İçinde elem olan 9 harfli 101 kelime var. İçerisinde ELEM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında elem olan kelimeler listesine ya da Sonu elem ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E L M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ELEM, EMEL
2 Harfli Kelimeler
EL, EM, LE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BÖLGELEME
-
-
[isim]
Bölgelemek işi
-
[isim]
Bölgelemek işi
- ÖNCELEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi önceden yapmak, geri bırakmamak, öne almak, takdim etmek
-
Tanıtmak, yönlendirmek amacıyla överek öne çıkarmak, lanse etmek
-
[-i]
Bir şeyi önceden yapmak, geri bırakmamak, öne almak, takdim etmek
- PLASELEME
-
-
[isim]
Plaselemek işi
-
[isim]
Plaselemek işi
- ÇİFTELEME
-
-
[isim]
Çiftelemek işi
-
[isim]
Çiftelemek işi
- TEKMELEME
-
-
[isim]
Tekmelemek işi
-
[isim]
Tekmelemek işi
- GECELEMEK
-
-
[nsz]
Geceyi bir yerde geçirmek
- "Gönül oralarda gecelemek, ertesi sabahı görmek istiyor." (Ahmet Rasim)
-
Gecenin geç saatlerine kadar bir şeyle uğraşmak
-
[nsz]
Geceyi bir yerde geçirmek
- GEVELEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi çiğnemeden ağız içinde evirip çevirmek
- "Kirli suratlı üç çocuk, ellerindeki birer dilim ekmeği geveleyip duruyorlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Bir sözü tam olarak ve açıkça söylememek
- "Saatlerce asıl maksadımı ağzımın içinde gevelemekle kalıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[-i]
Bir şeyi çiğnemeden ağız içinde evirip çevirmek
- LEKELEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi kirletmek, bir şey üzerinde leke oluşturmak
- "Kumaşı lekelemek."
-
Birine, namusa dokunur bir suç yüklemek
- "Durup dururken bir genci lekelemek güzel bir şey değil..." (Çetin Altan)
-
[-i]
Bir şeyi kirletmek, bir şey üzerinde leke oluşturmak
- ELEMANSIZ
- ...
- SENDELEME
-
-
[isim]
Sendelemek durumu
-
[isim]
Sendelemek durumu
- TANELEMEK
-
-
[-i]
Tanelerini ayırmak
- "Narı tanelemek."
-
[-i]
Tanelerini ayırmak
- GEZELEMEK
-
-
[nsz]
Gezinmek
- "Onun böyle boş saatlerinde içeri dışarı işgüzar işgüzar gezelediğini gören ihtiyarcık ezilir büzülür." (Haldun Taner)
-
Sıkıntılı bir durumda dolaşmak, gezinmek
-
[nsz]
Gezinmek
- KÖŞELEMEK
-
-
[-i]
Köşeye gelecek biçimde koymak
-
[-i]
Köşeye gelecek biçimde koymak
- DEŞELEMEK
-
-
[-i]
Güçlü bir biçimde deşmek, karıştırmak
- "Yaban domuzları tarlayı deşelemişler."
-
Araştırmak
- "Bu biraz da ihtiyarı deşelemek, o profesör hakkında bildiklerini söyletmek içindi." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Güçlü bir biçimde deşmek, karıştırmak
- TİRELEMEK
-
-
[-i]
Bir yazıya tire (II) koymak
-
[-i]
Bir yazıya tire (II) koymak
- DÜRTELEME
-
-
[isim]
Dürtelemek işi
-
[isim]
Dürtelemek işi
- SİKKELEME
-
-
[isim]
Sikkelemek işi veya durumu
-
[isim]
Sikkelemek işi veya durumu
- ÖRSELEMEK
-
-
[-i]
Yıpratmak, eskitmek, hırpalamak, zedelemek
- "Rüzgâr çiçekleri örseledi."
-
Gücünü azaltmak, canlılığını gidermek, sarsmak
- "Naciye Hanım, kalkık kaşlarıyla başını sallayarak meclisin sükûtunu örseledi." (Peyami Safa)
-
[-i]
Yıpratmak, eskitmek, hırpalamak, zedelemek
- GÜBRELEME
-
-
[isim]
Toprağa gübre dökme, gübre karıştırma
-
[isim]
Toprağa gübre dökme, gübre karıştırma
- FİTNELEME
-
-
[isim]
Fitnelemek işi
-
[isim]
Fitnelemek işi