zamanı düven sürmek için tutulan çocuk
-
Düven yapan veya satan kişi
- "Düvenci ustası isterim, duvarcı ustası isterim." (Nezihe Araz)
-
[isim]
Harman zamanı düven sürmek için tutulan çocuk
- BEDENCE
-
-
[zarf]
Beden bakımından
-
[zarf]
Beden bakımından
- DESENCİ
-
-
[isim]
Desen ile uğraşan kimse
-
[isim]
Desen ile uğraşan kimse
- RUMENCE
- ...
- PENCÜDÜ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tavla oyununda zarların üst yüzünün birinin beşli, öbürünün ikili gelmesi, beş iki
-
[isim]
Tavla oyununda zarların üst yüzünün birinin beşli, öbürünün ikili gelmesi, beş iki
- KEFENCİ
-
-
[isim]
Cenaze gereçleri satan kimse
-
[sıfat]
Zorba
-
[isim]
Cenaze gereçleri satan kimse
- ÖĞRENCİ
-
-
[isim]
Öğrenim görmek amacıyla ders alan kimse, talebe, şakirt
-
Bir bilim veya sanat yetkilisinin gözetimi ve yol göstericiliği altında belli bir konuda çalışan kimse
- "Kant'ın öğrencisi."
-
Özel ders alan kimse
-
[isim]
Öğrenim görmek amacıyla ders alan kimse, talebe, şakirt
- BEĞENCE
-
-
[isim]
Takriz
-
[isim]
Takriz
- ÇEÇENCE
- ...
- DÜZENCE
-
-
[isim]
Sıkı düzen, disiplin
-
[isim]
Sıkı düzen, disiplin
- TENCERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçinde yemek pişirilen, kapaklı, genellikle metal kap
- "Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
İçinde yemek pişirilen, kapaklı, genellikle metal kap
- ÖĞRENCE
- ...
- ENCÜMEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Alt kurul
- "Nadir eserleri kopya etmek üzere encümenin kararı ile Fransa'ya gönderildim." (Haldun Taner)
-
[isim]
Alt kurul
- DİLENCİ
-
-
[isim]
Geçimini dilenerek sağlayan kimse
- "Yolumun üzerinde her sabah tesadüf ettiğim bir dilenci var." (Ahmet Haşim)
-
Israrla ve arsızca bir şeyi isteyen kimse
- "... o muhabbet dilencisinin yalvarmalarına bir tek kelime ile cevap vermedi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Geçimini dilenerek sağlayan kimse
- PENCERE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık
- "Bavulu açtım, kâğıdı parçaladım, pencereden attım." (Refik Halit Karay)
- "Bir insana bir şey öğrettiğiniz, ona yeni bir pencere açtığınız zamanki o parlayan bakışlar var ya, hocanın en büyük mükâfatı budur." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık
- İZLENCE
-
-
[isim]
Program
- "İzlence, en küçük bir aksama olmaksızın aktı gitti." (Melih Cevdet Anday)
-
[isim]
Program
- BEDENCİ
-
-
[isim]
Beden eğitimi öğretmeni
-
[isim]
Beden eğitimi öğretmeni
- ERKENCİ
-
-
[sıfat]
Erken davranan (kimse)
- "Birazdan erkenciler birer ikişer sökün ederler." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Erken olgunlaşan veya yetişen (meyve, sebze)
-
Sabahın ilk saatlerinde harekete geçen
-
[sıfat]
Erken davranan (kimse)
- İŞKENCE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir kimseye maddi veya manevi olarak yapılan aşırı eziyet
-
Düşüncelerini öğrenmek amacıyla birine uygulanan eziyet
- "Ona, evimize niçin geldiğini sormak işkencesini de yaptım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Aşırı gerginlik, sıkıntılı durum, azap
- "Beklemek işkencesi yüreğini fena didiklemeye başladı." (Peyami Safa)
-
Vidalı bir tür sıkıştırma aracı
-
[isim]
Bir kimseye maddi veya manevi olarak yapılan aşırı eziyet
- SENCESİ
- ...