İçinde elli olan 7 harfli 20 kelime var. İçerisinde ELLİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında elli olan kelimeler listesine ya da Sonu elli ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E L L İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ELLİ, İLLE
3 Harfli Kelimeler
İLE
2 Harfli Kelimeler
EL, İL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ELLİBİR
- ...
- ÜÇTELLİ
-
-
[isim]
Üç teli olan saz
-
[isim]
Üç teli olan saz
- TEYELLİ
-
-
[sıfat]
Teyelle tutturulmuş, teyellenmiş
-
Üzerine teyel atılmış
-
[sıfat]
Teyelle tutturulmuş, teyellenmiş
- ÇELLİST
- ...
- NİKELLİ
-
-
[sıfat]
Birleşiminde nikel bulunan
-
Nikelle kaplanmış
-
[sıfat]
Birleşiminde nikel bulunan
- ÖZELLİK
-
-
[isim]
Bir şeyin benzerlerinden veya başka şeylerden ayrılmasını sağlayan nitelik, hususiyet
- "Her kadının kendine göre bir özelliği oluyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir şeyin benzerlerinden veya başka şeylerden ayrılmasını sağlayan nitelik, hususiyet
- ENGELLİ
-
-
[sıfat]
Engeli olan, mânialı
-
Vücudunda eksik veya kusuru olan
-
[sıfat]
Engeli olan, mânialı
- ÇEPELLİ
-
-
[sıfat]
İçinde sap, taş, toprak vb. yabancı madde bulunan
- "Çepelli buğday."
-
[sıfat]
İçinde sap, taş, toprak vb. yabancı madde bulunan
- TEMELLİ
-
-
[sıfat]
Herhangi bir nitelikte temeli olan
- "Sağlam temelli bir yapı."
-
Geçici olmayan, sürekli, kalıcı, devamlı, daimî
- "Sermet Muhtar, Akşam gazetesinin temelli imzalarından biri oldu." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[zarf]
(te'melli) Sürekli olarak
-
[zarf]
Büsbütün, tamamen
-
[sıfat]
Herhangi bir nitelikte temeli olan
- TECELLİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belirme, görünme, ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma
- "Bu tecellilerin yalnız bir tanesi doğru..." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "Hacca gitmek emeli onun kalbinde ateşli bir iştiyak tarzında tecelli etmişti." (Memduh Şevket Esendal)
-
Tanrı'nın insanlarda ve doğada görünmesi
-
Alın yazısı, kader
- "Ne yaman tecellisi varmış!"
-
[isim]
Belirme, görünme, ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma
- YALELLİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arapça şarkı
-
[isim]
Arapça şarkı
- REELLİK
- ...
- MÜELLİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kitap yazan veya kitap hazırlayan, bir eseri ortaya koyan ve eserin sahibi olan kimse, yazar
-
[isim]
Kitap yazan veya kitap hazırlayan, bir eseri ortaya koyan ve eserin sahibi olan kimse, yazar
- TELLİCE
-
-
[isim]
Tek kadın tarafından oynanan bir tür oyun
-
[isim]
Tek kadın tarafından oynanan bir tür oyun
- ELLİNCİ
-
-
[sıfat]
Ellinin sıra sıfatı, sırada kırk dokuzuncudan sonra gelen
-
[sıfat]
Ellinin sıra sıfatı, sırada kırk dokuzuncudan sonra gelen
- ELLİLİK
-
-
İçinde elli tane bulunan
- "Ellilik paket."
-
Elli yaşında olan
- "Ellilik bir kadının elinde kocaman bir çanta ile geldiğini gördük." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Elli kuruş veya elli lira değerinde para
-
İçinde elli tane bulunan
- BEDELLİ
-
-
[sıfat]
Bedeli olan, bedel ödenilen
-
[isim]
Bedelci
-
[sıfat]
Bedeli olan, bedel ödenilen
- RİMELLİ
-
-
[sıfat]
Rimel sürülmüş (kirpik)
- "Kirpikleri rimelli..." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Rimel sürülmüş (kirpik)
- ELLİŞER
-
-
[sıfat]
Elli sıfatının üleştirme biçimi, her defasında ellisi bir arada olan, her birine elli
- "Her biri ellişer, yüzer kilo gelen hatta daha ağırlarını kasaba çarşılarında satılırken gördüm." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Elli sıfatının üleştirme biçimi, her defasında ellisi bir arada olan, her birine elli
- TESELLİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Avunma, avuntu, avunç
- "Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile / Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Uyanınca işin hakikat olmadığını anlayıp teselli buldu." (Haldun Taner)
- "Ne de olsa kadın kısmı teselli etmesini daha iyi bilirdi." (Haldun Taner)
- "Zehra Hanım, Tevfik'in ebesiydi ve onu çok severdi, arkasını sıvadı, teselli verdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Piyangoda büyük ikramiyeyi kaybeden en yakın numaralara yapılan ödeme
- "Teselli ikramiyesi."
-
[isim]
Avunma, avuntu, avunç