İçinde eh olan 7 harfli 39 kelime var. İçerisinde EH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında eh olan kelimeler listesine ya da Sonu eh ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EH, HE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CEHALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bilgisizlik
    • "Açlık gidecek, cehalet gidecek, benizler kanlanacak, tabiat yenilenecek, emir altına alınacaktı." (Tarık Buğra)

MÜŞTEHİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir şey için çok istek gösteren, istekli
  2. İştahlı

LEHİMCİ

  1. [isim] Lehim yapan kimse

MEHABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Büyük ve saygıdeğer kimselere duyulan saygı
  2. Büyüklük, ululuk, yücelik
    • "Dağlar ufkunda mehabet ova ufkunda huzur." (Yahya Kemal Beyatlı)

MÜNTEHA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Son
  2. [sıfat] Sona ermiş, bitmiş

TEHLİKE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Büyük zarar veya yok olmaya yol açabilecek durum, muhatara
    • "Tehlike gittikçe büyüyor, güçlük artıyordu." (Refik Halit Karay)
    • "Şimdilik sizin tehlikeye atılmanıza hacet yoktur." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Gerçekleşme ihtimali bulunan fakat istenmeyen durum
    • "Ketumdur, katlandığı acıları, atlattığı tehlikeleri sergilemeyi hiç sevmez." (Atilla İlhan)

ŞEHZADE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Padişahların ve oğullarının erkek çocuklarına verilen san

TEEHHÜR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gecikme

ZEHİRLİ

  1. [sıfat] Zehri olan
    • "Zehirli mantarlar."
  2. Zararlı (duygu, düşünce vb.)

EHLİDİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gönül eri
    • "Ehlidildir diyemem sinesi saf olmayana." (Nefî)

ÇEHRELİ

  1. [sıfat] Çehresi olan
    • "Kırmızı fesi kulaklarına kadar geçmiş, bayağı çehreli, yapma tavırlı, sahte öksürüklü bir adam çıktı." (Refik Halit Karay)

KEHANET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir olayın gerçekleşeceğini önceden bilme, kâhinlik, ön deyi, prediksiyon
    • "Bunu belirtirken bir kehanette bulunmuş olmuyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

LEHİMLİ

  1. [sıfat] Lehimle tutturulmuş

LEHÇECİ

  1. [isim] Lehçe bilimi uzmanı

ŞEHNAME

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Hükümdarların niteliklerini, üstün başarılarını anlatan, mesnevi biçiminde yazılmış manzume
  2. Manzum olarak yazılmış tarih

VEHİMLİ

  1. [sıfat] Vehim içinde olan, vehme kapılan
    • "Çiler'de yalnız kalmaktan korkanların vehimli hâli vardı." (Aka Gündüz)

ŞEHADET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanıklık, şahitlik
    • "Dünya karşısında Türk'ün kendi kendisi için yapacağı şehadet daha adamakıllı yapılmamıştır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Yüksek bir ülkü uğrunda ölme, şehit olma

ŞEHİRCİ

  1. [isim] Şehircilik uzmanı, şehircilikle uğraşan kimse

DEHALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sığınma, korunma

REHAVET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Vücutta görülen gevşeklik, ağırlık, tembellik
    • "Bayıltıcı bir rehavet hissediyordu, uykuya çok ihtiyacı vardı ve uyudu." (Peyami Safa)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü