İçinde ek olan 5 harfli 207 kelime var. İçerisinde EK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ek olan kelimeler listesine ya da Sonu ek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EK, KE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇEKEM

  1. [isim] Yeşil yapraklı, dikensi, ateşe atıldığında çatırdayarak yanan bir bitki

ÖĞREK

  1. [isim] At sürüsü

FELEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gök, gökyüzü, sema
    • "Oyuna bir de kalender, feleğin çemberinden geçmiş ihtiyar komiser koyacaksınız." (Haldun Taner)
    • "Bir gün burada koyu ateş renginde bir hotoz görmüştür ki feleğini şaşırmıştır." (Salâh Birsel)
    • "Desenize ki işimiz iş; felekten öyle bir gün çalacağız." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Dünya, âlem
  3. Talih, baht, şans
    • "Felek oyun etmişti onlara, yiğitlerden ikisi uyuya kaldı." (Cemil Meriç)
  4. Askerî mızıkada zilli bir müzik aracı

KEPEK

  1. [isim] Un elendikten sonra, elek üstünde kalan kabuk kırıntıları
  2. Başın derisinde oluşan küçük, beyaz pulcuklar
  3. Bazı deri hastalıklarında deriden dökülen parçacıklar

ZEKER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Erkeklik organı

DİLEK

  1. [isim] Bir kimsenin dilediği şey, istek, talep, temenni, rica, murat

SÜREK

  1. [isim] Süren, devam eden zaman
  2. [sıfat] Hızlı süren, hızlı giden
  3. Satmak için pazara götürülen hayvan sürüsü

BEZEK

  1. [isim] Süs, ziynet
  2. Bir eseri süslemeye yarayan motiflerin her biri

ÇİMEK

  1. [isim] Çimecek yer

İŞLEK

  1. [sıfat] Çok işleyen, canlı, hareketli
  2. Özenmeden, çabuk yazıldığı hâlde okunaklı ve güzel olan (yazı)
    • "İşlek, açık bir yazı. Bir kadın elinden çıkma." (Tarık Dursun K)

DÖŞEK

  1. [isim] Yatak
    • "Odadakileri uyandırmamak için yavaşça döşekten indi." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Gemi gövdesinde, su basıncı, çarpma, karaya oturma vb. durumlarda darbeleri karşılayabilecek, yük ve makinelerin ağırlığına dayanabilecek dirençteki yapı gereci
  3. Dövülmek üzere harman yerine serilen ekin sapları

ÖZBEK
...
TEKER

  1. [isim] Tekerlek
    • "Araba tekeri. Makine tekeri."
    • "Kırıp geçirmeye niyet etmişti ama ah bu kadın, gene tekerine taş koymuştu." (Orhan Kemal)
    • "Neden ikide bir tekere çomak sokarlar? Neden kalkınma hamlesine bir tuğla da onlar koymazlar?" (Haldun Taner)
  2. Tekerlek biçimde olan
    • "Bir teker peynir."
  3. İnce ve çapı oldukça tekerlek biçiminde parça
  4. Bir gök cisminin daire biçiminde görünen yüzeyi
  5. Cismin gökyüzü üzerindeki iz düşümü

BÖCEK

  1. [isim] Eklem bacaklıların, altı bacaklı, çoğu kanatlı ve vücutları baş, göğüs, karın olarak eklemlerden oluşmuş hayvan sınıfı, haşere
  2. Istakoza benzer, uzunluğu 30-40 cm kadar olan, sarı renkli, kısa kıskaçlı, yenilen bir deniz hayvanı
  3. Kelebek, kurt ve tırtılın dışında kalan küçük hayvancıklar
    • "Artık onun yalnızca bir böcek ısırığı olduğunu düşünüyordum." (Orhan Pamuk)

NEKRE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Beklenmedik hoş ve şaşırtıcı sözler söyleyen, güldürücü hikâye anlatan (kimse), nükteci
    • "Nekre ve zarif, iyi bir hatipti." (Falih Rıfkı Atay)

EKRAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Üzerine bir cismin ışık yoluyla görüntüsü düşürülen, saydam olmayan düz yüzey, görüntülük
  2. Beyaz perde, görüntülük
  3. Televizyon camı, görüntülük

HEREK

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Asma, fasulye vb. sarılgan bitkilerin tutunması için yanlarına dikilen sırık, ispalya

TEKİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kuvvetleştirme, sağlamlaştırma, üsteleme
    • "Bu sözü bir alay uydurma vakalarla, kazalarla tekide çalışıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

TEKST

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Metin
    • "Holdinglere reklam teksti yazan benden kat kat fazla kazanıyor." (Haldun Taner)

EKOSE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. Çeşitli renk ve büyüklükteki karelerden oluşan (desen veya kumaş)
    • "Kendi tüyleri ile hiç asorti olmayan ekose bir yelek giymiş." (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü