İçinde ENA geçen 10 harfli kelimeler

İçinde ena olan 10 harfli 16 kelime var. İçerisinde ENA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ena olan kelimeler listesine ya da Sonu ena ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

A E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AN, EN, NE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.

Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CENABETLİK

...

NAMÜTENAHİ

Kelime Kökeni : Farsça

1. [sıfat] Sonsuz, ucu bucağı olmayan
2. Sonsuz, ucu bucağı olmayan bir biçimde
   • "Öğleye yakın bu sis dağılınca gökyüzü namütenahi açılıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)

MÜKEVVENAT

Kelime Kökeni : Arapça

1. [isim] Yaratıkların bütünü

MUHASSENAT

Kelime Kökeni : Arapça

1. [isim] Yararlı, güzel, hayırlı işler

ENAYİLEŞME

1. [isim] Enayileşmek işi veya durumu
   • "Sen de enayileşme öyleyse. Bu yaşa kadar kadın mı görmesin?" (Necati Cumalı)

TENASÜPSÜZ

1. [sıfat] Tenasüp olmayan, uygunluk, düzgünlük bulunmayan
   • "Apış arasına fazla tülbent ve mermerşahi tıkarak bebeği çarpık ve ayrık bacaklı, tenasüpsüz olmaktan korur." (Refik Halit Karay)

MÜDEVVENAT

Kelime Kökeni : Arapça

1. [isim] Bir araya toplanmış eserler

KENARORTAY

1. [isim] Bir üçgende her tepeden karşı kenarın ortasına indirilen doğru parçası
2. Bir dikdörtgenin karşılıklı iki kenar ortasını birleştiren doğru parçası

ŞECERENAME

Kelime Kökeni : Arapça

1. [isim] Soy ağacını gösteren kitap veya yazı

KENARLILIK

...

SENATÖRLÜK

1. [isim] Senatör olma durumu
2. Senatörün görevi veya makamı

ÇEŞİTKENAR

1. [sıfat] Kenarlarından hiçbiri ötekine eşit olmayan (çokgen)

HAVALENAME

Kelime Kökeni : Arapça

1. [isim] Havale

FENAFİLLAH

Kelime Kökeni : Arapça

1. [isim] Allah'ın varlığı içinde yok olma

MENAJERLİK

1. [isim] Menajer olma durumu
2. Menajerin görevi

FENALAŞMAK

1. [nsz] Kötü bir duruma girmek
   • "İş fenalaştı."
2. Hastanın durumu ağırlaşmak
3. Ansızın bayılacak gibi olmak
   • "Kendisini tam Cemile'nin karşısında görünce fenalaştı." (Mithat Cemal Kuntay)