İçinde eli olan 5 harfli 31 kelime var. İçerisinde ELİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında eli olan kelimeler listesine ya da Sonu eli ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E L İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

İLE

2 Harfli Kelimeler

EL, İL, LE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MELİK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Padişah, hükümdar, hakan

ELİFİ
...
CELİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Çok büyük, ulu
  2. Çok büyük, ulu (Tanrı)

PELİN

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Birleşikgillerden, yapraklarında ve öteki bölümlerinde çok acı, kokulu bir madde bulunan, hekimlikte kullanılan çok yıllık ve otsu bir bitki, pelin otu, acı pelin, akpelin (Artemisia absinthium)

DELİK

  1. [isim] Dar, küçük açıklık
    • "İğne deliği. Burun deliği."
    • "O nasıl yarmıştı benim kafacığımı, şimdi de yakalasınlar kuyruğundan onu da tıksınlar deliğe." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Dar, küçük çukur
    • "Küçük çocuk, kulübenin kenarına yığılmış taşlardan yukarıda bir deliğe sıkışmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Küçük hayvan yuvası
    • "Fare deliği."
  4. [sıfat] Delinmiş olan
    • "Hangi evden istedilerse gittim, dama çıktım, akan delik kiremidi buldum, yerine sağlam kiremit koydum." (Hamdullah Suphi Tanrıöver)
  5. Cezaevi

EBELİ

  1. [sıfat] Ebesi olan

HELİK

  1. [isim] Duvar örülürken büyük taşların arasına konulan ufak taşlar

KELİK

  1. [isim] Eski ayakkabı

GELİR

  1. [isim] Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat
    • "Saklanan bir gelir vardı ki aç, çıplak kalmıyorlardı." (Mahmut Yesari)
  2. Bir ekonomik birimin belli bir süre içinde kazandırdığı aylık, kira vb. getiri, varidat, irat

BELİĞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Belagati olan, belagatli
  2. Anlaşılır
    • "Çeşmeden sökülmüş o kitabenin yeri kendisinden daha beliğ bir şekilde, hafızamda kaldı." (Yahya Kemal Beyatlı)

ZELİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Hor görülen, aşağı tutulan, aşağılanan
    • "Şımarık kantocu kim bilir hangi tesirler altında eski mütevazı, zelil, ahiretlik olmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Onun namusu için ben zelil oldum, onun saati için ben bedbaht oldum." (Aka Gündüz)

ÇELİK

  1. [isim] Su verilerek çok sert ve esnek bir duruma getirilebilen, birleşiminde az miktarda karbon bulunan demir ve karbon alaşımı, polat
    • "Süngülerini çelikten birer parmak gibi göğe kaldırmışlar." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Çelik ve demir vücuduyla hassas bir sporcuya benziyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [sıfat] Bu alaşımdan yapılmış
    • "Tavandaki abajursuz, çelik elektrik lambasını yakmış okuyordu." (Sait Faik Abasıyanık)

GELİM
...
PELİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Meşe ağacı
  2. Bu ağacın meyvesi, palamut

TELİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bitkisel tellerden yapılmış, kaba örgülü büyük çuval

TELİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Lanet okuma, lanetleme, kargıma, kargış

SELİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Doğru, dürüst, kusursuz
  2. Sonu iyi, tehlikesiz, kötücül olmayan, iyicil (ur veya hastalık)

BELİK

  1. [isim] Saç örgüsü

TELİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uzlaştırma
    • "Eski insanlar, esasen bu iki hadiseyi telif etmişler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Kitap yazma
    • "Babamın gene o tarihte oynanan bir telif piyesi de o sahnede oynamıştı." (Halit Fahri Ozansoy)
  3. Telif hakkı

OJELİ

  1. [sıfat] İçinde oje bulunan
  2. Oje sürülmüş
    • "Ojeli tırnak."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü