İçinde efa olan 7 harfli 23 kelime var. İçerisinde EFA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında efa olan kelimeler listesine ya da Sonu efa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A E F Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AF, FA, FE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CEFASIZ
...
VEFASIZ

  1. [sıfat] Vefası olmayan, sevgisi çabuk geçen, hakikatsiz
    • "Yıllar yârlerden, yârler yıllardan vefasız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

CEFAKAR
...
TEFAVÜT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayırıcı özellik, farklılık

AKKEFAL

  1. [isim] Sazangillerden bir cins tatlı su balığı (Alburnus)

CEFAKEŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Cefa çeken, sıkıntıya katlanan
    • "Bu, cefakeş bir işçi kadının hikâyesiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

SEFALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yoksulluk, yoksulluk sıkıntısı
    • "İnsan onu bir gördü mü evlerin, sokakların sefaletini unutur giderdi." (Tarık Buğra)

VEFAKAR
...
ENSEFAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kafatası içindeki beyin ve yardımcı organların oluşturduğu yapı

KEFARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir günahı Tanrı'ya bağışlatmak umuduyla verilen sadaka veya tutulan oruç
    • "Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir." (Haldun Taner)
  2. Diyet
    • "Onu sevmek bile hayatımın kefareti oluyor." (Aka Gündüz)

TEFAHÜR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Övünme

MEFAHİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Övünülecek şeyler, övünceler

KEFALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birinin borcunu ödememesi veya verdiği sözü yerine getirmemesi durumunda bütün sorumluluğu üzerine alma durumu, kefillik
    • "O zamanlarda her sene kefaletleri yüzünden bin lira, iki bin lira ödemek mecburiyetinde kalınmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)

DEFAKTO
...
REFAKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arkadaşlık etme, birlikte bulunma
    • "Nice yıllar devam eden bir refakatin hatırası bundan mı ibaretti?" (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Fahri, Cağaloğlu'na kadar onlara refakat etti." (Peyami Safa)
  2. Eşlik etme
    • "Sabih Hüsnü, kemanla bana refakat etti." (Ömer Seyfettin)

SEFARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Elçilik, sefarethane
    • "Bu ismi bana İranlı bir sefaret kâtibi buldu." (Refik Halit Karay)

REFAHLI

  1. [sıfat] Müreffeh, rahat, huzurlu
    • "Bu mesut ve refahlı hayat güzel güzel arızasız geçerken ne kıyametler koptu." (Refik Halit Karay)

DEFATEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Ansızın
  2. Birden, aniden
    • "Sönük bakan gözleri defaten parladı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

SEFASIZ

  1. [sıfat] Şenliği, eğlencesi olmayan

NEFASET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nefis olma durumu
    • "Yemekler her günküne üstün bir nefasete ermiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü