İçinde eh olan 8 harfli 63 kelime var. İçerisinde EH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında eh olan kelimeler listesine ya da Sonu eh ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EH, HE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ALAŞEHİR
- ...
- REHBERLİ
-
-
[sıfat]
Rehberi olan
- "Eli rehberli Amerikan turistleri gibi geldikleri şehrin önce tarihî anıtlarını ziyaret ederler." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Rehberi olan
- MÜNEZZEH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Temiz, arı
-
Uzak
-
[sıfat]
Temiz, arı
- KEHRİBAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Süs eşyası yapımında kullanılan, açık sarıdan kızıla kadar türlü renklerde, yarı saydam, kolay kırılır ve bir yere hızlıca sürtüldüğünde hafif cisimleri kendine çeken, fosilleşmiş reçine, samankapan, kılkoparan
- "Önümdeki kutuda elmas, akik, zümrüt, necef, sedef, kehribar vesaire gibi yüz kadar küçük küçük taşlar vardı." (Ömer Seyfettin)
- "Üstelik tütünler kehribar gibiydi bu yıl." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Bu reçineden yapılmış
- "İki aydır kayıp sarı kehribar tespihini görünce sevindi." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Süs eşyası yapımında kullanılan, açık sarıdan kızıla kadar türlü renklerde, yarı saydam, kolay kırılır ve bir yere hızlıca sürtüldüğünde hafif cisimleri kendine çeken, fosilleşmiş reçine, samankapan, kılkoparan
- MÜZEHHEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Altın suyuna batırılmış olan
-
Yaldızla süslenmiş, yaldızlanmış
-
[sıfat]
Altın suyuna batırılmış olan
- TEHDİTLİ
-
-
[sıfat]
Tehdidi bulunan
-
[sıfat]
Tehdidi bulunan
- ÇİLEHANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Dervişlerin çile doldurdukları yer
-
[isim]
Dervişlerin çile doldurdukları yer
- MEHTAPLI
-
-
[sıfat]
Mehtabı olan
- "Nihayet mehtaplı ılık ağustos akşamında atıma atladım." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Mehtabı olan
- TEŞEHHÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Namazda oturarak "ettehiyyatü" duasını okuma
-
[isim]
Namazda oturarak "ettehiyyatü" duasını okuma
- MÜSTEHZİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alaycı
- "Dans edenlerin dansını beğenmiyormuş gibi müstehzi bir ağız çarpıklığıyla dudaklarını kıvırıyordu." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Alaycı
- EHLİZEVK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güzel veya çirkin hükmünü verdiren duyguya sahip, zevkli kimse
-
[isim]
Güzel veya çirkin hükmünü verdiren duyguya sahip, zevkli kimse
- DEHŞETLİ
-
-
[sıfat]
Korku veya ürküntü veren
- "Dehşetli bir kâbusa tutulmuşların kıvrandıran ıstırabını duyuyorum." (Aka Gündüz)
-
[zarf]
Çok fazla, son derece
- "Altımdaki beygir, efendisinin bu savaşına karşı dehşetli huysuzlanıyor." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Korku veya ürküntü veren
- ATAŞEHİR
- ...
- PEHPEHLİ
- ...
- MÜSTEHAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hoşa giden, sevilen, beğenilen
-
[isim]
Dinen emredilmediği hâlde yapıldığında sevap kazandıran davranış
-
[sıfat]
Hoşa giden, sevilen, beğenilen
- BEHRESİZ
-
-
[sıfat]
Payı, nasibi, hissesi olmayan, bibehre
- "İnsaftan behresiz."
-
[sıfat]
Payı, nasibi, hissesi olmayan, bibehre
- HEMŞEHRİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Aynı ilden olan kimse, memleketli
-
[ünlem]
"Arkadaş, ahbap" anlamında bir seslenme sözü
-
[isim]
Aynı ilden olan kimse, memleketli
- TEVEHHÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuruntuya düşme
-
[isim]
Kuruntuya düşme
- MUVACEHE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüzleşme, yüz yüze gelme
-
[isim]
Yüzleşme, yüz yüze gelme
- PANZEHİR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Zehrin etkisini ortadan kaldırabilme özelliği olan madde, antidot
-
[isim]
Zehrin etkisini ortadan kaldırabilme özelliği olan madde, antidot