İçinde enc olan 7 harfli 36 kelime var. İçerisinde ENC bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında enc olan kelimeler listesine ya da Sonu enc ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
C E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
CE, EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÜMENCİ
-
-
[isim]
Gemilerde dümeni kullanan kimse
-
[sıfat]
En tembel
- "Bahriye Mektebinden dümenci yani sonuncu olarak çıktım." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Dalavereci, hileci, düzenbaz
-
[isim]
Gemilerde dümeni kullanan kimse
- YARENCE
- ...
- EĞLENCE
-
-
[isim]
Eğlenme işi, sefahat
- "Biz bu işe tuhaf bir merakla eğlence şeklinde başladık." (Falih Rıfkı Atay)
-
Neşeli ve hoşça vakit geçirten şey veya kimse
- "Karıma göre en güzel eğlence, kırda yayan gezmek, kırların havasından istifade etmektir." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Eğlenme işi, sefahat
- DÖNENCE
-
-
[isim]
Yerküre üzerinde, güneş ışınlarının yılda iki kez dik açı ile geldiği, sıcak kuşağın kuzey ve güney sınırlarını oluşturan ve Ekvator'un 23° 27' kuzey ve güneyinden geçtiği varsayılan iki çemberden her biri, tropika
- "Oğlak dönencesi. Yengeç dönencesi."
-
[isim]
Yerküre üzerinde, güneş ışınlarının yılda iki kez dik açı ile geldiği, sıcak kuşağın kuzey ve güney sınırlarını oluşturan ve Ekvator'un 23° 27' kuzey ve güneyinden geçtiği varsayılan iki çemberden her biri, tropika
- ÖĞRENCE
- ...
- TENCERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçinde yemek pişirilen, kapaklı, genellikle metal kap
- "Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
İçinde yemek pişirilen, kapaklı, genellikle metal kap
- BEDENCİ
-
-
[isim]
Beden eğitimi öğretmeni
-
[isim]
Beden eğitimi öğretmeni
- DÜZENCE
-
-
[isim]
Sıkı düzen, disiplin
-
[isim]
Sıkı düzen, disiplin
- RENCİDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
İncinmiş, kalbi kırılmış
- "Seni rencide ettiysem özür dilerim, ben sadece bizim hassasiyetimizi anlamanı istedim." (Ahmet Ümit)
- "Bir dostluk havası içinde bile olsa ferdin şahsi hürriyeti ve şahsi vakarı bundan rencide oluyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
İncinmiş, kalbi kırılmış
- RUMENCE
- ...
- ENCÜMEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Alt kurul
- "Nadir eserleri kopya etmek üzere encümenin kararı ile Fransa'ya gönderildim." (Haldun Taner)
-
[isim]
Alt kurul
- PENCÜDÜ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tavla oyununda zarların üst yüzünün birinin beşli, öbürünün ikili gelmesi, beş iki
-
[isim]
Tavla oyununda zarların üst yüzünün birinin beşli, öbürünün ikili gelmesi, beş iki
- DÜVENCİ
-
-
[isim]
Harman zamanı düven sürmek için tutulan çocuk
-
Düven yapan veya satan kişi
- "Düvenci ustası isterim, duvarcı ustası isterim." (Nezihe Araz)
-
[isim]
Harman zamanı düven sürmek için tutulan çocuk
- DİLENCİ
-
-
[isim]
Geçimini dilenerek sağlayan kimse
- "Yolumun üzerinde her sabah tesadüf ettiğim bir dilenci var." (Ahmet Haşim)
-
Israrla ve arsızca bir şeyi isteyen kimse
- "... o muhabbet dilencisinin yalvarmalarına bir tek kelime ile cevap vermedi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Geçimini dilenerek sağlayan kimse
- KEFENCİ
-
-
[isim]
Cenaze gereçleri satan kimse
-
[sıfat]
Zorba
-
[isim]
Cenaze gereçleri satan kimse
- ERKENCE
-
-
[zarf]
Oldukça erken
- "Başkanı, şehri güzelleştirmek için istimlaklerini yapmaya başlamakta erkence davranmaya teşvik etmeye başladı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Oldukça erken
- ERKENCİ
-
-
[sıfat]
Erken davranan (kimse)
- "Birazdan erkenciler birer ikişer sökün ederler." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Erken olgunlaşan veya yetişen (meyve, sebze)
-
Sabahın ilk saatlerinde harekete geçen
-
[sıfat]
Erken davranan (kimse)
- ÖĞLENCİ
-
-
[isim]
İkili öğretim yapan okullarda öğleden sonra ders gören öğrenci, sabahçı karşıtı
-
[isim]
İkili öğretim yapan okullarda öğleden sonra ders gören öğrenci, sabahçı karşıtı
- DESENCİ
-
-
[isim]
Desen ile uğraşan kimse
-
[isim]
Desen ile uğraşan kimse
- DÜZENCİ
-
-
[sıfat]
Düzen, hile yapan, hileci, oyunbaz, düzenbaz, entrikacı, dessas
-
[sıfat]
Düzen, hile yapan, hileci, oyunbaz, düzenbaz, entrikacı, dessas