İçinde eh olan 7 harfli 39 kelime var. İçerisinde EH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında eh olan kelimeler listesine ya da Sonu eh ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EH, HE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CEHALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bilgisizlik
    • "Açlık gidecek, cehalet gidecek, benizler kanlanacak, tabiat yenilenecek, emir altına alınacaktı." (Tarık Buğra)

TEHİRLİ

  1. [sıfat] Geciktirilmiş
  2. Ertelenmiş
  3. Gecikmeli, rötarlı
    • "Bu Diyarbakır postası hep tehirlidir." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. [zarf] Gecikmiş bir biçimde
    • "Tren tehirli geldi."

LEHÇECİ

  1. [isim] Lehçe bilimi uzmanı

LEHİMCİ

  1. [isim] Lehim yapan kimse

DEHALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sığınma, korunma

TEEHHÜR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gecikme

REHAVET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Vücutta görülen gevşeklik, ağırlık, tembellik
    • "Bayıltıcı bir rehavet hissediyordu, uykuya çok ihtiyacı vardı ve uyudu." (Peyami Safa)

CEHTSİZ
...
AKŞEHİR
...
ŞEHİRCİ

  1. [isim] Şehircilik uzmanı, şehircilikle uğraşan kimse

TEHALÜK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Can atma, çok isteme
    • "Yeni neşriyattan ne görürse hepsinin üzerine ayrı bir tehalükle atılırdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

BİBEHRE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Payı olmayan, pay almamış

ÇEHRECE

  1. [zarf] Çehre bakımından
    • "Kadın vücutça, çehrece acaba nasılmış?" (Refik Halit Karay)

DEHLEME

  1. [isim] Dehlemek işi

ÇEHRELİ

  1. [sıfat] Çehresi olan
    • "Kırmızı fesi kulaklarına kadar geçmiş, bayağı çehreli, yapma tavırlı, sahte öksürüklü bir adam çıktı." (Refik Halit Karay)

MÜNTEHA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Son
  2. [sıfat] Sona ermiş, bitmiş

ŞEHADET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanıklık, şahitlik
    • "Dünya karşısında Türk'ün kendi kendisi için yapacağı şehadet daha adamakıllı yapılmamıştır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Yüksek bir ülkü uğrunda ölme, şehit olma

TEHLİKE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Büyük zarar veya yok olmaya yol açabilecek durum, muhatara
    • "Tehlike gittikçe büyüyor, güçlük artıyordu." (Refik Halit Karay)
    • "Şimdilik sizin tehlikeye atılmanıza hacet yoktur." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Gerçekleşme ihtimali bulunan fakat istenmeyen durum
    • "Ketumdur, katlandığı acıları, atlattığı tehlikeleri sergilemeyi hiç sevmez." (Atilla İlhan)

KEHANET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir olayın gerçekleşeceğini önceden bilme, kâhinlik, ön deyi, prediksiyon
    • "Bunu belirtirken bir kehanette bulunmuş olmuyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ŞEHZADE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Padişahların ve oğullarının erkek çocuklarına verilen san

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü