İçinde ehr olan 26 kelime var. İçerisinde EHR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ehr olan kelimeler listesine ya da Sonu ehr ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KEHRİBARCILIK
KURBAĞAZEHRİ
HEMŞEHRİLİK, ŞEHREMANETİ
KEHRİBARCI
HEMŞEHRİM, KADIŞEHRİ, ŞEHREMİNİ, ZEHRETMEK, ZEHROLMAK
BEHRESİZ, HEMŞEHRİ, KEHRİBAR, ŞEHRİYAR, ZEHRETME, ZEHROLMA
BİBEHRE, ÇEHRECE, ÇEHRELİ, ŞEHRİYE, SUŞEHRİ
BEHRE, CEHRE, ÇEHRE, CEHRİ, EHRAM
E H R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HER
2 Harfli Kelimeler
EH, ER, HE, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KEHRİBARCILIK
- ...
- KURBAĞAZEHRİ
-
-
[isim]
Kurbağazehrigillerden, tatlı sularda yaşayan, beyaz çiçekli, yürek biçimi yapraklı bir süs bitkisi (Hydrocharis)
-
[isim]
Kurbağazehrigillerden, tatlı sularda yaşayan, beyaz çiçekli, yürek biçimi yapraklı bir süs bitkisi (Hydrocharis)
- HEMŞEHRİLİK
-
-
[isim]
Hemşehri olma durumu
-
[isim]
Hemşehri olma durumu
- ŞEHREMANETİ
-
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda, bugünkü belediye zabıtası görevini yapan, şehrin temizlik ve güzelliğiyle ilgilenen yerel yönetim
-
Belediye
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda, bugünkü belediye zabıtası görevini yapan, şehrin temizlik ve güzelliğiyle ilgilenen yerel yönetim
- KEHRİBARCI
-
-
[isim]
Kehribardan tespih, ağızlık vb. şeyler yapan veya satan kimse
- "Ben babamla, annemle gittiğimiz siyah kehribarcıları şimdi bir masal gibi hatırlıyorum." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[isim]
Kehribardan tespih, ağızlık vb. şeyler yapan veya satan kimse
- ZEHROLMAK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[nsz]
Zevk almak umulurken üzüntü ile karşılaşmak
- "Bu gezinti bana zehroldu."
-
[nsz]
Zevk almak umulurken üzüntü ile karşılaşmak
- KADIŞEHRİ
- ...
- ZEHRETMEK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[-i]
Tatsızlık çıkarıp üzüntüye yol açmak, bunaltmak, acı vermek, sıkmak, üzmek
- "Hayatımın sonuna kadar böyle her günümü zehredemem." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[-i]
Tatsızlık çıkarıp üzüntüye yol açmak, bunaltmak, acı vermek, sıkmak, üzmek
- HEMŞEHRİM
- ...
- ŞEHREMİNİ
-
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat'a kadar saray ve devlet yapılarının onarımına, haremin gider ve aylık işlerine bakmakla yükümlü kimse
-
Şehremanetinin başında bulunan kimse, belediye başkanı
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat'a kadar saray ve devlet yapılarının onarımına, haremin gider ve aylık işlerine bakmakla yükümlü kimse
- ZEHRETME
-
-
[isim]
Zehretmek durumu
-
[isim]
Zehretmek durumu
- ZEHROLMA
-
-
[isim]
Zehrolmak durumu
-
[isim]
Zehrolmak durumu
- KEHRİBAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Süs eşyası yapımında kullanılan, açık sarıdan kızıla kadar türlü renklerde, yarı saydam, kolay kırılır ve bir yere hızlıca sürtüldüğünde hafif cisimleri kendine çeken, fosilleşmiş reçine, samankapan, kılkoparan
- "Önümdeki kutuda elmas, akik, zümrüt, necef, sedef, kehribar vesaire gibi yüz kadar küçük küçük taşlar vardı." (Ömer Seyfettin)
- "Üstelik tütünler kehribar gibiydi bu yıl." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Bu reçineden yapılmış
- "İki aydır kayıp sarı kehribar tespihini görünce sevindi." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Süs eşyası yapımında kullanılan, açık sarıdan kızıla kadar türlü renklerde, yarı saydam, kolay kırılır ve bir yere hızlıca sürtüldüğünde hafif cisimleri kendine çeken, fosilleşmiş reçine, samankapan, kılkoparan
- BEHRESİZ
-
-
[sıfat]
Payı, nasibi, hissesi olmayan, bibehre
- "İnsaftan behresiz."
-
[sıfat]
Payı, nasibi, hissesi olmayan, bibehre
- ŞEHRİYAR
- ...
- HEMŞEHRİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Aynı ilden olan kimse, memleketli
-
[ünlem]
"Arkadaş, ahbap" anlamında bir seslenme sözü
-
[isim]
Aynı ilden olan kimse, memleketli
- ÇEHRECE
-
-
[zarf]
Çehre bakımından
- "Kadın vücutça, çehrece acaba nasılmış?" (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Çehre bakımından
- ŞEHRİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çorba ve pilavda kullanılan, türlü biçimlerde kesilerek kurutulmuş buğday unu hamuru
-
[isim]
Çorba ve pilavda kullanılan, türlü biçimlerde kesilerek kurutulmuş buğday unu hamuru
- ÇEHRELİ
-
-
[sıfat]
Çehresi olan
- "Kırmızı fesi kulaklarına kadar geçmiş, bayağı çehreli, yapma tavırlı, sahte öksürüklü bir adam çıktı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Çehresi olan
- BİBEHRE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Payı olmayan, pay almamış
-
[sıfat]
Payı olmayan, pay almamış