İçinde elem olan 9 harfli 101 kelime var. İçerisinde ELEM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında elem olan kelimeler listesine ya da Sonu elem ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E L M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ELEM, EMEL
2 Harfli Kelimeler
EL, EM, LE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÜBRELEME
-
-
[isim]
Toprağa gübre dökme, gübre karıştırma
-
[isim]
Toprağa gübre dökme, gübre karıştırma
- SİLKELEME
-
-
[isim]
Silkelemek işi
-
[isim]
Silkelemek işi
- ERTELEMEK
-
-
[-i]
Sonraya bırakmak, tehir etmek, tecil etmek, talik etmek
-
[-i]
Sonraya bırakmak, tehir etmek, tecil etmek, talik etmek
- SERPELEME
-
-
[isim]
Serpelemek işi
-
[isim]
Serpelemek işi
- FİSKELEME
-
-
[isim]
Fiskelemek işi
-
[isim]
Fiskelemek işi
- KEPÇELEME
-
-
[isim]
Kepçelemek işi
-
[isim]
Kepçelemek işi
- BÜTÇELEME
-
-
[isim]
Bütçelemek işi
-
[isim]
Bütçelemek işi
- HADDELEME
-
-
[isim]
Haddelemek işi
-
[isim]
Haddelemek işi
- GÖLGELEME
-
-
[isim]
Gölgelemek işi
-
Bazı takım oyunlarında ayakla veya vücutla karşı takım oyuncusunun davranışına engel olma, markaj
-
[isim]
Gölgelemek işi
- PEPELEMEK
-
-
[nsz]
Pepe gibi konuşmak
-
[nsz]
Pepe gibi konuşmak
- DEŞELEMEK
-
-
[-i]
Güçlü bir biçimde deşmek, karıştırmak
- "Yaban domuzları tarlayı deşelemişler."
-
Araştırmak
- "Bu biraz da ihtiyarı deşelemek, o profesör hakkında bildiklerini söyletmek içindi." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Güçlü bir biçimde deşmek, karıştırmak
- KEFELEMEK
-
-
[-i]
Atı kefe (II) ile silip tüylerini parlatmak
-
[-i]
Atı kefe (II) ile silip tüylerini parlatmak
- GÜDELEMEK
-
-
[-i]
Ardına düşmek, kovalamak, sürmek
-
[-i]
Ardına düşmek, kovalamak, sürmek
- TAZELEMEK
-
-
[-i]
Yenisiyle veya tazesiyle değiştirmek
- "Barmenle yardımcısı boşalan kadehleri tazeliyorlardı." (Çetin Altan)
-
Bazı yiyecekleri, bayatlamışken kaynatıp taze duruma getirmek
-
[nsz]
Bir işi bir daha yapmak, tekrarlamak
- "Hoca bir kere daha tazeleyince harıl harıl yazmaya koyuldu." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Bozulduğu düşünülen bir bağ veya inancı yeniden oluşturmak
- "İmam Efendi abdest tazeleyecekmiş dediler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Unutulmuş bir duygu veya bir düşünceyi yeniden canlandırmak
- "Rica ederim, bu bahisleri açıp da dert tazeleme!" (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Yenisiyle veya tazesiyle değiştirmek
- ENSELEMEK
-
-
[-i]
Kaçan veya saklanan birini yakalamak
- "... polisim de hırsızı enselemek istiyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Kaçan veya saklanan birini yakalamak
- LEKELEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi kirletmek, bir şey üzerinde leke oluşturmak
- "Kumaşı lekelemek."
-
Birine, namusa dokunur bir suç yüklemek
- "Durup dururken bir genci lekelemek güzel bir şey değil..." (Çetin Altan)
-
[-i]
Bir şeyi kirletmek, bir şey üzerinde leke oluşturmak
- ELEMANSIZ
- ...
- İMGELEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyin imgesini zihinde canlandırmak, tahayyül etmek
-
[-i]
Bir şeyin imgesini zihinde canlandırmak, tahayyül etmek
- DÜĞMELEME
-
-
[isim]
Düğmelemek işi
-
[isim]
Düğmelemek işi
- İRDELEMEK
-
-
[-i]
Bir konunun incelenmesi ve eleştirilmesi gereken bütün yönlerini birer birer incelemek, araştırmak, tetkik ve tetebbu etmek, mütalaa etmek
- "Tanpınar sanki gördüğü, irdelediği konuları, sorunları bize bir an önce iletmek istiyor." (Selim İleri)
-
[-i]
Bir konunun incelenmesi ve eleştirilmesi gereken bütün yönlerini birer birer incelemek, araştırmak, tetkik ve tetebbu etmek, mütalaa etmek