İçinde ek olan 7 harfli 418 kelime var. İçerisinde EK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ek olan kelimeler listesine ya da Sonu ek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİLEREK
-
-
isteyerek, kasten
- "Bu adam, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan, bildiğini bilen, bilmediğini de şıp diye sezen bambaşka bir insandır." (Haldun Taner)
- "Efendiden gizli yine herkes bildiğini okuyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Her şeye peki, olur der fakat sonunda gene bildiğini yapardı." (Haldun Taner)
- "Sütannenin sandık odası, bildim bileli akar." (Ömer Seyfettin)
-
isteyerek, kasten
- BÖRTMEK
-
-
Az pişirmek, haşlamak
-
Az pişirmek, haşlamak
- KÜÇÜREK
-
-
[sıfat]
Biraz küçük
-
[sıfat]
Biraz küçük
- TEKNECİ
-
-
[isim]
Tekne, özellikle deniz teknesi yapan ve satan kimse
-
Sokaklarda balık satan kimse
-
[isim]
Tekne, özellikle deniz teknesi yapan ve satan kimse
- EZİLMEK
-
-
[nsz]
Ezme işine konu olmak
- "Altın tas içinde kınam ezildi / Gümüş tarak ile zülfüm düzüldü." (Halk türküsü)
- "Etrafındakiler hanımefendiye karşı bir suç işlemiş gibi ezilip büzülüyorlar." (Halide Edip Adıvar)
-
Açlık sıkıntısı duymak
- "İçim eziliyor, bir bardak süt içeyim."
-
[nsz]
Ezme işine konu olmak
- ÜŞÜTMEK
-
-
[-i]
Üşümesine sebep olmak
- "Havanın üşütecek kadar serin olmasına göre sabah yakın." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Üşüyüp hasta olmak, soğuk almak
-
[nsz]
Delirmek, aklını yitirmek
-
[-i]
Üşümesine sebep olmak
- YEDEKLİ
-
-
[isim]
Halk edebiyatında yedeklerle yazılan manzume
-
[isim]
Halk edebiyatında yedeklerle yazılan manzume
- ÇİTİMEK
- ...
- YEKİNME
-
-
[isim]
Yekinmek işi
-
[isim]
Yekinmek işi
- ÖKSEMEK
-
-
[-i]
Özlemek, göreceği gelmek, istemek
-
[-i]
Özlemek, göreceği gelmek, istemek
- SÜRTMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi bastırarak diğer bir şeyin üzerinden geçirmek
- "Cemal ellerini hızlı hızlı birbirine sürttü." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Galiba bu tarihî günün yüzü suyu hürmetine, Beyoğlu'nda sürtüp durdukları yanlarına kâr kaldı idi." (Haldun Taner)
-
Dokundurmak
-
[nsz]
Başıboş dolaşmak, yararsız dolaşmak
- "Çocukçağız birkaç gün sokaklarda sürtmüş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Bir şeyi bastırarak diğer bir şeyin üzerinden geçirmek
- ÜRETMEK
-
-
[nsz]
Aynı türden canlıları çoğaltmak
- "Tavuk üretmek."
-
Ekonomik bir etkinlik sonucu ürün elde etmek
- "Petrol üretmek. Çimento üretmek."
-
Oluşturmak, yaratmak, meydana getirmek
- "Şiir üretmek."
-
[nsz]
Aynı türden canlıları çoğaltmak
- BÜRÜMEK
-
-
[-i]
Sarmak, kaplamak, örtmek, basmak, istila etmek
- "Tarlayı otlar bürümüştü." (Nabizade Nazım)
-
Çok, güçlü etkilemek
- "Bir kötümserlik bürümüş sizin içinizi." (Nurullah ataç)
-
[-i]
Sarmak, kaplamak, örtmek, basmak, istila etmek
- DİLEKÇE
-
-
[isim]
Bir dileği bildirmek için resmî makamlara sunulan, imzalı ve adresli, pullu veya pulsuz yazı, istida, arzuhâl
- "Dilekçeyi yazmaya başlamadan önce Zeliş'in nüfus cüzdanını inceledi." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bir dileği bildirmek için resmî makamlara sunulan, imzalı ve adresli, pullu veya pulsuz yazı, istida, arzuhâl
- ENGEREK
-
-
[isim]
Engerekgillerden, başı üç köşeli, rengi kara veya karaya yakın, taşlık ve güneşli yerlerde yaşayan zehirli bir yılan (Vipera aspis)
-
[isim]
Engerekgillerden, başı üç köşeli, rengi kara veya karaya yakın, taşlık ve güneşli yerlerde yaşayan zehirli bir yılan (Vipera aspis)
- ERKEKSİ
-
-
[sıfat]
Erkeği andıran, erkeğe benzeyen, erkek gibi, erkeğimsi
- "Birinci olmak hevesi yaradılışının verdiği üstünlüklerden, tuttuğunu bırakmayan erkeksi iradesinden geliyordu." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Erkeği andıran, erkeğe benzeyen, erkek gibi, erkeğimsi
- ÇÜRÜMEK
-
-
[nsz]
Genellikle mikroorganizmaların etkisiyle, kimyasal değişikliğe uğrayarak bozulup dağılmak
- "Sen toprakta çürürsün canım kardeşim / Ben ayakta." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Sağlamlığını, dayanıklılığını yitirmek
- "Onun gelişine kadar da kağşamış, çürümüş, küflenmiş yapı ayakta kalamazdı." (Tarık Buğra)
-
Vurulma veya sıkışma yüzünden vücutta lekeler oluşmak
-
İnsan yıpranmak, çökmek
-
Bir düşünce temelsiz ve kanıtsız kalmak
-
[nsz]
Genellikle mikroorganizmaların etkisiyle, kimyasal değişikliğe uğrayarak bozulup dağılmak
- ÜLEŞMEK
-
-
[nsz]
Bölüşmek, paylaşmak
-
[nsz]
Bölüşmek, paylaşmak
- EKİNLİK
-
-
[isim]
Ekin ekilmiş yer
-
[isim]
Ekin ekilmiş yer
- TEKİDEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Tekit ederek, tekit yoluyla, üsteleyerek, yineleyerek
-
[zarf]
Tekit ederek, tekit yoluyla, üsteleyerek, yineleyerek