İçinde efr olan 16 kelime var. İçerisinde EFR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında efr olan kelimeler listesine ya da Sonu efr ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
MEFRUŞATÇILIK
MEFRUŞATÇI
DEFROSTER, NEFRETLİK
MEFRUŞAT, TEFRİŞAT
TEFRİKA
MEFRET, MEFRUŞ, NEFRET, NEFRİT, TEFRİK, TEFRİŞ, TEFRİT
EFRAT, EFRİZ
E F R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
FER
2 Harfli Kelimeler
ER, FE, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MEFRUŞATÇILIK
-
-
[isim]
Mefruşatçının işi
-
[isim]
Mefruşatçının işi
- MEFRUŞATÇI
-
-
[isim]
Mefruşat satan kimse, döşemeci
-
[isim]
Mefruşat satan kimse, döşemeci
- NEFRETLİK
- ...
- DEFROSTER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız buzçözer
-
[isim]
Bakınız buzçözer
- TEFRİŞAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Döşeme işleri
-
Döşemenin gerektirdiği bütün parçalar veya eşyanın tümü
- "Görüyorum ki salonun tefrişatı henüz tamamlanmamış. Bütün koltuklar yerleştirildikten sonra tekrar geliriz." (Haldun Taner)
-
[isim]
Döşeme işleri
- MEFRUŞAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ev, iş yeri vb. yerleri döşemek için gerekli eşya, döşeme
- "Burası, yeni mefruşatla döşenmiş zarif bir yatak odası." (Peyami Safa)
-
[isim]
Ev, iş yeri vb. yerleri döşemek için gerekli eşya, döşeme
- TEFRİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gazete veya dergilerde çıkan, birbirini tamamlayan yazılardan oluşan dizi
- "Geçen yılki turnesini, gazetelerdeki tefrikalardan işitmeyen kalmadı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Bu biçimde yayımlanan
-
Birbirine kötülük etmeye kadar varan sürekli anlaşmazlık, ikilik
- "Türkler arasına tefrika ve nifak koymak için de hürriyet vermişti." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Gazete veya dergilerde çıkan, birbirini tamamlayan yazılardan oluşan dizi
- NEFRİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Böbrek iltihabı
-
[isim]
Böbrek iltihabı
- NEFRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu
- "Gönlümde o zamana kadar duyduğum nefret yerine büyük bir korku titriyordu." (Memduh Şevket Esendal)
- "Şu dakikada senden nefret ediyorum, senden böyle hareket beklemezdim." (Peyami Safa)
- "Çünkü Ömer Bey, başka birinde son derece nefret uyandıran bir kabalık, bir kusur sayılması lazım gelen o gurur ve azamet buhranları içinde bile bir çocuk saflığını saklıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Tiksinme, tiksinti
- "Şimdi bu satırlarımı hiddetle, nefretle, iç bulantısı ile yazıyorum." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu
- MEFRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kocaman, iri, büyük, muazzam
- "Cehennem, zincire vurulmuş mefret bir ejderhadır. Bırakınız beni, günahkârları yutayım diye nara atar durur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Kocaman, iri, büyük, muazzam
- TEFRİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayırma, ayırt etme
- "Yarım yamalak tahsilimle iyiyi kötüyü tefrik ediyorum, bu bana yeter." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Ayırma, ayırt etme
- TEFRİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Herhangi bir konuda geride kalma, yeterli ölçüde olmama durumu, ifrat karşıtı
-
[isim]
Herhangi bir konuda geride kalma, yeterli ölçüde olmama durumu, ifrat karşıtı
- MEFRUŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Döşeli
-
[sıfat]
Döşeli
- TEFRİŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Döşeme işi
- "İçerisini gene kendi paramla tefriş ettim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir yeri gerekli eşya ile döşeme
-
[isim]
Döşeme işi
- EFRİZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Friz
-
[isim]
Friz
- EFRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bireyler, fertler
-
Erler, erat
-
[isim]
Bireyler, fertler