İçinde el olan 4 harfli 47 kelime var. İçerisinde EL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında el olan kelimeler listesine ya da Sonu el ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EL, LE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AZEL
...
DELİ

  1. [sıfat] Aklını yitirmiş olan, akli dengesi bozulmuş olan, mecnun
    • "İki genç, deli gibi birbirlerini seviyorlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Deli oluyordu çocuklara, onlarsız edemiyordu."
    • "Teğmenin, teyzem dediği, altmışlık, altmış beşlik, suratı hâlâ düzgünlü, kirpikleri hâlâ sürmeli, deli saraylı gibi bir kadıncağızmış." (Haldun Taner)
    • "Kitap delisi. Oyun delisi. Sinema delisi."
  2. Coşkun, azgın (hayvan, duygu vb.)
    • "Bu deli öfkeyi kime veya nelere, bir namlu gibi çevireceğini bilemiyordu." (Tarık Buğra)
    • "En bildiği derste bile kopya çeker, çekmezse hasta olur, deliye döner." (Haldun Taner)
  3. Davranışları aşırı ve taşkın olan (kimse), çılgın
    • "Ben delinin biriyim, ateşe girerim." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Patronun deliye döndüğünden habersizce geldi, elindeki şemsiyeye yapıştı." (Rıfat Ilgaz)

APEL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Anonim ortaklıklarda sermaye artırımı için yapılan ödeme çağrısı

AMEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yapılan iş, edim, fiil
  2. Bir kimsenin dinin buyruklarını yerine getirmek için yaptıkları
  3. İshal

ELİK

  1. [isim] Dağ keçisi
    • "Hızır nazardan koruya, eli ayağı düzgün, elik yavrusundan azgın kara saçlı, gül nakışlı bir kızım dünyaya gelmiştir." (Kemal Bilbaşar)

AGEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arap erkeklerinin kefiyelerinin üzerine bağladıkları, yünden örülmüş kalın çember bağ

EZEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Başlangıcı belli olmayan zaman, öncesizlik
    • "Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım." (Mehmet Akif Ersoy)

SELE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yayvan, genişçe sepet

ELÇİ

  1. [isim] Bir devleti başka bir devlet katında temsil eden kimse, sefir
  2. Bir uzlaşma sağlamak veya iş bitirmek için birinin yanına gönderilen kimse
  3. Peygamber

REEL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Gerçek

ELDE

  1. [isim] Çarpma ve toplama işlemlerinde bir sonraki sıranın rakamlarına katılacak olan sayı

ELLİ

  1. [isim] Kırk dokuzdan sonra gelen sayının adı
  2. Bu sayıyı gösteren 50, L rakamlarının adı
  3. [sıfat] Beş kere on, kırk dokuzdan bir artık

ELİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arap alfabesinin ilk harfinin adı
    • "Bir şişe görürsün, üstünde 'ilaç' yazar. Benim gibi elifi mertek sanan takımdansan şurup sanır içersin, zehirlenir ölürsün." (Reşat Nuri Güntekin)

İÇEL
...
FELÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnme
    • "Babam kendisine felç geldiği zaman beni affetti ve çağırttı." (Peyami Safa)
    • "Yağmur yüzünden trafik felce uğradı."
    • "Sigara içmeyiz, nikotinin yarın bize yapabileceği fenalıkları düşünmek elimizi felce uğratır." (Peyami Safa)

SELP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zorla alma, kapma
  2. Kaldırma, kaçırma, yok etme

ŞELF

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Karaları çevreleyen ve karalardan sayılan, 200 m derinliğe kadar olan sığ deniz dipleri

BELA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İçinden çıkılması güç, sakıncalı durum
    • "Kumar, toplum için büyük bir beladır."
    • "Geceleyin belanı arama, haydi nerden geldinse bas git oraya." (Etem İzzet Benice)
    • "Yurtlarına bela getiren bu kadını, ayıplamıyor kentin uluları." (Azra Erhat)
    • "Solda sıfırlar önemsiz sanılır ama sağda sıfırlar da öyle zaman gelir ki bela olur." (Aydın Boysan)
  2. Büyük zarar ve sıkıntıya yol açan olay veya kimse
    • "Hayatta dipdiri yanmak belasından da kurtulmuştum." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. Hak edilen ceza
    • "Allah belasını verdi."

KELE

  1. [isim] Boğa, tosun

GELE

  1. [isim] Tavla oyununda elinde kırık taşı bulunan oyuncunun attığı, uygun olmayan zar
    • "Gele atmak."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü