İçinde eh olan 7 harfli 39 kelime var. İçerisinde EH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında eh olan kelimeler listesine ya da Sonu eh ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EH, HE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CEHALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilgisizlik
- "Açlık gidecek, cehalet gidecek, benizler kanlanacak, tabiat yenilenecek, emir altına alınacaktı." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Bilgisizlik
- TEHİRLİ
-
-
[sıfat]
Geciktirilmiş
-
Ertelenmiş
-
Gecikmeli, rötarlı
- "Bu Diyarbakır postası hep tehirlidir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Gecikmiş bir biçimde
- "Tren tehirli geldi."
-
[sıfat]
Geciktirilmiş
- LEHÇECİ
-
-
[isim]
Lehçe bilimi uzmanı
-
[isim]
Lehçe bilimi uzmanı
- LEHİMCİ
-
-
[isim]
Lehim yapan kimse
-
[isim]
Lehim yapan kimse
- DEHALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sığınma, korunma
-
[isim]
Sığınma, korunma
- TEEHHÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gecikme
-
[isim]
Gecikme
- REHAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vücutta görülen gevşeklik, ağırlık, tembellik
- "Bayıltıcı bir rehavet hissediyordu, uykuya çok ihtiyacı vardı ve uyudu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Vücutta görülen gevşeklik, ağırlık, tembellik
- CEHTSİZ
- ...
- AKŞEHİR
- ...
- ŞEHİRCİ
-
-
[isim]
Şehircilik uzmanı, şehircilikle uğraşan kimse
-
[isim]
Şehircilik uzmanı, şehircilikle uğraşan kimse
- TEHALÜK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Can atma, çok isteme
- "Yeni neşriyattan ne görürse hepsinin üzerine ayrı bir tehalükle atılırdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Can atma, çok isteme
- BİBEHRE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Payı olmayan, pay almamış
-
[sıfat]
Payı olmayan, pay almamış
- ÇEHRECE
-
-
[zarf]
Çehre bakımından
- "Kadın vücutça, çehrece acaba nasılmış?" (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Çehre bakımından
- DEHLEME
-
-
[isim]
Dehlemek işi
-
[isim]
Dehlemek işi
- ÇEHRELİ
-
-
[sıfat]
Çehresi olan
- "Kırmızı fesi kulaklarına kadar geçmiş, bayağı çehreli, yapma tavırlı, sahte öksürüklü bir adam çıktı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Çehresi olan
- MÜNTEHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Son
-
[sıfat]
Sona ermiş, bitmiş
-
[isim]
Son
- ŞEHADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanıklık, şahitlik
- "Dünya karşısında Türk'ün kendi kendisi için yapacağı şehadet daha adamakıllı yapılmamıştır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Yüksek bir ülkü uğrunda ölme, şehit olma
-
[isim]
Tanıklık, şahitlik
- TEHLİKE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyük zarar veya yok olmaya yol açabilecek durum, muhatara
- "Tehlike gittikçe büyüyor, güçlük artıyordu." (Refik Halit Karay)
- "Şimdilik sizin tehlikeye atılmanıza hacet yoktur." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Gerçekleşme ihtimali bulunan fakat istenmeyen durum
- "Ketumdur, katlandığı acıları, atlattığı tehlikeleri sergilemeyi hiç sevmez." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Büyük zarar veya yok olmaya yol açabilecek durum, muhatara
- KEHANET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir olayın gerçekleşeceğini önceden bilme, kâhinlik, ön deyi, prediksiyon
- "Bunu belirtirken bir kehanette bulunmuş olmuyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir olayın gerçekleşeceğini önceden bilme, kâhinlik, ön deyi, prediksiyon
- ŞEHZADE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Padişahların ve oğullarının erkek çocuklarına verilen san
-
[isim]
Padişahların ve oğullarının erkek çocuklarına verilen san